BİR hafta, on gün daha geçsin Babıâli’ye çıkıp Saatli Maarif Takvimi alacağım. Müdavimiyimdir. Her sene öyle yaparım. Zaten artık başka yerde bulunmuyor.

Tramvaydan Sirkeci’de değil de kasten Eminönü’nde in... Sonra aylak, yukarı vur...

Geç basılıyor ama yine de 2014 nüshasının Remzi Kitabevi ’ne gelmiş olması gerekir.

Bakalım 1 Ocak için etli nohut, zeytinyağlı pırasa ve erikli hoşaf mı tavsiye edecek?


ASLINDASaatli Maarif Takvimi bizim evimize girmezdi. Hiç girmedi.

Çünkü ta benim çocukluğumda dahi pek demode ve pek alaturka addedilirdi.

Buna karşılık, ikinci hamur kâğıttan yapraklar büyükbabamın kanaryalı odasından çıkmazdı ki, üç aylarda bile oruç tutan mütedeyyin adam, namaz vakitlerine oradan bakardı.


SONRA gel zaman, git zaman, hem o demodeliğinden, hem de bilhassaCumhuriyet İdeolojisi ’nin çok nev-i şahsına münhasır bir uzantısı olduğundan ben de merak sardım.

Zaten yine meraktayım: Acaba bu yıl da günün şiiri diye “Nereye varsam, nereye gitsem,/ Dört bucakta esersin./ Göğsümde bayrak, usumda bilgi,/ Yüreğimde sevgisin./ Ey Atatürk, ey yüce başkan,/ Sen vatan, sen Türkiye’sin ” hamasetine mi yer verecek?

Veya gelecek 20 Kasım’da dagünün tarihi olarak “doksan dokuz yıl önce bugün Kırkilise’nin adı Kırklareli olarak değiştirildi ” ibaresini mi zikredecek?


AMA SMT ’ninCumhuriyet İdeolojisi ’ni yansıtma biçimi çok garip ve çok çelişkilidir.

Zaten eğer doktora öğrencisi olsaydım hiç üşenmez ve her yılı ayrı ayrı tarayarak koca bir tez yazardım. İki üç kuşağa damga vurmuş bu takvimi cidden araştırmak gerekiyor.

Şeytan ayrıntıda gizlidir... Meselâ Sultan Vahdettin’in İstanbul’u terketmesi geçen senelerde de 2013’teki gibi “ayrıldı ” fiiliyle mi, yoksa “kaçtı ” ifadesiyle mi belirtiliyordu?

Yani, her ne kadar oCumhuriyet İdeolojisi ’nin yılmaz bekçiliğini üstlense bile acabaSaatli Maarif Takvimi ’nde de toplumsal evrime paralel bir değişim gerçekleşti mi?


EVET,SMT ’nin mantığı kaotiktir! Örneğin geçen 8 Kasım’da imlâsını bile yanlış yazarak İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun “Hiçbir insan zekâsı Türklük gerçeğini onun kadar yakından tanımamıştır (...)” şeklindeki bir Atatürk methiyesine yer vermişti.

Ama onun hemen altında ve yine Atatürk’ü methetmek için alıntıladığı eski İngiltere Başbakanı Lylold George’nin aslında tam anlamıyla birTürk düşmanı olduğunu unutmuştu.

Daha önemlisi, her yaprağını ultra laikçi, hatta süper ulusalcı meçhul meşhurlarla süslemesine rağmen Hicrî ve Rumî ayları da zikreden; Hazreti Ali’yi veya Hazreti Ömer’i alıntılayan ve tabii beş vakit namazı haber veren bu takvim aynı zamanda dinî doku yansıtır.

Bunlara bir de kocakarı fırtınaları yahut cemrelerin düşüşü gibi beni meftun eden meteorolojik anonsları; artı, İstanbul mutfağını eksen alan yemek önerilerini eklemek gerekir.

Dolayısıyla, Saatli Maarif Takvimi ’nin aslında o Cumhuriyet İdeolojisi ’yle hayli çelişir biçimde bir kültürel devamlılık rolü üstlendiğini söylemek fazla yanlış oluşturmaz.


PEKİ, Saatli Maarif Takvimi derme çatma bir sentezi mi, yoksa aynıCumhuriyet İdeolojisi ’nin en baştan beri mustarip olduğu genel bir kafa karışıklığını mı yansıtıyor?

Muhtemelen sonuncusunun daha ağır basması kaydıyla her ikisini de! Olsun.

Umurumda değil ve bile bile lâdes diyorum. Çünkü ideolojiye karşı zaten şerbetliyim.

Ama Çemberlitaş Turşucusu’nun vefatını dahigünün tarihi olarak anmaktan haz duyacak kadar “demodeyim” (!) ki, işte bir hafta, on gün daha geçsin Babıâli’ye çıkacağım.

SMT ’nin 2014 nüshasını alacağım ve bakalım, 1 Ocak’ta etli nohut mu yiyeceğim?


hadiuluengin@taraf.com.tr

http://www.taraf.com.tr/hadi-uluengin/makale-saatli-ideoloji-takvimi.htm