- 7.09.2013 00:00
RECEP Tayyip Erdoğan’ın kıstası asla ve asla Vladimir Putin olamaz. Olmamalıdır
Zaten sırf Moskova lideri Ankaralı meslektaşı için değil, bizzat Rusya Türkiye için ne referans, ne emsal, ne de örnek olabilir. Allah yazdıysa bozsun!
Tabii eğer hedef ve ütopya olarak evrensel demokrasiyi benimsediysek!
***
OYSA dün dediğim gibi, her aileye üç çocuk lâfını ağzından düşürmeyen Başbakan genel olarak bireylerin tercihine, özel olarak da kadınların bedenine müdahale eden bu vahim saplantısından dolayı kendisine yöneltilen eleştirilere özrü kabahatinden büyük cevap verdi.
Ben söyleyince olay çıkıyor, Putin söyleyince kimse tınmıyor diye serzenişte bulundu.
Acaba basireti bağlandığı için mi böylesine büyük bir pot kırdı?
Yoksa farkına varmadan gönlünde, yani bilinçaltında yatan aslanı mı dışavurdu?
***
OYSA yukarıdaki evrensel demokrasi hem Rusya’nın, hem de o Putin’in tam zıddıdır.
Çünkü zaten köle anlamındaki slav kelimesiyle tanımlanan ve esas olarak Ruslarla özdeşleşen bu kuzey kavmi Hıristiyanlaştıktan sonra bile, Lehler, Çekler, Soraplar gibi Batı’da Katolikliği benimseyenleri hariç hiçbir zaman sözkonusu Batı’nın değerleriyle bütünleşmedi.
Sebebi ister Ortodokslukta, ister Türk- Tatar etkisinde, ister ikisinde birden aransın, Rusyalar’da ne sivil toplumun ilk nüveleri oluştu, ne tebaayı aşacak yurttaş kültürü filiz verdi.
Nitekim bütün tarih ya Korkunç İvan gibi tümden ceberut, ya da Deli Petro gibi yine ceberut fakatışıltılı despotların o tebaa- serf üzerindeki mutlak hükümranlığını anlatır.
***
ÜSTELİK Moskofya baştan beri büyüyemezsem küçülürüm oburluğunu benimsedi.
Uzun olmayan bir süreçte avuç için kadar Kiev Knezliği Karadeniz kıyısından Kutup buzuluna ve Pasifik sahilinden Pamir ufkuna yayılan bugünkü dev İmparatorluğa dönüştü.
Zaten iktisadi geriliğe rağmen Bolşeviklerin iktidarı gasp etmesi de aynı ruhi- beşeri iklime oturdu. Sivillik ve yurttaşlık yoksunluğu kızıl diktatoryanın payandasını oluşturdu.
Ve işte, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın referans (!) diye sunmak talihsizliğine düştüğüVladimir Putin yukarıdaki geleneğin hem ürünü, hem uzantısı, hem temsilcisidir!
***
ÖYLEDİR, zira Yeltsin’den sonra oligarşik rejimi değil sadece oligarkların kimliğini değiştirerek onları tamamen kendisine bağımlı kılan; sebil petrol sayesinde de ekonomiyi nispeten tıkırında götürenPutin’in evrensel anlamdaki demokrasiyle hiçbir ilgisi yoktur.
Mutlak totaliter denemez ama sokak infazcısı zaptiyelerin, emir kulu mahkemelerin veya iktidar borazanı medyaların ahval-i adiye sayıldığı Rusya tabii ki otoriter bir devlettir.
Zaten hem bizde kendini sol diye pazarlayan ulusalcı avenenin, hem de Batı’da dobra dobrafaşistliğini itiraf eden kesimin Kremlin liderine toz kondurmaması tesadüf değildir.
Bu ulusalcı- faşist koalisyon demokrasiye beslediği derin nefretten ve o otoritarizme duyduğu büyük aşktan dolayı Putinmania hayranlık budalasıdır ki, aynı Vlamidir Putin’i emsal gösterenErdoğan’ı da acaba onun gizli hayranları listesine mi dâhil etmek gerekiyor?
Üstelik bin dikkat, Ankara önderinin anti-Batı belâgati de yukarıdaki büyümezsem küçülürümrefleksini devraldığı ve militaro- endüstriyel sektörle bütünleştiği için Çarların ve Sovyetlerin yayılmacılığını hortlatan Putin’in retoriğiyle çok tehlikeli benzerlikler içeriyor.
***
OYSA realpolitik eksende Rusya’yla iyi ilişki kurmak bir şeydir, hiçbir başbakan için asla referans olamayacak olan o Rusya’nın Putin’ini kıstas göstermek bambaşka bir şeydir.
Umalım ki otoriter eğilimleri her geçen gün daha çok nasırlaşmasına rağmen Erdoğan bu emsali vermekle gönlünde yatan aslanı dışavurmuş değil de, boş bulunup pot kırmış olsun!
hadiuluengin@taraf.com.tr
Yorum Yap