Say’a ceza, adalete kitakse!

  • 17.04.2013 00:00

 SÖZÜMONA Şeriatın kestiği parmak acımazmış... Lâf ola, beri gele! Tabii ki boş lakırdı! Bal gibi acır ve acıtıyor! Acıtmak ne kelime, inim inletiyor!

İstisnaları tenzih ederim, çünkü o Şeriat kelimesiyle kastedilen şey, yani bugün Türkiye’de hüküm süren adalet mekanizması asla ve asla adil davranmıyor.

Aksine, yargıçlar jüristokrasisi ülkeye kök söktürüyor.

Vukuat sayısı bir, üç, beş, on değil ilânihaye... Nitekim de işte şimdi piyanist Say’ı sosyal medyada dile getirdiği bir görüşten dolayı hapse mahkûm etmek cüretini sergiledi.

BU sütunu takip edenler hatırlayacaktır. Müzik dehasına hayran olsam bile Fazıl Say’ın siyasi ve felsefi görüşlerinden günahım kadar hazzetmem. Kendisini defalarca eleştirdim.

Fakat Halep oradaysa arşiv buradadır, her seferinde de kalburüstü sanatçıların ancak ve ancak kendi dallarındaki performanslarıyla değerlendirilebileceğini vurguladım.

Kerameti kendinden menkul politik tavırlarını ciddiye almamak gerektiğini kaydettim.

Hatta Hitlerci orkestra şefi Karajan’dan veya Stalinci ressam Picasso’dan örnekler vererek, en berbat ideolojilerle gerdeğe girmiş olsalar bile müstesna yeteneklerinden dolayı bu tür sanatçıların daha fazla bir müsamahaya, hatta şımarıklığa hak kazandığına işaret ettim.

Kaldı ki Say son tahlilde Hayyam’a atfettiği bir rubaiden yola çıkarak yine takıntılı hezeyanlarından birisini dışa vurmuştu. Öyle “suç” (!) addedilecek bir şey falan yoktu.

Ancak işte dediğim dedik ve yaptığım yaptık yargıçlar jüristokrasisi ona ceza reva gördü ki, böyle bir gelişme ülke demokrasimiz ve adalet sistemimiz açısından yeni bir züldür!

BU başına buyrukluk o adalet sisteminin AKP’ye itaat etmesinden mi kaynaklanıyor?

Sanmıyorum. Hatta böyle bir saptamanın iftira atmak olacağını düşünüyorum.

Zira eğer sözkonusu jüristokrasi Başbakan’ın çok yakınındaki bir MİT müsteşarı hakkında dahi soruşturma açtıysa; eğer yine aynı Başbakan’ın tamamen sahiplendiği bir eski Genelkurmay başkanını dahi tutukladıysa; eğer çeşitli yetkililerin sayısız eleştirisine rağmen Ergenekon ve Balyozdavalarındaki keyfilikten dahi geri adım atmadıysa, bunları es geçerek yargının “hükümetin emrinde” olduğunu iddia etmek ne mantıkla, ne de akılla bağdaşır.

Dolayısıyla yukarıdaki çok vahim, çok ciddi ve çok tehlikeli olgu ancak Ali Bayramoğlu’nun mucidi olduğu yargının otonomlaşması deyimiyle açıklanabilir!

EVET, Türkiye’de yargı otonom duruma gelmiştir. Ama bu özerklik demokrasilerde olmazsa olmaz şart oluşturan kuvvetler ayrılığı ilkesinden çok farklı bir şeydir!

Adıyla ve sanıyla başıbozukluktur !

Sözkonusu bağımsızlığı istismar eden bir kesim adalet bürokrasisi hukuk sistemi içinde mevcut zaafları kullanarak; dolayısıyla yasamayı ve yürütmeyi esir alarak jüristokrasi denen yargıçlar sultasını kurmuştur. Astığım astık, kestiğim kestik tasallut sürdürmektedir

Oysa artık bu böyle devam edemez!

BÖYLE devam edemez ve yukarıdaki yasama ve yürütme zaten doğası gereği hayatın evrimini geriden izleyen hukuk mekanizmasının ebediyen tutsağı kalamaz! Kalmamalıdır!

Dolayısıyla da buradaki ilk görev ve yükümlülük o yasama organında, yani “kanun yapıcı”da çoğunluğu oluşturan iktidar partisine düşmektedir!

AKP mümkün mertebe geniş bir uzlaşma sağlayarak sistemi radikal biçimde reforme etmelidir ki hem ülkemiz evrensel demokrasi kıstaslarıyla bütünleşebilsin; hem de çoğu defa haksız yere kendisine çıkartılan “adaletsizliklikler adaleti”nin faturasından kurtulabilsin.

Şeriatın kestiği parmak ancak bu takdirde acımaz ki, şu an inim inim inletiyor!

hadiuluengin@taraf.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums