- 28.01.2015 00:00
Pek çoğunuz izlemiş olabilir, izlemeyenleriniz de varsa tavsiye ederim izlemenizi. 16. Yy. ın son yarısını geçmek üzere, 5 Kasım 1605 tarihinde İngiliz Parlamento Binasını uçurmakla görevli Guy Fawkes’ın hikâyesini konu alan film, V For Vendetta…
İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu olarak, İngiliz tarihinde en çok dikkatimi çeken şahıslardan biri olmuştur Guy Fawkes figürü. Yaptıkları, düşündükleri ve fikirleri o zamandan bu zamana kadar gelmiş ki, hasılat rekorları kıran bir filme malzeme bile olmuştur. Fakat aynı figür, yıllarca İngiliz tarihi düşünülürse, “Vatan Haini” olarak adlandırılır yaptıkları yüzünden.
Kısaca tarihi bilgi verdikten sonra yazımı uzun tutmadan tamamlamak isterim. Askeri bir dahi olan Guy, kısa zamanda Muhafazakâr Protestan Kral 1. James’e, kraliyet ailesine ve tüm aristokratlara karşı yapılan ve İngiliz tarihinde “Barut Komplosu” bir başka deyişle, baskıcı-otoriter rejime karşı ayaklanma olarak da bilinen, olayda aktif rol almıştır. Ve Guy Fawkes, 5 Kasım 1605’te gece yarısı, parlamentonun mahzenlerinde bir dolu barut fıçısıyla yakalandı ve 31 Ocak 1606 tarihinde sarayın karşısında asılarak idam edildi pek çok işkencelere maruz kaldıktan sonra.
V for Vendetta filmi de bu hikâyeden yola çıkarak çekilmiş ve faşizme karşı anarşizm temasıyla başlayıp, alternatif bir yönetim anlayışı sunulmuştur. Ve film boyunca ana karakterimiz V, asla yüzündeki maskeyi çıkartmamıştır. Burada verilen mesaj da elbette, maskenin ardında yüzün etten ve kemikten oluştuğunu aslında kişinin benliğine ait olmadığını, asıl olanın maskenin ardında yüzün değil, etten kemikten daha fazla olan fikirlerden oluştuğu ve fikirlerin asla kurşun geçiremeyeceğinden söz edildiğiydi.
Şu sıralar, bizim komşuda bir şeyler oluyor, muhafazakâr komşumuz, Avrupa’nın kapitalist ve emperyalist tavrına karşılık olarak, radikal sol koalisyonu “Syriza” ya evet, bu işin altından sadece sizler kalkabilirsiniz diyerek, mütevazı ama delikanlı ve hatta çok da genç bir başbakana, Alexis Tsipras (Aleksi Çipras)’a evet dedi. Hep birlikte göreceğiz, komşumuzda pişenleri…
Ama benim en çok dikkatimi çeken, meşhur atasözümüzü hatırlatmak olacak: Komşuda pişer bize de düşer! Esen kalın.
Yorum Yap