İlle de ahlak

  • 25.12.2016 00:00

 Vergi borçlarına yapılandırmada ulaşılan rakam 77 milyar küsur oldu. Talep, oldukça yüksekti. Vergi daireleri, son günlere doğru hayli kalabalıktı. Yapılandırmada trafik cezasından tutun, SGK borçları, öğrenci kredi ve harçlarına kadar çeşitli kalemler vardı.

Vergi, devletin en temel geliridir. Hatta ekonomide küçülen devletlerinneredeyse tek geliridir. Dolaysıyla vergi geliri düşük olan devletin, hizmetlerinde ve ödemelerinde ciddi aksaklıklar oluşur.

Aslında vergi cezası, ABD ve Batı'da en ağır cezalardandır. Bu cezaların caydırıcılığı mı, yoksa uygulanan vergi politikaları mı daha etkili bilemiyoruz ancak, vatandaşları bu konuda oldukça özenli davranıyor. Elbette şu bilinç de yerleşmiş olmalı: “Daha iyi hizmet için, vergilerimizi ödemeliyiz”.  Bizde ise maalesef; “Devletin malı deniz………” fikriyatı oldukça yaygın.

Bu sadece vergi konusunda değil, devletin memuru veya personeli, kamu binalarında, bazı tasarruf kurallarına riayet etmiyor. Keyfi çalıştırılan klimalar, açık unutulan musluklar, yeni göreve atanan mülki amir ya da müdürlerin dekorasyon tutkuları, kamu araçlarının şahsi kullanımı gibi nedenlerle, giderlerin şiştiğini biliyoruz.

Elbette gelişmiş ülkelere nazaran devlet ile vatandaş arasındaki ilişkinin sağlıklı olmaması, sosyal politikalardaki yetersizlikler ve demokrasinin evrensel ölçülerde yerleşmemesinin doğal bir sonucudur. Halktan kopuk ve lüks içinde yaşayan yöneticiler, rüşvet ve adam kayırmacılık da halkın devletine olan güvenini zedeleyen nedenlerdir.

Devlete ödediği verginin kendisine dönmeyeceği düşüncesi, son yıllarda daha da azaldı. Yine de dev projeler, imar, ulaşım, iletişim ve sağlık hizmetlerindeki olumlu gidişat ve yetkililerin vergi konusundaki bilinçlendirme çabalarına rağmen beklenen elde edilemiyor.

Bunun en önemli iki nedeni, vergi oranlarının yüksekliği ile dolaylı vergilerin çok fazla olması diyebiliriz. Bu konu, yumurta-tavuk hikâyesine de benzer. Denetimleri artırmak, oranları düşürüp, vergiyi tabana yaymak, en doğru yoldur. Ancak ne var ki, bu bir süreçtir ve bilincin gelişmesi, daha doğrusu bunu, vatandaşın ahlâki bir vazife olarak görmesi de o kadar kolay değil. Yılların alışkanlığını silmek için, önce devlet üzerine düşenleri yerine getirmekle mükellef ki, vatandaş da gönüllü vergi mükellefi olabilsin.

Ancak öncelikle yatırımları teşvik edici politikalar izlenmeli. Teknoloji ve bilgiye yatırım için uygun koşullar sağlanmalı. Doğal kaynaklar yönünden çok zengin olmayabiliriz ama iklim ve coğrafi çeşitlilik, tarım konusunda önemli bir kazançtır. Tarım ve hayvancılık, iç göçü dengeleyebileceği gibi demografik sorunların çözümüne de katkı sunacaktır.

Yazının başına dönecek olursak, vergi yapılandırmaları veya af bir alışkanlık haline geldiği için, insanlar bu beklentiye girerek, ödemelerini ertelemeyi seçmektedir. Tabii şöyle diyenler de olabilir: “Para mı var, nasıl ödeyelim!” Elbette, böyle olanlar da var ancak her yapılandırmada vergi dairelerinde “vergisini ödemek aşkı”nı nasıl açıklayacağız? İşin ilginci, sanılıyor ki, yapılandırmada indirim oluyor. Çoğu kişi bunu böyle bildiğinden de vergi dairesinde bir şaşkınlık yaşanmıyor değil.

Affedilen, genellikle faizler oluyor, yine anapara tahsil ediliyor. Yani döndük mü başa! Bu borç bir de SGK borçlarıysa şayet, hem eski borç hem de yenisi birlikte ödeniyor.

Dünya 2008 krizini hâla aşmış değil. Makyajlarla, kamu politikalarıyla gün kurtarılıyor. Sistem tıkandı zira. Tüm dünyanın sorunu adil olmayan gelir dağılımı. ABD ve Batı ülkelerinde gittikçe bozulan refah, oralarda kaynak bölüşümüne duyulan tepki, ırkçılığa ve kültürel milliyetçiliğe bir yönelimi beraberinde getirmeye başladı.

AB, gerçekte bir ekonomik birliktir. Ne ki, gittikçe çatırdamaya başladı. İngiltere ayrılma kararı verdi, bunu İtalya takip edebilir. Ayrıca, ülkelerdeki seçim tercihlerine de bakarsanız mevcut sisteme eleştiri getiren daha yerel politikaları benimseyen partiler tercih edilmekte.

Dünyanın bir yerindeki kriz artık domino etkisi yaptığından, en azından kendimize yetecek (enerji vb) üretim ve yatırımları arttırırken, insana gereken değeri vermeliyiz.

En önemli kaynak insan ve en iyi yatırım da insana yapılan yatırım. Bu nasıl olmalı derseniz; birçok değerli hocamızın, sayfalarca bilimsel ve teknik bakış önerileri olacaktır.

Bendeniz naçizane; ille de AHLAK derim. O yoksa, çürümüşlük kaçınılmaz oluyor…

 

guldalicoskun@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums