- 30.10.2016 00:00
Siyaseti, iktidar partisi ne yaparsa tersini savunmak sanan muhalefet partimizin tek ilkesi var; o da kayıtsız şartsız karşı olmak. Burada, konunun hiçbir önemi yok. Sadece 15 Temmuz darbesinden sonra çok gönüllü olunmasa da Yenikapı'da birlik görüntüsü verildi. O da üç gün sürmedi, eski söyleme dönüldü.
En son bir TV kanalında; “Beyefendi Marmaris'te tatil yaparken, Meclis topa tutuluyordu” diyen de yine, Kılıçdaroğlu'ydu.
Oysa 15 Temmuz gecesi, kendisi ortalarda yoktu. Sevinçten ellerini çırpacak bir yere gizlenip, nefret ettikleri Erdoğan'ın ölüm haberini beklediklerinden şüphesi olan var mı acaba! Başbakan ve Cumhurbaşkanı'ndan darbeye karşı dik duruşu ve darbenin başarısız olduğunu görünce, ortaya çıkmaya başladılar.
Kılıçdaroğlu, nasıl bu kadar ucuz bir siyaseti tercih ediyor ve kendi kitlesinin bunu fark etmesinden korkmuyor diye düşünmeye lüzum yok. Alın Sözcü Gazetesini, bakın manşetlere ve görün aslında çoğu eğitimli olan bu insanların algı düzeyini.
Dünyanın amacına ulaşmış en başarılı ideolojisi Kemalizmdir. Bir ideoloji denebilir mi, aslında hayır. Çünkü, kendine özgü bir fikri yoktur. Fakat, insanları mankurtlaştırmakta da üstüne yoktur. Bunun en temel aracı da eğitim olmuş. Okulun ilk gününden itibaren, süslü cümleler ve sloganlarla, “siz düşünmeyin, sorgulamayın; ben ne diyorsam odur!” denmiş.
Günlük yaşamda, sokakta insanlarla sohbet ederken, bu düşünememe halini ve önlerine konulmuş şeyleri sorgulamayışlarını üzülerek görüyorsunuz. İletişim çağında ‘'bu nasıl olur” demiyorum artık. Çünkü seçilen iletişim araçları da onları bu şekilde beslemeyi görev edinmiş. Sabahtan akşama kadar insanlara nefret aşılayıp sürekli kışkırtıcı yayınlar yapmaktan keyif alıyorlar.
Kamusal alanda biriyle ayaküstü ettiğimiz bir sohbeti paylaşmak istiyorum:
Görüntüye baktıklarından; ben de onlardanım nasılsa ya, direkt dalınıyor konuya!
— Eskiden hiç ayrım yoktu, şimdi ayrımcılık var. Mesela ben Aleviyim ve hiç memnun değilim bu iktidardan.
— Alevi olduğunuzu neden belirtme gereği duydunuz? Oysa eskiden bunu belirtmezdiniz; hatta saklardınız.
— Evet, söyleyemezdik. Şimdi özgürce söyleyebiliyorum ama çok ayrımcılık var. Cemevlerinin faturalarını ödemiyorlar, dedelerimize maaş vermiyorlar…
— Cemevleri artık kolayca açılıyor mu? Dedelik, Pirlik yasak değil miydi?
— Evet, artık kolay, yenileri de yapılıyor. AB yaptırıyor, yoksa olmazdı.
— Demek, AB'nin şartlarını yerine getirmişler. Öncekilere sözünü geçirememiş mi AB?
— Bilmem de iyi ki onlar var, sayelerinde oldu bunlar.
— Sayelerinde Kürtler de dilini kamusal alanda konuşabiliyor, Oysa eskiden Kürt olduklarını da saklar, tanışıldığında “ben Doğuluyum ama ülkemi seviyorum” diye eklerlerdi.
— Eskiden, sen Kürtsün, Alevisin gibi şeyler yoktu ki, şimdi böyle ayrımcılık başladı.
Ve beni dumur eden cümleyi kurdu:
— Mesela Andımızı kaldırdılar. Bunu niye yaptılar, bu ayrımcılıktır!
— Duyduğuma göre orada sadece Türklük vurgusundan, diğer etnisiteler rahatsız oluyormuş.
— Ne var rahatsız olacak, çocuklar her gün söylüyordu, şimdi söylemek isteyenlere ayrımcılık değil mi bu!
— “Ne mutlu Türküm diyene” cümlesini duyunca küçük Kürt çocukları, kendilerini mutsuz ve olmaması gereken bir varlık gibi hissediyormuş.
Hayatında ilk defa böyle bir şey duymuş gibi baktığında, yüzündeki şaşkınlık görülmeye değerdi.
Gün boyu, “Andımızı kaldırdılar, bunlar hain, bunlar ayrımcı, bunlar çağdaş-laik devlete karşı” diye yayın yapan kanallar, işte böyle neyin, ne için kaldırıldığını söylemeyerek insanların militanlaşmasına neden oluyorlar. Şüphesiz okurken şaşırdınız ama inanın toplumun yüzde 20'si bu şekilde. Aksi halde, Sözcü gibi bir gazete satılmazdı.
Kılıçdaroğlu da bu kitleyi rahatça temsil edebilecek bir profil sergiliyor. Nasılsa, kurulan cümlenin ardına bakılmıyor. Mesela; “Biz demokratik, laik, hukuk devletinden taviz vermeyiz” gibi bir cümleyi duyunca, bundan mutlu oluyorlar. Çünkü, söyleyen CHP'li, eşinin başı açık ve içki içiyor. Bütün ölçüleri bu.
“Ayrımcılık yapılıyor”dan kasıt ise; artık tek tip bir görüntüde olamadığımızdandır. Akla zarar bir mantık bu! Ben de varım demek; ayrımcılıktı onların algısında fakat bir farkla. Kendi varlıkları hariç!
Hepimiz Türk, Alevi ve Türkçe konuşan kara kalem bir resimdik. Bu AK Parti yok mu, renkler de var dedi ve başladı “ayrımcılık”!!!
Yorum Yap