"Adil bir yarış değil"

  • 8.07.2014 00:00

 Her zaman böyle yapıyorlar. Daha “Bismillah” demeden başladılar yine “yerimiz dar-yenimiz dar” gibi bahaneler üretmeye...


30 Mart seçimlerinde sandıkların açılmaya başlanmasının üstünden birkaç saat geçmemişti ki “elektrikler kesildi”, “sayımlarda hile yapıldı”, “bu seçim şaibeli” diye kulplar takmaya çalışmışlardı. Bu defa bir ay öncesinden başladılar. Bahçeli, Erdoğan’ın adaylığını gayrimeşru ilan etti; şimdi umutsuz bir şekilde YSK’dan medet bekliyor. Geniş bir kesim ise, “Bu adil bir seçim olmayacak çünkü adaylar eşit koşullarda yarışmıyor” diye bir terane tutturdu gidiyor.

Yapmaya çalıştıkları, yenileceklerini iyi bildikleri bir seçimin meşruiyetine gölge düşürmek... Ama böylece, hiç istemedikleri bir gerçeği de ortaya koymuş oluyorlar. Kazanacağı konusunda en küçük bir umudu olan, seçimin meşruiyetini şöyle ya da böyle yok etmeye çalışır mı?
 
Neden adil değilmiş?
 
“Bu yarışın nesi adil değil” diye sorduğunuzda aldığınız cevaplar o kadar entipüften ki, insan koskoca iki partinin ve yüzde 30-40’lık bir kitlenin bu kadar zayıf gerekçelere sarılmak zorunda oluşuna hüzünleniyor.

Mesela, Erdoğan başbakan olmanın avantajlarıyla yarışıyor diyorlar... Elbette öyle. Ama bu avantaj halen resmen başbakanlık titrini taşımasından kaynaklanmıyor ki... İstifa etse de, ardında bıraktığı 12 yıllık başarılı başbakanlık geçmişi yok olmayacak; insanlar ona yine başbakanlık dönemi boyunca gösterdiği performansı dikkate alarak oy verecek. İhsanoğlu’nun böyle bir siyasi geçmişi yoksa o da Erdoğan’ın kabahati değil herhalde...

Mali imkanlar deniyor. Oysa Erdoğan’ın arkasında AK Parti destekçileri varsa, İhsanoğlu’nun arkasında da MHP ve CHP gibi iki büyük partinin destekçileri ve bağışçıları olacak.

En çok vurgulanan “eşitsizlik” faktörü ise basının ilgisi...

Erdoğan medya yoluyla her gün kitlelerin karşısına çıkarken, İhsanoğlu çıkamıyor; basın İhsanoğlu’na yeteri kadar yer vermiyor, deniyor ve bu nokta en önemli handikap olarak gösteriliyor.

Hepimiz biliyoruz ki, şu anda muhalif medyanın hem yayın organı sayısı hem de tiraj toplamı olarak gücü, AK Parti’yi destekleyen medyadan daha fazla. Dolayısıyla, bu anlamda bir dezavantajdan söz edilemez. Ama AK Parti muhalifi medya da Erdoğan’a İhsanoğlu’ndan daha fazla yer ayırıyorsa, bunu haberciliğin gereği olarak yapıyordur. Gazetecilerin, okuyucular kimi merak ediyorsa ona daha geniş yer ayırmasını; kimin yaptığında ya da söylediğinde haber değeri görüyorsa onu büyütmesini yadırgamamak lazım.

TRT bir yana bırakılırsa, basına haber kotaları koymak; bütün adaylara eşit yer vermesini beklemek özgür basına yakışmazdı herhalde...
 
Kabahat Erdoğan’ın karşısına çıkaranda...
 
Sonuçta söylemeye çalıştıkları ama söyleyemediklerini biz söyleyelim. Evet, bu seçim gerçekten de eşitler arası bir yarış değil. Yarışan taraflar arasında o kadar büyük bir güç ve nitelik farkı var ki, insan ister istemez Sayın İhsanoğlu’na haksızlık yapıldığı duygusuna kapılıyor.

Ama bu tablonun kabahati ne Erdoğan’da ne de Sayın İhsanoğlu’nda... Kabahat, bu seçimin niteliğini anlayamayıp İhsanoğlu’nu Erdoğan’ın karşısına çıkaranda...

Kısa bir açıklama: Sabah Gazetesi’nde yer alan söyleşim üzerine internet medyasında çeşitli yorumlar yapıldı. Belirtmek isterim ki, ben o söyleşide kendi sütunumda yazmadığım hiçbir şey söylemedim. Kendi sütunumda yazamadıklarımı bir başka gazetede söylemeyi de yazarlık ilkelerime uygun bulmam. Sabah’taki söyleşide yer alan “otonom yapı ile uzlaşma”konusundaki fikirlerim 1 Şubat 2014 tarihli “Barışın Çağrıları” başlıklı makalemde aynı netlikle yer almıştır. Merak edenler bulup okuyabilir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums