Tartışma ahlakı

  • 23.04.2013 00:00

 Ben polemiği severim, fikrin her türlüsüyle tartışırım. İstediği kadar düzeysiz, istediği kadar tutarsız, istediği kadar benim doğrularıma aykırı olsun...


Ama tartışmanın bir ahlakı vardır; daha doğrusu olmalıdır. Tartışmanın bir platformu olacak; o platformun dışına çıkıp konuyu kaydırmayacaksın; kaçak güreşmeyeceksin; kamuoyunun bazı hassasiyetlerini kullanıp rakibine bel altı vurmayacaksın...

Hepsinden önemlisi karşı tarafın ne dediğini tahrif edip tezini bu tahrifat üzerine kurmayacaksın.

Ne yazık ki bu ülkenin "en polemikçi" geçinen yazarları, tartışma ahlakından zerrece nasibini alamamış olanlardan çıkıyor.

Bunlar birkaç gündür yine ortaya döküldüler.

Fazıl Say'ın malum sözleri üzerine yazdığım yazıyı tartışma ahlakı içinde kalarak cevaplamak çok zor gelmiş olmalı ki, yine birkaç yılda bir başvurdukları yönteme başvurdular.

Fikirsizin biri bir televizyon programında sıkışıp, konuyla hiç ilgisi olmadığı halde 11 yıl önce yazdığım bir yazıyı -o yazının orijinalini okumuş olanların artık çoktan unutmuş olacağına güvenip- saptırarak gündeme getirince, kendilerine gazeteci diyen birtakım fırsatçılar da konunun üstüne atladı.

Ben ki, çocuk pornografisini bile savunmuşum da, Fazıl Say'ın Müslümanlar'a hakaretini ifade özgürlüğü olarak görmemişim!

Yani tam "uysa da, uymasa da" kabilinden bir karşılaştırma!

Birincisi ben hiçbir zaman çocuk pornografisini savunmadım. Sadece, "özgürlüğün sınırları", "arzunun yargılanması" temaları etrafında yürüttüğüm bir tartışmada, açıklamayı kolaylaştırıcı bir örnek olarak, anime çocuk pornografisinin ortada kurban olmadığı için ifade özgürlüğü sınırları içine girebileceğini yazdım.

Amerikan Yüksek Mahkemesi de mi "sübyancı?"

Tesadüf bu ya, ben o yazıyı yazdıktan dört ay sonra Amerikan demokrasisinin en muhafazakâr ve en ağır oturaklı temsilcisi sayılabilecek bir kurum olan Amerikan Yüksek Mahkemesi'nin de bu yönde bir karar aldığını öğrendim.

Mahkeme, 1996 yılında bir eyalet parlamentosu tarafından çıkarılan yasanın sanal çocuk pornografisinin üretimini, bulundurulmasını ve dağıtılmasını yasaklayan hükümlerini iptal ediyor; yani sanal çocuk pornografisini suç olmaktan çıkarıyordu. (New York Times Gazetesi, 17 Nisan 2002)
Asıl önemlisi ise gerekçesiydi.

Yüksek Mahkeme, "sanal çocuk pornografisinin suç olamayacağını çünkü ortada hiçbir kurban bulunmadığını ve bu yasanın yasaklama kararıyla anayasayla garanti altına alınan ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini" belirtiyordu.

O günlerde, Amerikan Yüksek Mahkemesi'nin bu kararını köşemde duyurmama rağmen, dört ay önce benim yazıma karşı linç kampanyası düzenleyen gazeteler, aynı konudaki bu haberi görmezden gelmeyi tercih ettiler.

Zaten başka türlü davranmaları da beklenemezdi. Çünkü onların tek derdi, kamuoyu hassasiyetinin yüksek olduğu bir noktada, bu hassasiyeti kullanarak fikren baş edemedikleri bir yazarı zor durumda bırakmaktı. Bunu yaparken tek güvendikleri şey ise, geniş kamuoyunun bu ince tartışmalara nasılsa vakıf olamayacağı; "çocuk pornosunu savunuyor" ya da "sübyancı" gibi tek cümlelik bir suçlamayla "işimi bitirebilecekleri" zannıydı.

Bu ne acizliktir ki, aradan 11 yıl geçti ve onlar hâlâ fikre fikirle cevap vermek yerine her sıkıştıklarında aynı suçlamaya sarılıyorlar. Hâlâ aynı tahrifata, aynı tezvirata muhtaçlar...
Tartışmayı ahlak alanına taşıyorlar ama işleri olan yazı ve polemik alanında bile ahlaklı olmayı beceremiyorlar.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums