Organ bağışı

  • 16.03.2013 00:00

 Bu da başka bir öneri

Geçenlerde bu köşede organ bağışını artırmak için bir öneri getirmiştim. Önerinin özü, aksi belirtilmediği sürece, bütün insanların, ölümleri halinde organlarını bağışlamayı kabul ettiğini varsayan bir yasal düzenleme yapılmasıydı. Bu düzenleme, kişilerin aktif değil pasif tutum almalarını yeterli kılacak, insanlar "benimkini al" diyemiyorsa, "alma"dememelerini yeterli sayacaktı.

Bu öneriyi hararetle destekleyen okur mesajları aldığım gibi kimi eleştiriler de yapıldı. Eleştirilerden biri de bizim gazeteden Ali Atıf Bir'den geldi. Atıf Hoca bu formülün insan iradesini hiçe saydığını söylüyordu ki, ben buna katılamıyorum. Zira bir insanın organ bağışlamak istediğini deklare etmesi bir irade beyanı ise, organ bağışçısı olmak istemediğini deklare etmesi de irade beyanıdır. Kaldı ki, bizim hukukumuzda buna çok benzeyen bazı uygulamalar var. Örneğin, evlilikle mal rejimini düzenleyen yasa, çiftlerin önüne dört seçenek koyar. Çiftler isterlerse notere gidip bunlardan herhangi birini seçtiklerini belirten bir sözleşme yaparlar. Ama eğer hiçbir şey yapmazlarsa "yasal mal rejimi" olan mal ayrılığı rejimi geçerli olur. Peki, bu durumda biz, özel sözleşme yapmadıkları için mal ayrılığı rejimine tabi olan bu çiftlerin iradelerinin hiçe sayıldığını söyleyebilir miyiz?
Her neyse, ben yine de önerimin tartışılmasından memnunum. Hatta bugün size bir başka öneri daha sunacağım. Bu da şu anda Amerika'da yaşayan bir okurumdan.

Almayı kabul eden vermeyi de kabul etmeli

Uğur Sezer kendi çevresinde küçük bir araştırma yapmış. Organ bağışçısı olmak istemeyenlere "Kendiniz organ nakline ihtiyaç duyarsanız bağış kabul eder misiniz" diye sormuş. Cevap tahmin edileceği gibi, yüzde yüz evet çıkmış. Buradan hareketle şöyle bir düzenleme öneriyor Sezer: "Herkes kanunen kendi ihtiyacı olması durumunda organ kabul etmek isteyip istemediğini deklare etmek zorunda olsun. Eğer organ kabul etmeye evet diyorsa, o zaman otomatik olarak organ bağışçısı da sayılsın. Ancak insanların zamanla fikir değiştirebileceği göz önüne alınarak bu deklarasyon makul aralıklarla yenilenebilsin."

Tabii bu noktada hemen şu soru akla geliyor: Sağlıklıyken organ almayı da vermeyi de kabul etmeyen bazı kişilerin ancak kendileri organa ihtiyaç duyunca deklarasyon yenileyerek sistemi istismar etmelerine nasıl engel olunacak?

Sezer onun da çözümünü bulmuş: "Birincisi, deklarasyon yenileme aralığı 5 yıldan daha kısa olmamalıdır. İkincisi, eğer yenileme döneminde kişi bağışçı değilken bağışçı olmak istiyorsa bunu yapabilir ama bu karar yükümlülük açısından hemen devreye girerken haklar açısından bir "grace period"dan, yani bir bekleme süresinden sonra devreye girer. Bu süre de kanımca 2 ya da 3 yıl olmalıdır. Yani kişi ancak kararını değiştirdikten 2-3 yıl sonra haklar açısından bağış kabul edebilir olur" diyor.

Ayrıca, amacın bağışçı olmayanları öldürmek ya da cezalandırmak olmadığını; kendilerini bağışçı yazdırmayanlara da ihtiyaç halinde organ verilebileceğini ama bekleme sırasında sona gitmeleri gerektiğini eklemeyi de ihmal etmemiş.

Görüldüğü gibi, oldukça ayrıntılı ve oldukça hakkaniyetli bir öneri. Geliştirilmeye de müsait...

Önemli olan, insanların göz göre göre ölmesini seyretmek yerine toplumca kafa kafaya verip çözümler üretmeye çalışmak... Herkes Uğur Sezer kadar kafa yorsa kim bilir daha nice formül çıkar ortaya.

Umalım ki, bu önerileri Sağlık Bakanlığı yetkilileri de okur. Üç beş bürokrat kafa kafaya verip yeni düzenlemeler yapmak yerine çözüme toplumu da dahil eder, halkın yaratıcılığından yararlanmanın yollarını da ararlar
.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums