YÖK Yasa Tasarısı Riyanın sonu

  • 22.01.2013 00:00

 Tartışmaya sunulan YÖK Yasa Tasarısı'nın şu ana kadar en ilgi çeken noktası özel ve yabancı üniversitelere izin vermesi oldu ve bu da çok garip doğrusu.


Düşünsenize, 30 yıldır akademik özgürlüğü öldürdüğü için karşı çıktığınız bir kurum var ortada. Bu kurumun değişmesi için bir tasarı hazırlanmış; siz yeni modelde akademik özgürlük ne alemde diye bakmıyorsunuz da kâr amaçlı üniversite kurulacak mı, yani birileri bu işten para kazanacak mı diye bakıyorsunuz.

Ama mademki ilk gündeme gelen tartışma bu, biz de buradan başlayalım.

Ben bu değişikliği, toplumca yıllardır sürdürdüğümüz bir riyanın sonu olarak görüyorum. Bal gibi özel üniversite olan birçok vakıf üniversitesinin görünüşü kurtarmak üzere zorlama vakıflar kurduğunu; yani bunca yıldır yasaya karşı takiye yapıldığını ve buna da elbirliği ile göz yumulduğunu bilmiyor muyuz? Haksız mıydı bu takiye? Hayır, haklıydı. Yasaların hayatın gerçeklerini zorladığı, ihtiyaçlara uymadığı yerlerde takiye kaçınılmazdır.

"Piyasacı çözüm"

Özel üniversite kurmak piyasacı çözümmüş. Devletin görevi olması gereken eğitim görevinin piyasaya devriymiş. Böyle diyorlar...

Eğitim de sonuçta tıpkı sağlık gibi, ulaştırma gibi bir hizmetse, sağlıkta devlet hastanelerinin yanı sıra özel hastaneler de hizmet veriyorsa; özel liseler yüz yılı aşkın bir zamandır varsa, neden aynı şey üniversite eğitimi için söz konusu olmasın? Yani "piyasacı çözüm" denilerek aşağılanan çözüm eğitimden sağlığa her alanda geçerliyse, üniversitelerin bir istisna olması için makul bir sebep bulunabilir mi? Ayrıca üniversite dediğimiz kurum, adı üstünde evrensel bir kurumsa, yerli üniversite-yabancı üniversite ayrımı yapmanın, yabancıların üniversite açmasını yasaklamanın mantığı nedir? Toplumun elit kesimi çocuklarını zaten dünyanın en iyi üniversitelerine yollayıp duruyor. O üniversiteler Türkiye'de kampus kursa ve daha geniş kesimler de okuma imkanı bulsa bundan kime ne zarar gelir?

Eğitim pazarında kıyasıya rekabet

Geçtiğimiz yarım yüzyılda eğitim alanında o kadar köklü değişiklikler yaşandı ki, geleneksel üniversiteler bu değişimin ağır baskısı altında ciddi bir yapı değişimi geçirmek zorunda kaldı. Bu baskıları, öğrenci yapısındaki köklü değişiklikler, rekabetteki köklü değişiklikler ve yeni teknolojilerin baskısı olarak sıralayabiliriz. Her biri birbirinden önemli olan bu değişikliklerin bir araya gelmesi üniversitelerde işlerin eskisi gibi yürümesini imkansızlaştırıyor.

Eğitim, kuralları pazar tarafından belirlenen bir sektöre dönüşürken, eğitim talebinde bulunan öğrenciler"müşteri", üniversiteler de birer işletme haline geliyor. Ve her işletme gibi, onların da "ekonomik var kalma savaşı"ndan galip çıkabilmek için; rekabet, girişimci ruh, pazar, ürün, müşteri, üretkenlik, esneklik, toplam kalite gibi kavramları ciddiye almaları gerekiyor.

Öyle ki, bugün ABD'de birçok özel üniversite borsaya girerek, gayrimenkul başta olmak üzere akıllı yatırımlar yaparak gelirlerini yükseltmeye çalışıyor. Üniversitelerde idari rektörlük ve akademik rektörlük olmak üzere iki ayrı rektörlük pozisyonu ihdas ediliyor ve mütevelli heyetleri idari rektör seçerken adayların birinci derecede kaynak yaratma becerisini dikkate alıyorlar.

Dünyada bunlar olurken, bizde bazıları (ki bunların arasında öğretim üyeleri de var) eğitimde son 30-40 yılda yaşanan değişimden, bunun üniversitelere yansımasından, üniversitelerin yaşadığı buhrandan, tartışılan çözüm yollarından hiç haberleri olmadığı için, 1960'lardan kalma bir kafayla hâlâ "özel üniversitelere hayır" sloganı ile durumu idare etmeye, sözde muhalefet yapmaya çalışıyorlar.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums