Oysa son haftalarda Özel Harp'le (yeni adıyla Seferberlik Tetkik Kurulu) ilgili çok önemli haberler yer alıyor basında.

Konu, geçtiğimiz aralık ayının sonunda MİT'in, Özel Kuvvetler'deki bir subaydan kendisine gelen ihbar mektuplarını Meclis Darbeleri Araştırma Komsiyonu'na göndermesiyle gündeme geldi. Taraf Gazetesi ihbar mektuplarının ayrıntılarına ulaştı ve bir dizi haberle okurlarını bilgilendirdi. Ama ne yazık ki, bu haberler hak ettiği kamuoyu ilgisine kavuşamadı.

Mektuplar 2007-2008 yıllarına ait bilgileri içeriyor ve o zamanki MİT Müsteşarı Emre Taner'e hitaben yazılmış.
İhbar mektuplarının MİT tarafından bunca yıl neden saklandığını; neden ilgili yerlere ve aynı zamanda yargıya intikal ettirilmediğini şimdilik bir kenara koyup mektupların içeriğine geçelim. (Bir kenara koyalım ama unutmayalım. Çünkü bu sır merakı şu anda devletin en önemli hastalığı.)

Özel Harp'in Kaos Planı

İhbar mektupları Türkiye'de Ergenekon'un üzerinde bir yapılanma bulunduğunu ve adı önce "Özel Harp Dairesi" daha sonra da "Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı" olan bu yapının hazırladığı "Kaos Planı"nı bütün ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.

Özel Harp'in AK Parti'yi devirmek için hazırladığı harekat planına göre:

Önce (2007) AK Parti'ye karşı kapatma davası açılması sağlanacak.
Kapatma davası açıldıktan sonra, Erdoğan'ın ev ve işyerine yerleştirilecek dinleme cihazlarıyla Yargıtay başsavcısı hakkında konuşmaları ya da kapatma davasına ilişkin yorumları kaydedilecek.

Kaydedilen bu bilgiler internet ortamında paylaşılacak, paylaşıldıktan kısa süre sonra da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı öldürülecek.
Ayrıca;
Ülkede kaos ortamı yaratılması için Atatürkçü kimliği ile ön plana çıkan Türkan Saylan, Tuncay Özkan gibi isimlere suikast düzenlenecek.

Bir sağdan, bir soldan anlayışıyla Bülent Arınç ve ismi tutanağa geçmeyen CHP'li bir vekil öldürülecek.
Özel Harp Dairesi, sadece plan yapmakla kalmamış, planladığı birçok eylemi de gerçekleştirmiş.

Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde 11 sivilin öldürülmesi, Hrant Dink Suikastı, Zirve Yayınevi Katliamı, Rahip Santoro cinayeti, Trabzon'da TAYAD'lılara yönelik linç girişimi gibi birçok olay, raporda Özel Harp Dairesi'nin imzasını taşıyan eylemler olarak geçiyor.

Darbecileri yargılamak yetmez

Bütün bu bilgiler bize, devletin "derin temizliği" için Ergenekon, Balyoz gibi darbe teşebbüslerini deşifre edip faillerini yargılamanın yetmediğini; projektörlerin acilen "Ergenekon üstü" o yapının, Özel Harp Dairesi'nin karanlık geçmişine çevrilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bu aynı zamanda derin devletle hesaplaşmanın darbelerle hesaplaşmayla sınırlı tutulmayıp, derin yapıların Fırat'ın ötesindeki faaliyetlerinin aydınlatılması anlamı taşıyor.

Zira Özel Harp'in tarihi PKK'nın tarihi ile paralellik gösteriyor. Her iki yapılanma, aynı tarihte 15 Ağustos 1984'te Şemdinli ve Eruh baskınlarıyla birlikte faaliyete geçiyor. Baskından hemen sonra bölgeye yollanan birlikler, o sırada kuruluşunu yeni tamamlamış bulunan Özel Harp'e bağlı Özel Birlikler, başlarında da Binbaşı Korkut Eken...

Sonrası hepimizin malumu. Birbiri ardına gelen faili meçhuller, halka kan kusturan bir "terörle mücadele" anlayışı, koca bir işkencehaneye dönüşen Güneydoğu Anadolu ve kitle temelini gittikçe büyüten bir PKK...
Eğer bugün bu sorunu çözmeye çalışıyorsak; bu sorunu bu kadar büyüten o dönemle ve o dönemin baş aktörü Özel Harp Dairesi'nin kirli geçmişiyle de hesaplaşmak zorundayız
.