Bir kez daha idam

  • 17.11.2012 00:00

 Başbakan lafı ortaya attı ve geri çekildi. Şimdi biz kıran kırana tartışıyoruz.

Bu tartışmada öncelikle bir noktayı açıklığa kavuşturmak gerekir: Kimi idam cezası karşıtları, bu cezayı savunmak meşru bir pozisyon değilmiş gibi bir tutum içinde ki, bu doğru değil. İdam cezası ne bugünün ne de bu yüzyılın tartışması. Konu felsefi, psikolojik, siyasi ve hukuki boyutlarıyla yüzyıllardır insanoğlunun aklını kurcalamış. Her iki tezin de önemli argümanları var ve bu argümanlar öyle kolay kolay yabana atılacak şeyler değil. Zaten tartışma da o yüzden bir türlü bitmiyor. Dolayısıyla ne idam cezası taraftarlarının ne de karşıtlarının, "doğru" cevabı hiç kuşku götürmeyecek bir şekilde elinde tuttuğunu hissetmek ve burnu büyük bir tavırla ötekini aymazlıkla suçlamak gibi bir lüksü yok.

İdam referanduma sunulabilir mi?

İkinci nokta, idam cezasının referandum konusu olup olamayacağı meselesi... Kimi idam cezası muhalifleri"yaşama hakkı temel haktır, temel haklar referandum konusu yapılamaz" diyerek idam konusunun halka sorulamayacağını savunuyor.

Evet, temel haklar referandum konusu yapılamaz. Kişinin doğuştan gelen, insan olmaktan kaynaklanan temel hak ve özgürlüklerini çoğunluk kararıyla elinden alamazsınız. Örneğin, ifade özgürlüğü olsun mu olmasın mı ya da inanç ve ibadet özgürlüğünü kısıtlayalım mı kısıtlamayalım mı diye referandum yapılamaz. Ama ceza dediğimiz şey zaten temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması ya da ortadan kaldırılmasıdır. İdam, yaşama hakkını ortadan kaldırıyorsa, hapis dediğimiz şey de en temel hak olan özgürlüğün ortadan kaldırılmasıdır. Peki o zaman, temel haklara aykırı diye hapis cezasına da mı karşı çıkacağız?

Erdoğan bunu neden yaptı?

Erdoğan'ın gerçekte idamı geri getirmek gibi bir niyeti olmadığı konusunda yorumcular arasında bir konsensüs sağlanmış gibi görünüyor. Anlaşılamayan mesele Başbakan'ın bunu neden yaptığı...

Besbelli ki Erdoğan idamın geri gelmesi meselesini ortaya atmakla kendi kendiyle çelişmeyi de göze almış durumda. Öyle ya, bugün halkın büyük çoğunluğunun PKK'lıları ipte görme isteğiyle yanıp tutuştuğunu söyleyen ve halkın iradesine saygı gereği idamın geri getirilebileceğini savunan Başbakan, 2004'te idam cezasını kaldırırken de halkın aynı duygular içinde olduğunu bilmiyor muydu? O zaman neden kaldırma kararını referanduma sunup halka sormayı hiç düşünmedi? Neden o zaman olaya "ölenin yakını açısından" bakmayı hiç akıl etmedi de şimdi birdenbire şehitlerin analarının dinmek bilmeyen acısı aklına geldi?

Erdoğan'ın daha 9 yıl önce kendi yaptığı değişikliği tersine çevirmeyi, kendisiyle çelişkiye düşmeyi, partisini zora düşürmeyi ve Avrupa kamuoyundaki itibarını da sarsmayı göze alarak yaptığı bu sürpriz çıkışının sebebi konusunda yorumlar muhtelif.

Bazıları "şantaja şantaj" yorumu yapıyor. PKK'nın hükümeti açlık grevleri yoluyla sıkıştırıp Öcalan'ı kurtarma çabalarına bir cevap olarak Başbakan'ın da öbür uçtan saldırıya geçip, idam tehdidiyle göz korkutmaya çalıştığını söylüyor.

Bir başka yoruma göre ise, Başbakan'ın idam çıkışı son dönemde Kürt meselesiyle ilgili olarak yaptığı reformları gizlemek amacını taşıyor. Daha çok milliyetçi yorumcular tarafından dile getirilen bu görüşe göre Erdoğan, özde güvercin, sözde şahin bir tutum içinde. Bir yandan ana dilde savunma hakkını yasalaştırırken, seçmeli Kürtçe dersi koyarken, ana dilde kamu hizmeti sözü verirken, ana dilde eğitim için birtakım hazırlıkları sürdürürken, Büyükşehir Yasası'yla "federatif yapıya geçişin altyapısını oluştururken", bir yandan da söylem düzeyinde son derece sert bir üslup tutturarak milliyetçi kamuoyunda oluşacak tepkiyi düşürmeye çalışıyor.

Reformları gizlemeyi başarıyor!

Ben bu yorumun doğru olup olmadığını bilmiyorum. Ama eğer idam çıkışının ardındaki hesap buysa, bunun yanlış bir hesap olduğunu söyleyebilirim.

Evet Başbakan sert üslubu ve zaman zaman inkarcılığa varan söylemi ile yaptığı reformları maskelemeyi gerçekten de başarıyor!

O kadar iyi başarıyor ki, yapılan bütün iyileştirmeler güme gidiyor, sadece laflar hatırlanıyor. Ve Başbakan bu laflarıyla kamuoyu önünde Kürt meselesinde reformcu karakterini tamamen kaybetmiş, açılımı durdurmuş, çözüm sağlama potansiyeli olmayan, devletin eski reflekslerine yeniden sahip çıkan bir siyasetçiye dönüşüyor.

Peki bu akıllıca mı? Yüzde 15'lik bir partiden yüzde 3-5 oy kotarma hesabıyla, Erdoğan'ı Erdoğan yapan değişimci, dönüştürücü lider imajını feda etmek ne kadar doğru? Milliyetçi oyları kazanmak uğruna, Kürt meselesindeki cesur tavrından dolayı Erdoğan'ı destekleyen milyonları kaybetmek akıl kârı mı?
Unutulmasın ki Erdoğan'ın en güçlü dönemleri değişimin gerekliliğini tok bir sesle ilan ettiği dönemler oldu;"çaktırmadan" açılım yapmaya çalıştığı dönemler değil..
.
http://gundem.bugun.com.tr/bir-kez-daha-idam-yazisi-212305

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums