BEDİÜZZAMAN VE MÜSPET HAREKET

  • 26.01.2016 00:00

 Ahlâkî seviyenin yerlerde sürüldüğü, senin ölün – benim ölüm diyerek, ölümleri kutsayan bir toplum olduk.

Hayır, olmuştuk zaten; bu yeni bir durum değil...

Ama sanki yeni olan şey, bu halin adeta bir normalliğe, havada soluduğumuz hava haline dönüşmesi...

Kötülüğün sıradanlığı yani...

Nefret edilen insanları ezmek için her türlü belden aşağı, ahlâksız ve yalan dolan mekanizmalarının devreye sokulduğu bir atmosfer...

Öldürdükleri insanların cesetlerini internette adeta pornografik bir biçimde sergileyenler de var. 

Öyle bir atmosfer ki, akademisyenlerin imzaladığı bildiri için “PKK’nın aydınlardan destek bulduğunu” yazabilecek kadar kestirmeden, linçe ortak olan  ve sosyolog olduğunu zannedenler de dahil olmak üzere, rejimin ideolojik komiserliğini yapanların mebzul miktarda başvurdukları mekanizmalar da var...

Kağıt toplayıcılarını bir örnek giydirmek

Ama bu kadar düzensizliğin ve kaotik dilin içinde kağıt toplayıcılara düzen getirmeye çalışan çok “modern” (!) zihinler de var...

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, atık kağıt alımı yapan firmalara tebligatta bulunmuş ve katı atık toplayanların sayısıhızla artıp kontrolden çıktığı için, hijyen sorunları, hastalık riski ve en ilginci “güvenlik zafiyeti” üzerine, çöp toplayıcılığını yasaklamış. Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkan Yardımcısı da atıkları “vahşi toplayıcı” denilen sokakta çalışanlar yerine, AB standartlarında, “özel kıyafetler” giymiş elemanları olan firmaların yapmasının planlandığını ifade etmiş.

Nasıl, güzel değil mi?

Evet, çok güzel! Çünkü çöp toplayıcılar bu toplumda en büyük kaosun sebebi! Eğer onlar olmasaydı, gül gibi geçinip gidecek; savaş ve ölüm hiç bu kadar gündemimize girmeyecekti!

Dolayısıyla, savaş arabalarına binmiş savaş tanrıları sokaklarımızı işgal eden o korkunç “toplayıcı yaratıklara” da savaş açmış vaziyetteler... Normaldir!

Üç-beş kuruş kazanmaya çalışırken, aynı zamanda ortalama kapitalist tüketicinin arkasında bıraktığı izleri temizleyen, dünyanın en hayırlı, en faydalı işlerinden birini yapan kağıt toplayıcılarına savaş açmak ancak bizdeki savaş zihniyetinde olabilirdi ve oldu!

Bediüzzaman Said Nursî 

Bütün bu ahval ve şerait içinde, barbarlığın ve kötülüğün tahakkümüne doğru bir gidişat söz konusu ama bu kader olmak zorunda değil...

Mesela küçük ama iç açıcı bir örneği ele alalım...

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da Risale Akademi tarafından Bediüzzaman Said Nursî’nin fikriyatı etrafında düzenlenen “Toplumsal barış için müspet hareket çalıştayı”na katıldım.

Çalıştay’dan aktarılacak, çıkarılacak çok fazla ders var ama şu kadarını söyleyeyim:

Memlekette öldürmeyi meşrulaştıran, öldürme fiilini sıradanlaştıran, dolayısıyla öldürmenin bizzat kendisini de kolaylaştıran akbabalara karşı adeta bambaşka bir dünyadan ses vermeye çalışan bir çalıştay oldu.

Bu başka ses ne zaman, nasıl öne çıkar, ölümün sesini gayri meşru hale getirir;buna cevap vermek çok kolay değil...

Yalanın, husumetin, istibdadın, bencilliğin ve bu haller yüzünden insanın kendisini boşlukta hissedip, yeryüzünde inşa edilmiş kutsallara bağlandığı ve bu uyduruk kutsallar yüzünden umutsuzluğun her tarafı kuşattığı bir dünya bu...

Gündüz insan gece kurt  kıvamındaki bir takım insanların birbirlerine baka baka karardığı, hakareti, aşağılamayı normal gördüğü bir dünya...

Çalıştayda sunuş yapan Mehmet Akif Yazıcı’dan ilhamla, bazı insanların ezerek varolmaya çalıştıkları; linç etmek için fırsat kovaladıkları; eski defterleri karıştırıp düşman bellediklerinde iflah olmaz bir şekilde kötülük aradıkları; kişileri ya da kişilerin fikirlerini değil, hem kişilerin ait oldukları cemaatleri ve o kişinin her şeyini aşağılamak için toptancılık yaptıkları; gerekirse rakibin sözleri cımbızla seçip, linç malzemesi haline getirdikleri; sosyal medyada ya da herhangi bir tribünde yandaş olarak linçe katılacak taraftar bulmak için ölesiye uğraştıkları bir dünyada çalıştayda dile gelen bu ve benzeri alternatif dünyaların sesleri henüz çok güçlü olamayacak.

“Münazara adabı”, “hakperestlik”, “insaf düsturu”, “nefsinin gururundan arınma” ve daha birçok başlık altında ele alınabilecek bir genel “adab” halinde, hep beraber kazanacağımız bir dünya var oysa.

Biliyorum, bu satırları okuyan pek çok kişi, açıkça ya da en azından bıyık altından gülecekler; benim hangi dünyada yaşadığımı soracaklar.

Ve gene biliyorum; çatışmalarla, çıkarlarla, mecburiyetlerle yürüyen bir dünyada, bu lâflar sadece “güzel lâf” olarak kalır.

Ama olsun, “güzel”e dair her şeyi unutmaya başladığımız bir zaman ve toplumda biraz olsun “müspet” düşünmek, müspet düşünmeyi hatırlamak insana iyi gelir; yaraların az da olsa bir kısmını iyileştirir.

Çünkü, her düzeyde çatışmaların, korkunun ve güvenlik takıntısının hakim olduğu bir dünyada, başka türlü ve tevazu içinde “olumlu” düşünmenin içinde sadece “bizim” tarafımız olmadığı için, bu “düşünmek” başkalarını da gördüğü için, başkalarıyla muhabbeti merkeze koyduğu için, gerçek anlamda alternatifi ve “hürriyeti” de içeriyor.

Gene çalıştaya katılan diğer müzakerecilerin verdikleri ilhamla...

Hangi kılık altında dolaşırsa dolaşsın, her türlü baskıya, zulme karşı çıkmayı ilke edinen; sadece “kendi” için olmayan; aynı anda başkalarını da dert edinen;herkes için adalet ve özgürlüğü savunan insanların seslerini birleştirebilsek, ne muhteşem bir hikaye yazardık!...

HABERDAR/ FERHAT KENTEL 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums