Newroz/ Nevruz gibi günler!

  • 23.03.2013 00:00

 Çok heyecanlı, gerçekten “yeniden doğum” gibi günler!

 
Çoğumuzun içinde “iyileşen” taraf, “korkan” tarafımızı sakinleştiriyor. “Sakin ol, korkma; bak Newroz kutlandı; milyonlarca insan barışa ne kadar susadığını, savaştan nasıl illâllah geldiğini nasıl ‘barış içinde’ gösterdi. Bak, Öcalan Türkiye’ye seslendi; bir şeyler aşıldı, artık silahlar susacak” diyor.
 
Öte yandan, içimizdeki korkularımız sükûnete ererken, o sükûnet hâliyle bir türlü huzur bulmayanlar, korkularını korkutarak aşmaya çalışan, ille de savaş diyenler farklı cephelerden sönen ateşi canlandırmaya çalışıyorlar.
 
Düşünebiliyor musunuz, 30 yıllık bir zaman diliminde, koskoca nesiller şiddetle, savaşla sosyalize oldular. Bugün 30-40 yaşında olan insanlar gazetelerde, radyolarda ve televizyonlarda haberlerle her karşılaştıklarında “şu kadar ölü, şehit, etkisiz hâle getirilen terörist, patlayan mayın...” anlatıları duydular.
 
Sanki başka bir dünya mümkün değilmiş gibi...
 
Bugün “başka bir dünyanın”, “savaşsız bir dünyanın” mümkün olabileceğini bu kadar somut biçimde görüyoruz.
 
Böyle bir dünyanın mümkün olabileceğini Türkiye toplumunun gerçek toplumsal köklerden gelen iki hareketi bize gösteriyorlar. Cumhuriyet’in ötekileştirdiği, hakaret ettiği, aşağılayıp, asimile ve inkâr ettiği, yok etmeye çalıştığı İslami hareketin ve Kürt hareketinin bugün ulaşmış olduğu versiyonlar bize barışı hediye ediyorlar.
 
 
Düşmanlarıyla varolabilenler
 
 
“Otuz yıl savaşlarının” bitmesi, “Müslüman’dan adam olmaz” diyen beyaz seçkinleri, yeminli AKP düşmanlarını tabii ki tatmin etmeyecek. Hele Kürtleri her fırsatta aşağılamayı iş edinmiş badem bıyıklıların müritlerini hiç tatmin etmeyecek. Ve tabii ki, çifte katmerli olarak, hem Kürtlerin hem de Müslümanların dâhil olduğu bu süreç, çeşitli versiyonları (CHP, MHP ve bunların irili ufaklı türevleri) ile seçkinleri deli etmeye yetecek.
 
Korkan tarafımızın işi çok zor; değişimi hissetmekte çok zorlanıyor. Çünkü ikili düşünmeye çok alışkınız; çok şartlandık. Korkan tarafımız için hayat sadece siyah ve beyazdan oluşuyor... Korkuyla büyüyen, korkuya karşı sadece “biz” ve “onlar” merceğiyle bakanlar için barış da mümkün değil. Onlar için mümkün olan tek şey savaş. Ötekiler de ancak savaşarak yok edilecek yaratıklardır. Ötekilerde “biz”e dair bir şey bulmak imkânsızdır.
 
Mesela geçtiğimiz günlerde Edirne’de Trakya Üniversitesi’nde düzenlenen “Anayasa paneli”nde konuşmacılara karşı bazı öğrenciler tarafından dile getirilen öfke dolu sözleri, dışa vuran nefreti ancak böyle bir korkunun sebep olduğu “ikili” düşünce yapısıyla anlamak mümkün. Panele katılanların hiçbiri “AKP’cilik” yapmamış olmasına rağmen, “muhteşem kahramanlık ve cesaret görüntüsü” altında korkan bu genç arkadaşlara göre hayat, tam da bu ikili zıtlıklardan ve zıtlığın her bir tarafındakiler ise “değişmez öz”lerden oluşuyordu ve de buna neredeyse “tanrısal bir inançla bağlanmış” vaziyetteydiler. Dolayısıyla konuşmacılar örneğin bir zamanlar Anayasa referandumunda “yetmez ama evet” dediyse, ancak “AKP’ci” olabilirlerdi ve her türlü “emperyalist uşağı, gerici, BOP’çu, hain, vs...” sıfatını hak ediyorlardı.
 
İşin acıklı tarafı ise şu: bu manzara neredeyse bu memlekette bir sabite olarak sürüyor. Yani kendi gençliğimdeki manzara da çok farklı değildi. “Bilgi”, her zaman bu memleketin okumuş yazmış ve yönetmeye talip olmuş, bunu kendinde hak gören, zihniyetinde seçkinleşen insanların tekelinde olarak görüldü. Bu zihniyeti taşıyanlar ötekileri her zaman aşağıladı ve ötekileri “karanlık çağların”, “komploların, ihanetlerin” temsilcisi olarak gördü.
 
İşte bugün, her şeyi bildiğini, gelecekte de ne olacağını bildiğini zanneden zihniyetin çuvalladığı gündür.
 
Bu “kâhinler” geçmişte de ne olacağını bildiklerini söylüyorlardı; bilemediler. Çünkü hiçbir şeyi, hiçbir zaman önceden tam olarak bilemezsiniz; tanıdığınızı zannettiğiniz insanlar da hiçbir zaman tam olarak zannettiğiniz insanlar değildir.
 
 
Çözüme evet
 
 
İşte bugün hayatın, toplumsal hayatın ara renklerinden yepyeni, devrimci bir Türkiye çıkıyor.
 
Bırakın bu sürecin en muhteşem sonuçlarını; yani insanların ölmeyecek olmasını... Geride kalanların acılarının bitecek olmasını... Bırakın artık kimsenin savaşa gitmeyeceğini... En basitini düşünün, en maddi olanını... Kalaşnikof yerine çocuklar birbirleriyle karşılaşacaklar, tanışacaklar; bomba yüklü her uçağın harcadığı benzin parasıyla çocuk parkları yapılabilecek...
 
Ve ölümle sosyalize olan çocukların yerine barışla sosyalize olan nesiller ve başka bir Türkiye ve gelecek...
 
İşte bugün bu nesillerin yetişmesi için, “çözüme evet” diyerek, barış yapan insanlara destek vermenin zamanıdır...
 
 
ferhatkentel@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums