Mayıs ayının son haftasında Sayıştay’ın 154. kuruluş yıldönümü kutlandı Ankara’da. 30 Mayıs 2016 Pazartesi akşamı da Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bu yıldönümü münasebetiyle Sayıştay üst düzey çalışanlarına ve yabancı ülkelerin sayıştaylarından bu yıldönümüne davet edilen ve davete icabet edenlere bir akşam yemeği verdi.

Buraya kadar bir problem yok. Sayıştay bir devletin en önemli kurumlarının başında gelir, eski adıyla Divan-ı Muhasebat, 154 senelik bir müessese, TBMM adına kamu harcamalarının nihai hukuki denetimini yapar, düştüğü durum gerçekten çok acıklı. Sayıştay Başkanlığı bu yıldönümü için hangi devletlerin Sayıştay’larını çağırdı bilemiyorum ama davete icabet eden yabancı devlet sayıştayları şöyle: Suudi Arabistan, Katar, Azerbaycan ve KKTC.

Bu manzara gerçekten Türkiye için çok ayıplı bir manzara. KKTC’nin kullandığı kamu parasının zaten çok büyük bölümü Ankara’dan gidiyor, bu paranın kullanımının KKTC Sayıştay’ı tarafından denetimi çok ilginç, ama zaten KKTC Sayıştay’ının davete icabet etmeme gibi bir lüksü de muhtemelen yok.

Diğer üç büyük demokrasinin (!!!), Suudi Arabistan, Katar, Azerbaycan Sayıştayları ise acaba ne iş yaparlar? Unutmayalım, bir ülkenin demokrasi seviyesinin en önemli göstergelerinden biri de Sayıştay kurumunun etkinliğidir. Mesela Suudi Arabistan’da Suudi Sayıştayı Kral’a “Harcadığın parayı usulsüz harcamışsın, hesabını ver!” diyebiliyor mu? Katar Emiri de bu aynı soruya muhatab olabilir mi?

Ankara davetine icabet eden sayıştayların tümü göstermelik sayıştaylar. Ankara da acaba kendi Sayıştay’ını bu çerçevede mi görmek istiyor? Kıta Avrupası’nın çok köklü gelenekleri olan, gerçek sayıştaylar davete acaba neden icabet etmediler? Bizimkiler onları çağırmadı, Suudi’ler, Katar, Azerbaycan, KKTC bize yeter de artar mı dediler yoksa?

Sayın Erdoğan Külliye’de verdiği yemekte bu zor durum için acaba ne düşündü?

Türkiye çok ama çok büyük bir acınası yalnızlığın içine sürükleniyor, hatta sürüklendi. Almanya Parlamentosunun aldığı kararı, Obama’nın basına servis ettiği beyzbol sopalı fotoğrafı, PYD armalı Amerikan askerlerini, ABD ve AB’nin arka arkaya yaptıkları terörist tanım mesajlarını, vs. hep bu çerçevede ve beraber düşünmemiz şart.

Türkiye’de bir devlet aklı varsa bu acıklı duruma çözüm üretmek için çok geç bile kaldı.

Bu hafta, Allah izin verirse, kamu parasının kullanım mantığı ya da bizdeki mantıksızlığı üzerine bir-iki yazı daha yazmak istiyorum.

e.karakas@yenihayatgazetesi.com