- 17.05.2016 00:00
Geçtiğimiz Cuma günü Soma felaketinin ikinci sene-i devriyesi idi. Bu felakette, aslında belki de cinayet demek daha doğru, yaşamını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum.
Sayın Erdoğan’ın konuya ilişkin konuşmasını bugünkü yazımda irdelemek, eleştirmek istiyorum. Sayın Erdoğan’ın konuya ilişkin konuşması derken muradım iki sene önce yaptığı o fıtrat değerlendirmeleri değil, bunlar zaten başlı başına bir felaketti.
Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz günlerde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde bir konuşma yaptı. Bu konuşmada Sayın Erdoğan iş kazaları konusunu gündeme getirdi ve işadamlarına bu konuda çok daha duyarlı olmaları gerektiğini hatırlattı.
Sayın Erdoğan hatırlatmakla da kalmadı, işadamlarına şöyle dedi: “Kâr marjlarını artırmak için insan hayatını tehlikeye atarak kazanılan para bizim için haramdır.” Ne güzel, ne doğru, ne içten bir ifade değil mi? Ancak, bu ifadenin içtenliği, doğruluğu için bir bu ifadeye, bir de bu ifadenin sahibinin yaptıklarına bakmak lazım.
Erdoğan, TOBB konuşmasında işadamlarını işçi kanı üzerinden haram para kazanmakla eleştiriyor. Ama, gelin bir de işin esasına bakalım. İşçi kazalarını önlemek için işverenlerin iyi niyeti, haram para kazanmamaları yetmez. Gerekli, hatta şart olan devletin zorunlu önlemleri alması.
Oysa, 2015 senesinin Ağustos ayının başında Resmi Gazete’de yayınlanan bir yönetmelikle bakın neler yapıldı (NTV, 6 Ağustos 2016, Perşembe): “Resmi Gazete’de, madenlerle ilgili önemli bir yönetmelik yayımlandı. Avrupa Birliği mevzuatına uygun malzeme ve koruyucu sistem kullanma şartı, 2020’ye ertelendi. Yönetmelikle, AB’ye uygun ekipmanları bulunmadığı için kapatılan madenler, hiçbir önlem almadan tekrar açılabilecek.
Karar, madenlerin Avrupa Birliği’ne uyum belgesi olmayan ekipmanlarla 5 yıl boyunca çalışabileceği anlamına geliyor.”
Bu yönetmeliğin (4 Ağustos 2015 Bakanlar Kurulu kararı eki) altında da Cumhurbaşkanı olarak Sayın Erdoğan’ın imzası var. Biraz avam kaçabilir ama, Sayın Erdoğan, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
İşverenlere, “İşçi kanı üzerinden para kazanmak haramdır!” deyin, sonra da madenlerde işçi sağlığı için yaşamsal önlemlerin alınmasını 31 Aralık 2019’a erteleyin. Böyle bir davranış nasıl izah edilebilir?
Mevcut hükümette bir AB Bakanlığı var. Bu Bakanlığın sitesinde de AB ile müzakerelerin mevcut durumu, fasıl fasıl, bir tablo üzerinde gözüküyor. Siyasi engel, blokaj olmamasına rağmen açılmayan, daha doğrusu, bizim açmak için hevesli olmadığımız üç adet de fasıl var. Bunlar “Kamu alımları, rekabet politikası, sosyal politikalar-istihdam” fasılları.
Madem Sayın Erdoğan iş kazaları (!), işçi cinayetleri konusunda bu kadar hassas, kazanılan para için haram ifadesini kullanıyor, neden bu faslın, “Sosyal politikalar ve istihdam” faslı, açılması konusunda öncü olmuyor? Bunun için yeterli gücü muhtemelen (!) vardır.
Türkiye’de her gün dört işçi iş kazalarında hayatlarını kaybediyor. Avrupa’da iş kazalarında birinci olma utancını yaşıyoruz. Madenlere ilişkin yönetmeliği öne çekin, AB ile “Sosyal politikalar ve istihdam” faslını müzakereye açıp bu faslın gereklerini yerine getirin, göreceksiniz işçi ölümleri nasıl azalacak.
Doğrudur, işverenlerin gerekli önlemleri almadıkları için kazandıkları para haramdır.
Ama siyasetçilerin de gerekli yasal düzenlemeleri yapmamaları, ertelemeleri de işçilere ve Türkiye’ye büyük ihanettir.
e.karakas@yenihayatgazetesi.com
Yorum Yap