Çıraklık ve asansör

  • 7.02.2016 00:00

 Malum, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 4+4+4 sistemini, tüm sakıncalarına rağmen, şimdilik uyguluyor. On iki sene, bir biçimde, zorunlu eğitim demek. Bu zorunlu eğitim modelinin de piyasada çırak bulmada zorluk çıkardığı söyleniyor. Muhtemelen doğrudur, çok sayıda esnafın, işverenin bu durumdan şikâyetçi olduğunu duyuyorum.

Bu bir sorun, zira ülkemizde çıraklık çok köklü bir müessese, çok sayıda işyeri, çok sayıda temel ekonomik, sosyal ve insani hak ihlaliyle birlikte, çırakların üzerinden dönüyor. Esnafın, işverenin çırak tedarik edememe şikâyetlerini dikkate alan MEB de bir çözüm arayışına girdi ve bir formül önerdi.

4+4+4’ün son ayağında bazı çocuklar çıraklık yapmaya başlayabilecekler ama mecburi 12 seneden taviz vermemek için de galiba haftada bir-iki saat MEB çıraklık eğitim merkezlerinde eğitim görecekler, böylece üç çarpı dört koşulu da ihlal edilmemiş olacak.

İlk bakışta evet, ama sadece ilk ve miyop bir bakışla, bu çözüm önerisi doğru gibi gözüküyor. Hem esnafın, işverenin çırak talebi karşılanıyor, hem çocuklar o yaşta ekmek parası kazanmaya başlıyorlar, hem de 12 senelik zorunlu eğitimden taviz verilmemiş oluyor. Ama, acaba, bu pratik gibi gözüken çözüm doğru, sorunsuz bir çözüm mü?

Çıraklık eğitimine, meslek okullarına, benim, eğitim süreçlerine bakışımdan kaynaklanan, temel bir itirazım var. Eğitim süreçlerine izafe edilen çok sayıda temel misyon var, bunlardan bir tanesi de, eğitimin toplumsal asansör vazifesini görmesi.

Başka bir ifade ile de, hayata elverişsiz koşullarda başlayan yetenekli, çalışkan, zeki bir çocuğun önünü eğitim ile açabilmek, fırsat eşitliğini bir ölçüde de olsa karşılayabilmek.

Isparta’nın bir köyünden çıkan ve aldığı İTÜ iyi mühendislik eğitimi ile önce genel müdür sonra milletvekili, başbakan ve cumhurbaşkanı olan rahmetli Süleyman Demirel bu asansör misyonunun en belirgin, en iyi örneği.

Şu soruyu unutmayalım: Hangi ailelerin çocukları 4+4+4 ün son ayağında meslek okulu ya da çıraklık eğitimi tercihini yapıyor? Bu sorunun cevabı çok açık: Düşük gelirli ailelerin çocukları. Siz hiç, bir diplomatın, bir zenginin, bir akademisyenin, bir doktorun, avukatın çocuğunu meslek okuluna ya da çıraklık eğitimine gönderdiğini gördünüz mü?

Meslek eğitimi ya da çıraklık eğitimi tercihi (!!!) bana yine rahmetli Cem Karaca’nın “İşçisin sen işçi kal” şarkısını hatırlatıyor. Oysa, her çocuk on iki sene temel eğitim sonrası tercihini, yetenekleri ölçüsünde, doktorluk, avukatlık ya da mesleki eğitim doğrultusunda yapabilmeli. Bu olanağı sağlamak da devletin en temel görevi olmalı.

Benim tavsiyem bu çıraklık çözümünü üreten siyasetçi ve bürokratların önce kendi çocuklarını çıraklık eğitine göndermeleri; bakalım kaçı bu tercihi kullanacak? Savaş isteyen cumhurbaşkanlarının, milletvekillerinin, başbakanların önce kendi çocuklarını kritik bölgelere göndermeleri gerektiği gibi…

Öte yandan mesleki eğitim ya da çıraklık eğitimi gibi bir ihtiyaç da yok değil. Aslında bu ihtiyaç, zaman içinde azalıyor, bu konuyu da başka bir eğitim yazısında tartışalım.

Eğitimin toplumsal asansör misyonu çok hayatidir, bunu MEB çıraklık için de atlamamalıdır. Bu satırları yazarken Cumhurbaşkanı ekranlarda adalet kavramını dillendiriyor. On üç yaşında çıraklığa yönlendirilen bir çocuk için adalet nedir acaba?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums