Geleceği olmayan gelecek

  • 12.07.2012 00:00

 Hepsini tanımıyorum kuşkusuz. Ama tanıdığım üç kişi var aralarında. Diğerlerinin bazılarını ise “simaen“ denir ya işte öyle tanıyorum. Üç kişiden biri, “çocukluk” arkadaşım Büşra Ersanlı. Diğeri, yetmişli yıllarda tanıdığım “arkadaşım” Ayşe Berktay, bir diğeri de “öğrencim” Gönül Erdem. İstanbul KCK davasında tutuklu olarak yargılanıyorlar.

Oturumlarda henüz iddianame okunuyor. Bilmem kaç bin sayfalık iddianamenin okunması uzun sürecek anlaşılan. Okunan ve bizim dinlediğimiz kısımları itibariyle ilginç bir iddianame bu. Anonymous adlı hacker sitelerine girilerek elde edilmiş olduğu anlaşılan bazı sitelerdeki “kimliği belirsiz yazılar“ “Tesbit 1, Tesbit 2...“, yani “deliller” olarak okunuyor. Bir de tabii “ajan“ oldukları anlaşılan “gizli tanık“ların ifadeleri.

Bir mahkemenin nasıl yapılması gerektiğini söyleyebilecek durumda değilim ama tanıdığım bu üç insanın aynı mahkemede yargılanıyor oluşunun ima ettiği şeyin “adalet arayışı“ndan çok “adaletsizlik arayışı“ olduğunu söyleyebilirim.

Bu ülkede gençlik hareketleri her zaman “vicdan” hareketleri oldu. (Gönül’ü bilmiyorum ama tahmin de etmiyorum çünkü o daha genç olmalı) Büşra da Ayşe de benim gibi 68 gençlik kuşağına değmiş insanlar. 68 gençlik olaylarıyla ilgili eleştirilecek çok şey bulabilirsiniz. Şiddete sapıldığından, şiddetin yüceltildiğinden sözedip sol siyasetin ta o zamandan bir çıkmaza sürüklendiğini iddia edebilirsiniz. Bu eleştiri ve iddialarınızda haklı da olabilirsiniz. Ama bütün bunlar o dönemin sol hareketleri içinde olanların Türkiye’nin “vicdanlı“ gençleri oldukları gerçeğini değiştirmeyecek.

O nedenle de bu davada Büşra’nın da Ayşe’nin de hatta Gönül’ün de varolması bana, davanın aslında “işlenmiş bir suçu“ değil “yaralanmış vicdanlar“ı yargılayan bir dava olduğunu söylemektedir başka bir şeyi değil.

Türkiye’yi yönetenler işte bu “vicdan” meselesini anlamıyorlar. İnsanlar genellikle “akıllarına“ danışarak davranırlar. Ama akıllarıyla anlamadıklarını “vicdan“larına sorarlar. Bu ülkenin insanları için akılla kavranabilecek ve anlaşılabilecek şeyler çok az olduğundan çoğu da “vicdan“ına göre davranır.

Yetmişli yıllarda Türkiye’yi yönetenler, gençlerin vicdanlarındaki yarayı anlamadılar. Onların önlerine koymuş oldukları gelecek hayalinin bir gelecek hayali olmadığını görmediler. Onlara ya büyük şirketlerde bir çeşit ücretli köle gibi çalışmayı ya da devlette köle-memur olmayı önerdiler. Bir de ülkede yoksulluk ve eşitsizlik adına olup bitenleri görmemeyi. Ama gençlik bu, itiraz etti. Büşra da Ayşe de onların arasındaydı.

Benzer anlayamama hali bugün de geçerli. Bugün ülkeyi yönetenler, belki her yerde göz ve kulakları var ama yine de toplumun kanayan vicdanını göremiyorlar. Bir ulusun adını neredeyse “terörist“ kelimesi geçmeden kullanmayan bir devlet anlayışı Kürtlere, özellikle Kürt gençlerine bugün nasıl bir gelecek vaat ediyor dersiniz? Kendi dillerini bile öğrenmeyi bir hak olarak vermeyen, kendilerini yönetme taleplerini Avrupa Birliği yerel yönetimler düzenlemeleri içinde bile kabul etmeyen bir anlayış onlara nasıl bir Türkiye geleceği önermiş oluyor ki?

Farkında değiller anlaşılan ama bu anlayış ve bu anlayış çerçevesinde uygulanan politikalar Türkiye Cumhuriyeti toprakları içinde yeni bir ulusun doğmasını sağlıyor ve sağladı da. Bu KCK mahkemeleri de bunu perçinleyen mahkemeler olarak tarihe geçecekler. Bu nedenle de “milliyetçiliklerden“ hazzetmeyen biri olarak Kürt halkının haklarının verilmesi koşuluyla birlikte bir yaşam hayal eden benim gibiler için de devletin bu politikalarının, suçladıkları Kürt siyasetinden de daha bölücü olduğunu söylemeliyim.

68’de nasıl toplumda gençler yaşanan adaletsizliklere ve vicdansızlıklara isyan etmişlerdi, bugün de çok şükür Kürtlere yapılanları adaletsizlik ve vicdansızlık olarak gören ve itiraz eden insanlar var.

Büşra da Ayşe de ve bu arada Gönül de onların arasındalar.

Ne mutlu onlara!

erolkatircioglu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (3)

  • Emperyal İmparator
    Emperyal İmparator
    9.11.2012 11:05

    Mısır ın emperyalizm e girmesi 7000 sene evvel başladı diye biliyodum yanılmışım frnsızlar başlatmış... Yani ,firavunlar yunanlar, roma , araplar , islam ,memlükler, osmanlı imparatorluk değildi... tek imparator napolyondu... ingiliz, abd sovyet imp. cabası...

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    16.10.2012 17:45

    konunun ana fikri mısırın emperyal güçlerce tarih boyunca sömürülmesi yazıyı okunur kılan acaba rosetta taşında ki gizem ne masalsı bir anlatım roni birdaha ki yazın ali baba ve kırk haramileri olabilir mi acaba:)))

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    15.10.2012 16:32

    yazı akışı düzgün değil. rosetta taşından bahedip edip, bir anda mısırın emperyalizmden kurtulamamasına gelmiş konu ve rosetta taşının da bu yargıyla çok direkt bir ilşkisi yok en azından yazar kuramamış.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums