Yeni stratejinin başarı koşulları

  • 31.03.2012 00:00

Dedim ya sadece AKP hükümeti değil Türkiye’yi yöneten tüm siyasi elitler de Kürt sorununu nasıl çözeceklerini bilmiyorlar. Ama çözmek istedikleri de açık. Toplumun genelinin de bu sorunun çözülmesini istediği de... Ama ne var ki sorun öylesine çetrefilli ki çözmek için adım attığınızda sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirmeniz işten bile değil.

Son geldiğimiz nokta “yeni strateji”. Bu nasıl bir strateji ki hükümetin önemli bakanları bile habersiz diyebilirsiniz ama Başbakan Erdoğan bunu dillendirdiğine göre, üstelik de Obama ile yan yanayken bunu yaptığına göre bu strateji “yeni” bir strateji. Özetle “PKK ile savaş, BDP ile müzakere”.

İyi! Bu da bir açılım, bir yol. Acaba yeteri kadar düşülmüş bir yol mudur bunu bilmiyorum. Ama cevaplanması zor soruları olsa da içinde “müzakere” lafının geçmiş olması önemli.

Bildiğimiz kadarıyla BDP ile PKK arasındaki bağ BDP’nin seçmen kitlesinin önemli bir kısmının PKK’ya sempati duyan Kürtler olması. Eh doğrusu toplumun kime inanacağına ve kimi beğeneceğine karışmak mümkün olmadığına göre buna kimsenin diyecek ve yapacak herhangi bir şeyi de olamaz.

Durum bu olmasına rağmen Başbakan’ın BDP için “PKK’nın uzantısı” lafını kullanması bence doğru olmamıştır. Üstelik taa işin başında, sorunu çözmek üzere ortaya atılmış olduğu söylenen bu “yeni strateji”yi ifade ederken Başbakan’ın BDP’den, “uzantı” gibi aşağılayıcı bir ifadeyle söz etmesi bu çözüm yolunun da çok da çözümü sağlayıcı bir yol olmayacağını düşündürtüyor insana.

Ama her neyse! Diyelim ki onların da yoğurt yiyişi böyle. Önemli olan bu “müzakere” temelli çözüm arayışı. Ama doğrusu ben hükümetin bu müzakere sürecinde nelerin gerektiği konusunda yeterince düşündüğünden de pek emin değilim.

Hükümetin bundan önce Oslo temaslarından beklentisi neydi onu da bilmiyorum. Bana hep biraz sorunu çözmekten çok Kürt tarafının neyi nasıl düşündüğünü öğrenmek amaçlı görüşmeler gibi gelmiştir bu görüşmeler ama buna da her neyse deyip geçelim ve hükümetin bu kez sahiden bu yeni stratejiyle sorunu çözmek niyetinde olduğunu varsayalım. Peki ama BDP ile müzakere edilirken BDP’nin Kandil’le ya da İmralı’yla görüşmesine izin verilecek midir?

Bu soru önemli çünkü Erdoğan’ın konuyu ifade ederken kullandığı kavramlardan gidersek Kürtlerin taleplerini “silahla” savunan ve bu nedenle de hükümet tarafından “terörist” olarak nitelenen PKK’nın sorunun önemli bir ayağı olduğu açık. Bu nedenle de müzakerelerin bir noktasında BDP’nin Kandil’le görüşmek istemesi büyük bir olasılık. Bu durumda ne olacak? Hükümet böyle bir görüşmeye izin verecek midir?

Aynı soru İmralı için de geçerli. Bugüne kadar BDP tarafından konunun “muhatap”ı olarak işaret edilmiş Öcalan’la çeşitli görüşmeler yapılması gerekeceğine göre hükümet bu görüşmelere de izin verecek midir?

Doğrusu eğer bu “müzakere” sürecinin “gerçek” bir “müzakere” süreci olması isteniyorsa, yani hükümet sorunun çözümünde samimi ise o zaman bu görüşmelere de izin vermesi gerekiyor.


“Uzantı”
, kelime anlamıyla “Ana konumdaki bir bütünün, özün veya durumun, kendisinden ayrı görülen ancak aynı yapısal özellikleri içeren parçası” (TDK) ise “ana konumundaki bütünü” oluşturan Kandil ve İmralı’nın müzakere sürecine dâhil edilmemesi aslında sorunun çözümüne de her hangi bir katkı sağlayamaz.

 Bu “yeni strateji”nin başarısı bu söylediğim tür görüşmeleri de içeren bir çerçeveyi kabul etmesine bağlıdır. Eğer bu başarılabilirse ben AKP’nin bu yeni stratejisinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.


erolkatircioglu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums