Eski rejimin çeperlerinde

  • 23.02.2012 00:00

AKP’nin yarattığı zenginlik ve güç, onu iktidara taşıyan toplum kesiminde bu zenginliğin ve gücün paylaşımıyla ilgili bir gerilim ve huzursuzluk yaratıyor. Konuyla ilgili gazetelere yansıyan bilgi ve görüşlerden anladığım MİT-Yargı krizinin kökleri de böyle bir sosyolojiyle ilgili.

Bir destroyer gibi eski rejimin ortasından geçerek kendine yol açan AKP bugünlerde nereye gideceği konusunda kararsız. Nereye gideceğinden emin olmadığından da eski rejimin çeperlerine mi yerleşecek yoksa yola devam mı edecek belli değil. Nereye gideceğinizi bilmiyorsanız durmak ve bir süre geldiğiniz yerlerde dolaşmak, oraların keyfini çıkarmak, orada bulabildiklerinizi tüketmek bir yol. Ama hızla dönen dünyamızda durmanın düşmek olduğunu bilmek gerek.

AKP de bugünlerde bunu yaşıyor. Geldiği yerin kendisine sağladığı güç ve zenginlikten memnun bir biçimde etrafta dolaşıyor. Ama dolaştıkça da birlikte yola çıktıkları bazılarıyla farklılaşıyor. Çünkü elde edilen güç ve zenginlik birlikte yola çıkanlar arasında eşit paylaşılmıyor. Paylaşılmadıkça da gerilimler ve çatışmalar kaçınılmaz oluyor. Sonuçta huzursuz bir toplum oluşurken AKP de daha henüz anketlere yansımasa da bir düşüşe doğru gidiyor.

Oysa herkesin beklediği gücün ve zenginliğin daha adil dağıtıldığı demokratik bir toplum. O nedenle de durarak kaybettiğimiz zamanı da telafi edecek bir hızda yola devam etmek gerek aslında. Önümüzdeki“Kürt sorunu” dediğimiz kayalıkları aşabilmek belki de yapılması gereken ilk iş.

AKP’nin bunları yapıp yapamayacağını bilmiyoruz. Ama geldiğimiz yerde uzun kalmanın daha ileri gitmeyi zorlaştıracağı ve gidişi katılaştıracağı kesin.

Tarihte medeniyetler çokluk çevrelerindeki barbar akınları sonucu yok olmuşlar. Barbarlara göre daha sofistike olan medeniyetler nasıl olmuş da barbarların önünde diz çökmüşler derseniz, cevabı barbarların daha savaşçı uluslar olmaları kadar medenilerin içten içe gelişen huzursuz toplumlar oluşlarında yatıyor.

Göçebeyken yerleşen topluluklar tarımsal üretim yaparak zenginleştikçe zenginliklerini korumak için “devleti”, “parayı” ve “yazıyı” bulmak zorunda kalmışlar. Ne var ki zenginlik, devlet, para ve yazıyla birleşince toplumda sınıf türü farklılaşmalara, bu farklılaşmalar da topluluk içinde gerilimlere ve çatışmalara yol açmış. Bu durum ise medeniyetleri içten içe zayıflatan bir faktöre dönüşerek koca koca medeniyetleri çevre barbarların bir fiskesiyle yıkılır hale getirmiş. Bütün Mısır, Babil, Sümer, Akat, Asur gibi medeniyetlerin ortaya çıkış ve bitiş serüvenleri böyle bir ritimle yaşanmışa benziyor.

Eğer medeniyet içinde oluşan sınıflaşmalar toplumun değişimine yol açan bir altüstlüğü kendi başlarına gerçekleştirebilecek bir gelişkinlikte olsalardı bir devrim yapmış olurlardı, ama insanlığın o günkü birikimi buna müsaade etmediğinden tarih de barbarlarla medenilerin birbirlerini çekme ve itme halleriyle bata çıka ilerlemiş. (Bu görüşler, kaynakları büyük ölçüde İbni Haldun’dan gelen Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın Tarih Tezi adlı kitabından benim çıkardıklarım).

“Doğu”nun paradigmasının bu iki büyük düşünürünün söyledikleri bugün için anlamlı mıdır bilmiyorum.

Ama sanki dersler çıkarmak mümkün...


erolkatircioglu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums