Hrant için...

  • 19.01.2012 00:00

 Neden bizim “devlet”le olan her ilişkimizde “bu devlet değişmez” duygusu alıyoruz ki?Üstelik bu duygu bireysel bir duygu da değil. Neredeyse bütün toplumun paylaştığı bir duygu bu. Acaba neden?

Böyle bir soruyu sorunca başka sorular da arkasından geliyor kuşkusuz. Benzer biçimde devletin değişmezliğinin yarattığı sayısız örnekler geliyor insanın aklına. En son örneği ise Hrant Dink davası. Hemen hemen her taşın altında “terör örgütü” arayan bu devlet Hrant Dink davasında yalnızca bir iki serseri genç buluverdi. Olay kapanmış, devletin gücü de perçinlenmiş gibi oldu yeniden ve sonsuza dek. Sanki...

Bu topraklardaki “istibdat”ın sınırı yok. O nedenle de bu topraklarda şiddetli bir “adalet talebi” her daim gündemde. Adalet talebinin bu denli güçlü olması aslında tersten bakarsak zorbalığın da aynı derecede güçlü olduğunun kanıtı.

Fransız devrimini kendilerine örnek almış “Jön Türkler”“1908 Meşrutiyet devrimini”, onlar gibi, “Hürriyet, musavvat, uhuvvet”, yani “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” sloganlarıyla sokaklarda haykırırlarken başına bir de “Adalet”i koymak zorunda hissetmişlerdi kendilerini. “Adaletin” oraya konması bile bu ülkenin devlet yönetiminin zorba ve adaletten nasibini almamış bir devlet olduğunun en açık kanıtlarından biriydi.

Bu ülkede sol siyaset “devrim”le meşgulken toplumun bu adalet talebine sağ siyasetler sahip çıkmışlar ve partilerinin adlarını ya da ana sloganlarını hep bu adalet temeli üzerine kurmuşlardır. O nedenle de Demirel’in partisinin adı “Adalet Partisi”, Erbakan’ın ana sloganı “Adil düzen”, Erdoğan’ın partisinin adı ise “Adalet ve Kalkınma Partisi” olmuştur. (Ecevit’in ana sloganlarından birinin “Hakça düzen” olduğunu hatırlatanlar olursa bunun pratikte önemi olmayan şaire yakışır bir söz olduğunu hatırlatırım.)

Adalet duygusunun özgürlük kadar, eşitlik kadar vazgeçilmez bir duygu olması halinin zamanla azalması beklenirken artması hayra alamet bir durum değil.


Adalete olan talebin bu ülkede dün itibariyle daha da artmış olduğu ise kesin. Dedim ya her taşın altında “terörist örgüt” arayan bir devletin mahkemesinin çağımızın en önemli cinayetlerinden biri olan Hrant Dink cinayetinde herhangi bir “örgüt” izine rastlamamış olması hiç bir biçimde ikna edici ve inandırıcı değil.

Gönüllerde açılan yaranın herhangi bir biçimde kapanması mümkün değil ama hiç olmazsa vicdanları tatmin edecek bir kararın çıkması beklenirdi. Ama olmadı. Bir kere daha bu devletin değişmemekteki direncine tanık olduk. Ne ölçüde tarihin gidişine ayak sürüdüğünü bir kere daha böylelikle gördük.

Bülent Arınç “Karar vicdanları tatmin etmedi ama bunun yolu hükümeti, devleti suçlamak değil”dir demiş. Ama açıktır ki bu karar sembolik önemi olan bir karardır ve sembolü olduğu şeylerden biri de devletin değişmezliğidir.


Bundan böyle Hrant Dink adı bu ülkedeki adalet ve demokrasi mücadelesinin de adı olacak gibi. Ya da olmalı
Zorbalık bu denli güçlüyse adalet talebi de o kadar güçlü olur.Tarih sayısız örneklerle dolu. O nedenle de bence ülkedeki bütün “adalet” ve “vicdan” duygusu olan insanların Hrant Dink bayrağı altında toplanması gerekir.

Hrant Dink için yollara düştüğümüzde bu onun öldürülüşüne olan ilk tepkimizdi. Taksim’den başlayacak bugünkü yürüyüş ise ikincisi. Birincisinden daha inançla yürüyeceğiz, adalet için, özgürlük için, Hrant için...


erolkatircioglu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums