‘Dün’, ‘yarın’ ve ‘bugün’

  • 7.01.2012 00:00

 “Dün” olmuş olanlar “yarın” olacak olanları kendi başlarına belirlemezler. “Yarın”“dün” olmuş olanların gölgesinde “bugün” ne yaptığımıza bağlıdır. “Bugün” ise “siyasetin” alanıdır. Bu “siyaset alanı” içinde aldığımız kararlar “yarını” biçimlendirirler. O nedenle “yarın” neler olacağı, “bugün”bu “siyaset alanı” içinde nasıl davrandığımıza bağlı. Bu durumun hepimize gelecekle ilgili sorumluluk yüklediği ise ortada.


“Dün”
, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin karşısında onun iktidar olmasını önlemek üzere davranan bir“vesayetçi rejim” vardı. AKP, “dün”ün gölgesinde “siyaset alanı” içinde öyle bir siyaset ortaya koydu ki bu siyaset onun “bugün” “vesayetçi rejimi” gerileterek iktidar olmasını sağladı.

Öte yandan bugünlerde AKP’nin yıktığı mı gerilettiği mi belli olmayan “vesayet rejimi”nin yerini aldığı eleştirileri giderek artıyor. Bu gelişmenin demokrasinin genişletilmesinden çok otoriterleşmesine yol açtığı da konuşulan konuların başında. Doğrusu AKP’nin değişime zorladığı “rejime” giderek benzemeye başlamasının bence şaşırtıcı bir yanı yok. Çünkü “rejim” rejimdir ve değiştirilmeden önce“içinin doldurulması” gerekir.

Bugün AKP’nin ne yaptığını bilir gibi davranmasının arkasında, bu, rejimin “içini doldurma” sürecini yaşıyor oluşu yatmaktadır bence. İçişleri Bakanı’nın dili bütün çıplaklığıyla bunu yansıtmaktadır. Otoriterdir, milliyetçidir ve demokrat değildir. AKP böyle bir dil içinden mi evrilecektir ve ülkenin yarınını belirleyecektir doğrusu buna hemen evet demek zor.

Çünkü AKP’de Bülent Arınç gibi ülkenin sorunlarını demokrasi içinde çözmek isteyen, otoriter olmayan ve milliyetçiliğe mesafeli kesimler de vardır. O nedenle AKP’nin “bugün” sergilediği siyasetin“belirsizlik” içeren bir siyaset olduğunu söylemek mümkün. Tam olarak nereye gideceğini bilmeyen ülkenin sorunları altında ezilmiş bir siyaset.


AKP iktidarında Türkiye’nin “yarının” nasıl biçimleneceği konusu aslından yalnızca AKP’nin değil ona muhalif güçlerin de “siyaset alanını” “bugün” nasıl kullanacaklarına bağlıdır.
 Bu çerçeveden baktığımızda hem AKP’nin ve hem de “muhalif” kadroların yaklaşımlarının sorunlu olduğu ortadadır. Muhalefet çok fazla “karşı AKP” çizgisinden bir yol üzerinden siyaset yaparken, AKP de çok fazla “devlet dili ve otoriter bir üslup” üzerinden siyaset izlemektedir.

Siyaset alanının “bugün” bu denli sekter ve çatışmacı bir hat üzerinden yürümesinin ise “yarının”Türkiye’siyle ilgili karamsarlık yaydığı ortadadır. Oysa AKP’nin daha demokrat bir çizgiye yönelmesi, muhalefetin ise afakî laflarla değil toplumun vicdan, adalet ve eşitlik duygularına hitap eden bir muhalefet çizgisi benimsemesi “yarın”ın daha yaşanabilir bir “yarın” olmasını sağlayabilir...

***


Dün çok sevdiğim bir dostumu kaybettim. ALİ EŞREF TURAN. Doğrusu çok yakından tanımamıştım onu. Ama vardır ya öyle insanlar, bir gördüğünüzde, bir konuştuğunuzda kırk yıllık dost gibi hissettiğiniz... Ali Eşref öyle biri olmuştu benim için. Sımsıcak ve gerçekten samimi bir insandı o. Toplumu anlamayı ve onu yalnızca istatistiklerle değil ona dokunarak anlamayı tercih eden bir araştırmacıydı o. Dün yalnızca çok sevdiğim bir dostumu değil iyi bir okuyucumu da kaybettim.


Ölüm karşısında insan ne söyleyebilir ki? Nur içinde yat demekten başka...


erolkatircioglu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums