Cemaatler ve demokrasi yan yana gelebilir mi?

  • 7.02.2016 00:00

 Şöyle diyelim: Bir darbe girişimi oldu ve akabinde hükümet TSK’yı nasıl tanzim ederim diye, düşünmeye başladı. Oysa ordunun darbe girişiminin arkasında Gülen Cemaatinin olduğu çok kısa bir süre sonra anlaşıldığına göre; insan bu durumda orduyu nasıl tanzim ederim gibi bir sorunun yanı sıra, cemaatleri nasıl yeniden tanzim ederim gibi bir sorunun cevabının da peşine düşmez mi? Ne gezer!

Geçenlerde katıldığım bir tv programında bu soruyu sorduğumda hazirundan doğru dürüst bir cevap alamamıştım ama, program sonrası aldığım mesajlardan en azından toplumun bir kesiminin de aklında olan bir soru sormuş olduğumu anladım. Çünkü bugün Türkiye’de hemen herkes bilir ki Cumhuriyeti kuran siyasi elitlerin büyük reform olarak gerçekleştirdikleri adımlardan biri olan Tekke ve Zaviyelerin kaldırılmasıyla ilgili çıkarılan kanun (30 Kasım 1925), bu kurumlaşmaları ortadan kaldıramadığı gibi aksine zaman içinde onların illegaliteye geçmelerine ve giderek daha da güçlenmelerine yol açmıştı. Bu nedenle de Türkiye toplumunun bir tarikat ve cemaatler toplumu olduğunu söylemek bile mümkündür. Gülen Cemaati ise bunların içinde en güçlüsü.

Konu bu meseleye gelince son günlerde muhafazakâr yazarların, “Cemaatlerin de tanzim edilmesi” ve böylelikle devlet işlerine bulaşmalarının önlenmesi konusundaki görüşlere karşılık olarak verdikleri yanıt “Kemalist laikçiliğin tümüyle aşılması”, “Devlet içinde örgütlenme" arzusunun tümüyle tasfiyesine katkı sağlayacak”tır şeklinde oldu. Yani demek istiyorlar ki şimdiye kadar “Kemalist laikçiliğin” uygulamaları cemaat ve tarikatların "devlet içinde örgütlenmelerinin” nedeniydi. Eğer Kemalist laikçilik etkisini yitirirse tarikat ve cemaatlerin de “devlet içinde örgütlenmelerine” gerek kalmaz. Sanki Gülen Cemaatinin en fazla "devlet içinde örgütlenmiş" olduğu dönem İslamcı AKP zamanı değilmiş gibi…

Ama doğrusu daha henüz cemaatlerin modern bir toplumda nasıl var olacakları gibi bir soruya cevap vermekte zorlanan bir toplumda, cemaatlerin varlığıyla demokrasinin nasıl bir arada olabileceği gibi bir konuyu tartışmak ne kadar mümkün bilmiyorum. Ama böyle bir konuyu tartışmadan içinde bulunduğumuz sıkıntılardan kurtulmamız da bence mümkün değil. Çünkü asıl sorun burada.

Sosyoloji literatüründe cemaat kavramı, cemaatin üyelerinin ortaklaşa paylaştıkları bir şeye (genellikle ortak bir ideolojiye ya da bir kimlik duygusuna) dayanan, özel olarak oluşturulmuş bir toplumsal ilişkiler bütünüdür diye tarif edilir. Bugünün dünyasında sosyolojik cemaatlerle siyasi partilerin üst üste oturduğundan gidersek Türkiye siyasi alanının cemaatlerden oluşmuş bir alan olduğunu söyleyebiliriz. Dikkat edilirse “dini cemaatlerden” söz etmiyorum. Onların da içinde bulundukları daha geniş bir cemaatleşmiş kimlikler dünyasından söz ediyorum. Her birinin farklı kutsallarının ve farklı değerlerinin olduğu bir siyaset alanından söz ediyorum. Böyle bir alanın olduğu bir toplumda seçim ve demokrasi ne anlama gelir dersiniz?

Böyle bir toplumda seçimler, bu cemaatleşmiş siyasi alanın gerçek resminin çekilmesine yarayan bir araca dönüşürler. Yani hangi cemaatin sayıca üstün olduğunun resmidir söz konusu olan. Bir başka deyişle seçim, hangi cemaat içine ve etrafına daha fazla güç yığabilmişse onun iktidarına işaret eden bir araca dönüşmüştür. Dolayısıyla seçim sonucunda en büyüğünden küçüğüne doğru çeşitli siyasi partilerle temsil olunan sosyolojik cemaatler, yani farklı kutsalları ve farklı değerleri olan cemaatler parlamentoda yerlerini alırlar.

Peki ama bu durumda demokrasi nasıl işleyecektir?

Eğer bizdeki gibi seçim sistemleri tek bir partinin iktidara gelmesini sağlayacak biçimde dizayn edilmişse, bu durumda iktidar, çoğunluk kimliğin temsilcileri tarafından oluşturulacak, diğerleri de muhalefette kalacaklardır.

Fakat buradaki sorun şuradadır: Farklı kutsalları ve farklı değerleri olan cemaatlerle iyi bir yönetişim kurmak ne kadar mümkündür? Hiçbir cemaatin kendi benimsediği değerlerden ve benimsediği kutsallardan ödün vermesi beklenemeyeceğine göre nasıl olacak da parlamentoda demokrasinin ruhunda bulunan uzlaşmalar sağlanabilecektir? Uzlaşmaların olmadığı bir toplumun iyi yönetilmesi ne kadar mümkündür, ya da mümkün müdür?

Bu sorular üzerine yazmaya devam edeceğim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums