Savaş değil ileri demokrasi!

  • 9.02.2015 00:00

 Gerçek anlamda silahla savaşanların mantığını gerçek anlamda silahla savaşanlar anlıyor anlaşılan. Ben ve benim gibilerin ‘savaşı’ silahla olmadığı için bir zamandan beri olan bitenleri anlamakta zorlanıyoruz. Anlamıyoruz anlamasına ama sağduyumuz bütün bu olan bitenlerin artık olmaması gerektiğini de söylüyor bize.

Çağımız ‘ulus devletlerin’ çözüldüğü bir çağ. Tarihin çöplüğüne gitmelerine daha bir zaman olsa da çözülmekte oldukları bir gerçek. Özellikle gerek uluslararası göçler ve gerekse ulus devlet çatısı altında yaşamak zorunda bırakılmış azınlık kimliklerin yeni talepleri bildiğimiz ‘ulus devlet’ formunu giderek bozmakta. Yeni yönetim biçimlerinin ortaya çıkmasını zorlamakta vs.

Bu gelişmelerin en ilginç yanlarından biri kuşkusuz, özellikle azınlık toplulukların ‘sandığı’ önemseyerek ulusal siyasi alana kaymaları ve orada pazarlık gücü elde etmeleri. Bu gelişmeyi görünür kılan en önemli göstergelerden biri ise seçimlere katılma oranları. Bugün, bünyesinde azınlıkları bulunan hemen bütün ulus devletlerde seçime katılma oranlarının (özellikle azınlıklar arasında) Batının ulus devletlerindeki katılım oranlarına göre çok yüksek olması bu durumun en açık kanıtı.

Bizde de durum çok farklı değil. Bugün ülkenin en geniş azınlık kitlesi Kürtlerin siyasi hareketi, ülkedeki, devletle ya da onun yönetimiyle ilgili sorunları olan diğerlerini de yanına alarak ‘sandıkta’ büyük bir başarı elde etti. Bence bu başarı 30 yıllık mücadelenin en parlak anıydı. Öyle ki var olan sisteme muhalif ve alternatif fikirleri olan bir kitle HDP’nin etrafında birleşmiş ve birleşmeye de devam etmekteydi. Kimileri, bir dönem önce AKP’ye oy vermiş Kürtlerin şimdi HDP’ye kayıyor olmalarını, Kürt milliyetçiliğinin yükselişinin bir işareti olarak görmüş olsalar da, bu durum, Kürtlerin HDP etrafındaki barış arayışına destek vermeleri şeklinde de okunabilir. Geldiğimiz savaş hali ise, her iki taraftan da ortaya çıkan kayıplarla siyasi alanı daraltıp HDP’nin seçimlerde başarısız kalması sonucunu doğurabilecek nitelikte. Dedim ya savaşın mantığını anlamasam da doğurabileceği sonucun böyle olacağı açık.

Peki ama bütün bunlar neden oluyor diye baktığımızda, doğrusu benim gözüme takılan en açık gerçek Türkiye devletini yöneten siyasi elitlerin ‘Kürt sorunu’ diye adlandırılan sorunu nasıl çözeceklerini bilmedikleri gerçeğidir. Bu kadar basit! Türk siyasi elitleri Kürtlerle oluşmuş bulunan tarihi gerçekler karşısında nasıl davranacaklarını, soruna nasıl yaklaşmaları gerektiğini bilmiyorlar. O nedenle de sürekli olarak yanılıyorlar. Bugün geldiğimiz savaş hali ise otuz yıl boyuna sık sık gelinen ve asla sorunu çözemeyecek bir hal.

O nedenle de belki de çözümden yana olanların bu durumu da dikkate alarak onlara yol gösterici olmaları gerek.

Ne demek istiyorum?

AKP hükümetinin 13 yıl boyunca sorunun etrafında dolaşarak, çözeceğim dediği halde sonunda ‘masa yoktur’, ‘müzakere yoktur’ diye vardığı yer, aslında onların psikolojik olarak sorunun başlangıcında olduklarını gösteren bir yer. Hele hele ‘sonuna kadar gideceğiz’ lafı tam bir gaf! Çünkü tarihin derinliklerinden akıp gelen Kürt talepleri ‘sonu getirilebilecek’ taleplerden değil. Bunlar sosyolojik ve bu coğrafyanın ‘doğasına’ işlenmiş talepler ve bu nedenle de yok edilmeleri mümkün değil.

Son 30 yılın mücadelesi sırasında ‘Kürt realitesini tanıyoruz’, ‘AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer’, ‘Baldıran zehiri içtim’ gibi lafların Türk siyasetçileri tarafında edilmiş olmaları, onların sorunu nasıl çözeceklerini bildiklerinin değil sorunun ancak farkında olduklarının ifadesidir, başka bir şey değil.

Bu nedenle de vizyonları Osmanlı ile modernite arasında sıkışmış bir çerçeveye sahip olanlar, dünyadaki değişimi, ulus devlet yapısının çözülüşünü, temsili demokrasinin çıkmazlarını, katılımcılığı, kısacası yeni bir demokrasi talebini anlamaları da pek mümkün değil. O nedenle de asıl yapılması gereken belki de bu yönetici siyasi elite Kürt sorununun ancak ve ancak daha ileri bir demokrasiyle çözülebileceğini anlatmak gerek.

Öcalan’ın on maddelik müzakere taslağı da bu değil miydi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums