Partizancılık çıkar bir yol mudur?

  • 26.08.2015 00:00

 Günümüz siyaseti, bir siyasi partiye yakınlığın giderek sosyal bir kimlik işlevi gördüğü bir yere doğru evriliyor. Yani sosyal kimliğinizi belirleyen değerlere ve görüşlere en yakın partiyi seçtiğinizde, o partinin siyaseten savundukları görüşler de sizin sosyal kimliğiniz bir parçası olmaya başlıyor. Bu durum farklı sosyal kimliklerin olduğu bir toplumda kaçınılmaz olarak partiler arası siyasi kutuplaşma anlamına geliyor. Siyasi kutuplaşmanın en açık görüldüğü, dolayısıyla da en çok çalışmanın yapıldığı ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri geliyor. Amerika’da Cumhuriyetçi Parti ile Demokrat Parti arasında kutuplaşmanın nedenlerini irdeleyen çalışmaların bulgusu da bu. Bireylerin sosyal kimliklerinin içerdiği değerlerle parti tercihleri arasında önemli yakınlıklar var. Bir başka deyişle, parti kimliği tıpkı sosyal bir kimlik gibi işlev görmekte ve sosyal kimliğin çeşitliliğine bağlı olarak da toplumsal kutuplaşmayı artırmakta.


Siyasi kutuplaşmanın burada ayrıntısına inemeyeceğimiz sonuçları var. Bu sonuçların çoğu olumsuz. Demokraside kesintiden, yolsuzluğa, ekonomik çöküşe ve gelir dağılımının bozulmasına kadar. Buna karşılık, siyasi kutuplaşmanın aynı zamanda kişilerin siyasi pozisyonlarının netleşmesinden, üye konsolidasyonuna, partilerin kurumsallaşmasına ve dolayısıyla demokratik düzenin istikrarlı olmasına hizmet ettiğini söyleyenler de var.

Bu konuda yapılan çalışmaların altını çizdiği bir başka bulgu da siyaset alanı partiler arasında kutuplaştıkça, o partileri destekleyen bireylerin tutumları da kutuplaşmakta ve sonuçta “particilik” ya da “partizanlık” diyebileceğimiz bir davranış ortaya çıkmakta. Yani, “Ne olursa olsun benim partim haklıdır!” biçiminde bir anlayış siyasi alanı kapladıkça, bir başka deyişle siyasi tercihlerle sosyal kimlik değerleri iç içe geçtikçe, hiç kimse benimsediği kimliksel değerlerden vazgeçmek istemeyeceğinden demokrasinin ima ettiği “tartışma, taviz, uzlaşma” gibi kavramlar da anlamlarını yitirmekte. Türkiye’deki durum tam da budur. (7 Haziran gecesi katıldığım seçim sonuçlarının irdelendiği bir TV programında, “koalisyon” bu koşullarda mümkün değildir iddiasında bulunmamın önemli bir nedeni de buydu).
Böyle baktığımızda iktidar medyasında yazan çizen arkadaşların içine düştükleri durumu daha iyi görebiliriz. Bir zaman önce “Hepimiz özgür olmadıkça, hiçbirimiz özgür olamayız” şiarını benimseyerek bütün kimliklerin özgürlüklerini savunan yazılar yazanlar şimdi benimsedikleri ve sürekli yanlışlar yapan partilerini ve liderlerini aklamaya çalışan “Ne olursa olsun benim partim haklıdır!” tadında yazılar yazan “partizanlara” dönüştüler.

Türkiye toplumunun sorunu “Biz” olamamakla ilgilidir. Yani sosyal kimliklerin çoğu tarihsel ezilmişlikler taşıyan ve bu nedenle de kendi içlerine kapanmış varlıklardır. Dolayısıyla onların siyasi partilerle özdeşleşerek varoluşları da sosyal kutuplaşmaları siyasi kutuplaşmalara dönüştürmekte ve sonuçta “Biz” olma sorununu çözememektedir. Oysa çözüm, sosyal kimliklerimizi aşarak “demokratik” bir kimlikte buluşmaktan geçiyor.

Nitekim ilginçtir bu soruna çözüm önerisi İmralı’da tutuklu Abdullah Öcalan’dan geldi. Adına “Türkiyelileşme” dediği bu öneri “kimlikleri aşan”, “demokratik bir kimlikte buluşma” önerisiydi. Nitekim 2015 Newroz’unda Öcalan şu mesajları vermişti:

“Doğru bildiğim ve inancım gereği; çatışmacı, tüketici, yıkıcı milliyetçiliğin doğurduğu ulus devletleri demokratik siyasetle aşarak açık demokratik kimliklerle bir ortaklaşmaya geçmenin mecburiyetidir.” Ya da: “Bu yeni dönemde, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olarak, barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz.”

Siyasi kutuplaşma, kendi kimliğine ve kendi partisine yapışmayı tahrik eden “partizancılığa” dönüştükçe, insanları gözleri olduğu halde görmeyen, kulakları olduğu halde duymayan, dilleri olduğu halde konuşmayan yaratıklara dönüştürmekte.

Gittiğimiz yol da bu değil mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums