Şaşılan hükümet

  • 7.10.2014 00:00

 Eğer “Bizim için IŞİD de PKK da birdir” cümlesi stratejik amaçlı bir cümle değilse, bu nedenle de AKP’nin 2015 seçimlerinde, mesela MHP’den, yarın “Siz PKK’yla pazarlık yaptınız” cümlesiyle gelebilecek eleştirileri önlemek için söylenmiş bir söz değilse hakikaten tuhaf bir durumla karşı karşıyayız demektir.

Hükümetin “Kürt sorunu” dediğimiz sorunun Kürtlere haklar tanınarak çözülmesi yerine Kürtleri “Müslümanlık” temelinde AKP’li (ya da sempatizanı) yaparak çözmeyi tercih ettiği bilinen bir durum. Bunu biliyoruz ve o nedenle de PKK’yi muhatap almayı, hele hele bunu açık bir biçimde yapmayı hiç istemediği de ortada. “Çözüm sürecinde” birçok şeyi hala “terörizm” kavramı etrafında yapmaya çalışması da, çıkardığı çerçeve yasasının adında bile “terörle mücadele” gibi bir lafın olması da hükümetin bu korkularının işaretleri. Bütün bunları anlıyoruz anlamasına ama, hükümetin, çözüm sürecini doğrudan PKK’nin hapisteki önderi ve dağ kadrosuyla yaptığını bildiğimiz halde gerek bu “tezkere”ye “PKK” ifadesini nasıl soktuğunu ve gerekse de “Bizim için IŞİD de PKK da birdir” cümlesini nasıl ettiğini anlamamız mümkün değil. Dedim ya ancak bu durum hükümetin kendi tabanına yönelik “stratejik” bir aldatmacanın sonucu ise anlaşılabilir, bir başka açıklaması ise zor.

Başbakan’ın önceleri bir akademisyen olarak IŞİD’e karşı koalisyon güçlerine katılmamalarını açıklarken konunun “sosyolojisine” işaret etmesi önemliydi. IŞİD’i yaratan Maliki’nin ve Esad’ın uyguladıkları “Şii” politikaları ile Batı’nın Irak’ı işgali gibi olaylarının “Sünni”leri ötekileştirdiği, mağdur bıraktığı üzerinden giderek “askeri çözüm, çözüm değildir” demeleri çok öğretici idi. Ne de olsa artık “akademisyen” bir başbakanımız vardı ve gördüklerimizin arka planına bilimsel bir ışık tutmaktaydı. Fakat aynı başbakanın konu “Kürt sorununa” gelince, konu PKK’nin varlığına gelince benzer bir akademisyen bakış açısını değil de kötü bir siyasetçi havasına girmesine ne demeli?

İktidar ve onun destekçileri “İslami kimlik” taleplerini reddeden bir ceberrut devlet karşısında mücadele ederken, aynı ceberrut devletin PKK’nin ya da genel olarak Kürt siyasi hareketinin “Kürt kimlik” taleplerini de reddettiğini görmemiş olması mümkün mü? Akademisyen başbakanımızın Irak ve Suriye “sosyolojisine” olan ilgisi yerindeyken, Türkiye’nin “sosyolojisine” bu kadar yabancı olmasını nasıl açıklamamız gerekir ki? Çünkü daha da açık söyleyelim “sosyolojik” olarak eğer bir paralellik kurulacaksa, IŞİD ve PKK arasında değil, AKP ve PKK arasında bu paralellik kurulması gerekmez mi? AKP ve PKK’nin aynı ceberrut devletin, aynı “vesayet rejiminin” mağdurları olduğu gerçeğinden hareketle...

IŞİD, kelle kesmekten memnunluk duyan ve adına “İslam Devleti” diyen bir katiller ordusuyken, PKK bir kimlik mücadelesi yürüten ve üstelik bunu da demokratik bir dünya anlayışı içinde yapmaya çalışan bir örgüt. Bu iki oluşumu bir ve benzer görmek gerçekten de sorunlu bir bakış açısının ifadesi.

Bütün bu nedenlerle, gerek “tezkere”ye PKK ifadesinin dahil edilmesi ve gerekse de cumhurbaşkanı ve iktidar partisinin bakanları tarafından söylenen “Bizim için IŞİD de PKK da birdir” cümlesi anlaşılması mümkün olmayan, yanlış bir bakış açısını yansıtıyor.

Öyle anlaşılıyor ki aynı yanlış bakış açısı şu önümüzdeki üç beş saatte değiştirilmeyecekse, Kobanê’deki halkın eşit olmayan koşullarda IŞİD militanlarınca katledilmelerine seyirci kalınacaksa, görünen odur ki geriye ne “çözüm süreci” kalacak ve ne de yakın bir zamanda bu ülkeye “barış” gelecektir.

Acaba istenen bu mudur?

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums