Zehirli bir siyaset alanı olarak demokrasimiz

  • 8.04.2014 00:00

 Kimileri AKP’nin seçim sonuçlarının başarı olduğundan giderek halkın demokrasiye sahip çıktığından sözediyor. Bu kimilerinin arasında adlarının önüne “demokrat” ya da “liberal” konan yazar ve çizerin olması halkın sahip çıktığı şeyin sahiden “demokrasi” olduğundan kuşku duymamızı da önlüyor gibi. Bu yazarlar, toplumun önemli bir çoğunluğunun AKP’nin arkasında durmuş olmasını,  “seçilmiş” bir liderin, Fethullah Gülen cemaatinin de içinde yer aldığı uluslararası komplolarla devrilmeye çalışılmasına karşı seçmenin demokratik tepkisi olarak  okumayı tercih ediyor. Buradan da, halkın “seçilmiş” bir başbakanın yanında durup “seçilmişlerin ancak seçimle işbaşından gidebileceği” gibi bir ilkeyi savunmuş olduklarından bahisle halkın demokrasiye sahip çıktığı sonucuna varıyor.


Demokrasi de birçok kavram gibi uygulandığı toplumun anlayışlarına göre biçimlenen bir kavram. Toplumun, demokrasinin en önemli tezahürlerinden biri olan “sandık” karşısında nasıl davranacağı, kimi seçeceği büyük ölçüde nasıl bir zihniyet dünyası içinde davrandığına bağlı. Bu davranışı, kendisine önerilen “fikirler”den (önüne konulan iddialardan) çok sahip olduğu “aidiyetler”le ilgiliyse bu durumda bu demokrasi nasıl bir demokrasi olacaktır? Bir başka deyişle, bu seçimlerde, seçmen kendisine sunulan “fikirlerden” değil de sahip olduğu “aidiyet bağları” içinde tercihini yapmışsa, yine de bu demokrasiye demokrasi diyebilecek miyiz?

Daha da açık biçimde söyleyecek olursak, seçmen, yolsuzluk yapmış olsa da yine de Erdoğan’ı (mesela İslami  bağlılığı) nedeniyle “sandıkta” seçebiliyorsa, bu demokrasiye, kavramın ima ettiği tüm evrensel değerler ve ilkeler çerçevesinde demokrasi diyebilecek miyiz?

Bu soruları sormamızın nedeni toplumun sahip çıktığı şeyin nasıl bir demokrasi olduğunun önemli olması. Çünkü “aidiyetler” çerçevesinde davranan bireylerin sandık başına gitmesi tabii ki bir seçimdir ve bir tür demokrasidir ama böyle bir demokrasiye çağdaş bir demokrasi demek zordur. Bence böyle bir demokrasi, cemaatlerden oluşan bir toplumdaki “cemaat demokrasisi” olarak görülmeli ve değerlendirilmelidir.

Türkiye toplumu başından beri, “bireylerden” çok, “cemaatlerden” oluşan bir toplumdur ve böyle bir toplumun siyaset alanı da bireylerden çok bu cemaatlerin olduğu bir alandır. Bireylerden çok cemaatlerin ön planda olmasının sakıncası ise, bireylerin arasında olabilecek uzlaşmaların cemaatler arasında olmasının zorluğundandır. O nedenle de “sandık” bu tür toplumlarda ortak aklın tezahürüne değil, aksine toplumda çoğunlukta olan cemaatin egemen olmasına yol açan bir işlev görür. Bunun sonucu ise birbirlerini “düşman” olarak gören ve bu nedenle de toplumun enerjisini boşa çıkaran kavgacı bir siyasi ortam oluşur.  Bu ortama değen herkes diğerini düşman görmekten nasibini alır. Bu yapıyı bir tür “zehirli” bir yapı olarak nitelemek ve bu “zehirli” yapıya değen herkesin ya da her siyasetin “zehirlendiğinden” söz etmek sanırım içinde bulunduğumuz siyaset alanını iyi tanımlayan bir yaklaşımdır.

Bütün bu nedenlerden ötürü seçimlerde halkın sahip çıktığı şeyin evrensel bir “demokrasi”den çok bir “cemaat demokrasi”si olduğunu söylemek daha doğrudur. Sözünü ettiğim yazarların  toplumun bu seçimlerde de demokrasiye sahip çıktıklarını söyleyerek bu durumu kutsamaları, aslında çatışmacı, toplumun enerjisini boşaltıcı, kısaca zehirli bir siyasi ortamı meşrulaştırmaktan öte bir anlamı yoktur.

http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=103382&haberBaslik=Zehirli%20bir%20siyaset%20alan%C4%B1%20olarak%20demokrasimiz&action=haber_detay&module=nuce&authorName=Erol%20KATIRCIO%C4%9ELU&authorID=703

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums