Biraz daha cesaret!

  • 11.04.2013 00:00

 Sokaklarda öldürülmeyi göz almış ve “Haysiyet!” diye bağırarak koşturan Arapların gerçekten de istediklerinin “haysiyet”, yani “onur” olduğunu anlamakta zorluk çekenlerimiz olabilir. Tıpkı, onca haksızlığa ve onca gencini kaybetmiş olmaya rağmen “Barış!” diye bağıran Kürtlerin istediklerinin yalnızca “barış” olduğunu inanmakta zorlanan insanlarımız olduğu gibi.

Son beş yılda dünyada bundan öncekilerden çok daha derin bir “ekonomik kriz” yaşanıyor ve biz çoğu kez yaşadığımız bu krizin yalnızca bir ekonomik kriz olduğunu düşünüyoruz ama gerçekte bu krizin ardında derin bir “siyasi krizin” olduğu da bir gerçek.

Bu siyasi kriz, ulus-devlet çatısı altına deyim yerindeyse “tıkıştırılmış kimliklerin” kendi hayat tercihlerini yaşamak üzere yükselttikleri yeni taleplerin, varolan “temsili demokrasi” ile karşılanamamasından doğan bir krizdir. “Temsilcilerin”“temsil ettikleri kitlelerin” yararına değil de kendi çıkarları peşinde koşup kendilerine çeşitli imkânlar sağlayan sermayenin yanında yer aldıkları ortaya çıktıkça, kitlelerin de “temsilî demokrasiyle” olan ilişikleri kopuyor. Onun için de bu krizleri atlatmanın yolu öncelikli olarak “siyasi krizin” çözülmesini gerektiriyor.

Bu konuda en düşündürücü örnek sanırım Avrupa Birliği macerası. Avrupa Birliği’nin kurucuları, milliyetçilik ve pazar paylaşımının sonucu yaşadığı iki dünya savaşıyla milyonlarca insanını kaybetmiş bu yaşlı kıtada bir daha savaşlar olmasın diye, bir Avrupa Birleşik Devletleri kurmak için böyle bir girişimde bulunmuşlardı. Nitekim atılan birçok adımdan sonra 1999’da ortak bir pazar kurmak için ortak bir para politikası oluşturdular ve Avro’ya geçtiler.

Mademki Avrupa ortak pazarı kuruluyordu, mademki bütün farklı kimlikli insanlar bu pazarda üretici, emekçi ve tüketici olarak yer alacaklardı, o zaman bütün bu farklı insanların bir “Avrupalı kimliği”altında entegre edilmeleri gerekiyordu. Nitekim aynı tarihlerde Amsterdam Antlaşması’yla göçmenlerin Avrupa’ya nasıl entegre edileceğiyle ilgili kurallar benimsendi vs.

Fakat aradan geçen 15 yıla yakın bir süreden sonra şimdi fark ediyorlar ki ne Avro’ya geçiş ve ne de Avrupa Kimliği’ni oluşturmak için konulan kurallar pek bir işe yaramamış.


Bir gün gelir farklı risk primleri olan ulus-devlet ekonomileri aynı para birimi altına geçtikten sonra birbirleriyle entegre olurlar beklentisi de, farklı etnik ve inanç kimliklerinin bir gün gelir bir Avrupalı kimlik altında entegre olur beklentisi de gerçekleşmemiş.

Bütün çabalara rağmen Avrupa’nın farklı (yüksek) risk düzeyleri olan ülkeleri Avro’dan çıkıp devalüasyon yapamadıklarından bir türlü ekonomik krizden kurtulamazken, farklı kimliklerin taleplerini karşılayabilecek bir demokrasi üretmediğinden dolayı da bugün Avrupa Birliği tarihinin en derin kimlik krizini yaşamakta.

Örneğin Paris’in arka sokaklarındaki her akşam onlarca arabanın göçmen gençlerce yakılması, planlanan entegrasyonun pek de işe yaramadığının bir göstergesi olduğu gibi Avrupa Merkez Bankası’nın aldığı tedbirlere rağmen ekonomik krizin gölgesinin Avrupa’yı terk etmemesi de bu sorunun göstergelerinden bir diğeri.

Bütün bunları yazmamın nedeni de siyasi tarihimizde yeni bir sayfa açmak üzereyken Avrupa’nın düştüğü hatalara düşmemek gerektiğinin altını çizmek. Kurulacak yeni Türkiye’nin başarısı kendine nasıl bir demokrasi oluşturacağıyla ilgili. Eğer yalnızca “temsilî demokrasiyle” yetinecekse ne Kürtlerin ve ne de diğer farklı kimliklerin taleplerini tatmin etmesi mümkün bence. O nedenle de daha başlangıçta farklı kimliklerin taleplerini içeren “katılımcı” bir demokrasiyi tanımlayan bir anayasanın çerçevesini çizmek gerek. Başkanlık sistemiyle böyle bir katılımcı anayasa nasıl bağdaştırılabilir bilmiyorum ama, bildiğim, bir toplumun toplum olabilmesi, artık, kendi geleceğinin biçimlenmesine“temsilciler” aracılığıyla değil “bizzat kendisinin katılımıyla” mümkün.

Önümüzde duran Avrupa’nın henüz başaramadığı böyle bir demokrasiyi inşa etmek. Bunun başarılması da bunu ne kadar istediğimize bağlı.

Biraz daha cesaret!


erolkatircioglu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums