Eğitim hizmeti satmak domates satmaya benzemez

  • 17.01.2013 00:00

 “Özel sektör nasıl ki ortaöğretimde ve lisede bu işi yapıyor neden yüksek öğrenimde yapmasın ki?” diyerek tartışmayı başlattı.

Tabii bu tartışmanın gerekli ve geç kalmış bir tartışma olduğu ortada. Ama gönül isterdi ki öncelikli olarak şu “Vakıf Üniversiteleri” deneyimi toplumda enine boyuna tartışılmış olsun. O zaman eğitim meselelerimize daha sağlıklı bir yol bulma şansımız artarda.

Ama maalesef bizde hemen her konu böyle “halledildiği” için bizi yönetenlerin böyle bir sabrı yok. Bu tür konular, “Biz değerlendirdik ve karar verdik” gibisinden yukarıdan bir konuşmayla toplumun önüne getirildiği için neden vazgeçiyoruz ve gelecek olan nedir diye bir tartışma ve akıl ortaklaştırılması da pek yapılamıyor.

Mesela bu konuların başında “Vakıf Üniversitesi” meselesi geliyor. Bugün 60’tan fazla bu türden üniversite kurulmuş durumda. Eğer bu üniversiteleri kuranlara sorarsanız, onların hep birlikte “Vakıf üniversiteleri kâr amacı gütmeyen kuruluşlardır” dediğini duyarsınız. Ama tam tersine bugün hemen herkes vakıf üniversitelerinin kâr amaçlı kuruluşlar olduğunu çok iyi biliyor. O nedenle de“Vakıf üniversiteleri kâr amacı gütmeyen kuruluşlar” olduğu iddiasını ifade edenlerin insan aklıyla dalga geçtikleri açık.

Bu ülkede bazı işler “ortaoyunu” kıvamında yürüdüğü için, Tanrı’nın bildiğini kuldan saklamak mümkünmüş gibi, vakıf üniversitelerinin sahipleri, bu kuruluşları sonuna kadar “kâr amacı” için kurmuş oldukları hâlde “kâr amacı” gütmediklerini toplum önünde de beyan etmekten sıkılmıyorlar. Öğrencilerinin önemli bir kesiminin burslu okuduğundan vs’den söz ederek sanki bir kamu görevi ifa ediyormuş izlenimi vermeye çalışıyorlar.

Tabii ki bütün vakıf üniversitelerini kastetmiyorum. Ama tamamına yakının pekâlâ bu işten para kazandığı ortada. Vakıf olmaktan gelen vergi vermeme imkânlarını ve de sanki bir “kamu görevi” yapıyormuş gibi maddi (arazi gibi, devlet yardımları gibi) ve manevi (kırmızı plaka vs. gibi) devlet desteklerini de eklerseniz bu işte bir tuhaflık olduğu ortaya çıkar.

Bu çerçeveden bakınca bu ortaoyununu fark edip de bu işe son vermenin bir yolunun onları “vakıf”zırhından çıkarıp “şirket” yapmak olduğunu düşünebilirsiniz. Mademki “kâr amacı” güttükleri hâlde “değilmiş” gibi davranıp kâr elde ediyorlarsa bu durumda onları diğer bütün “kâr amaçlı” kuruluşlar gibi “şirket” yapmak ve Ticaret Kanunu’nun kapsamında denetlenebilir kılmak sahiden bir yol olabilir. Sanırım hükümet de buna benzer bir değerlendirme sonucunda böyle bir yol bulmuş gibi.


Ama eğitim hizmeti satmak domates satmaya benzemez.
 Eğitim hizmetinin bütün bir toplumun nasıl bir toplum olacağını büyük ölçüde belirleyen bir özelliği var. Manav domatesi pahalıya satarsa ve bunun sonucunda domates alamazsanız domates yemekten mahrum olursunuz. Ama eğitimi paralı yapıp, hele hele birtakım şirketlerin insafına terk ederseniz, toplumun bir kesiminin eğitim almasını önlemiş olursunuz. Bunun olumsuz sonuçlarının ise yalnızca eğitim alamamış olan kişiye değil topluma çıkacağı da ortada.

Bu konuyu tartışmaya ve konunun çeşitli boyutlarını ele almaya ileriki yazılarımda devam edeceğim. Ama bu yazımı aşağıdaki anekdotla bitireyim:

Özel bir vakıf üniversitesinde çalışan bir dostum günün birinde bana: “Yahu bu bizim mütevelli heyeti başkanı (yani üniversitenin kurucusu) meğerse bayağı komünistmiş” dedi. “Nereden çıkardın bunu?” dedim, aklım almamıştı. “Yahu baksana adam üniversitede parayı kaldırdı, kimseye maaş falan ödemiyor.”


“Vakıf üniversitesi” mi dediniz yoksa “Şirket üniversitesi” mi?


Duralım biraz.


erolkatircioglu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums