Suriye’de Türk-İslam siyasetin iflası: Türkiye tarihî bir krizde

  • 1.03.2020 00:00

 Türkiye’nin İhvancı bir rejim kurmak iddiasıyla yola çıktığı ve altı ay içinde Esad’ı devirmeyi hayal ettiği Suriye politikasında geldiği nokta şudur:

  • 3.5 milyon Suriyeli mülteci…
  • Suriye alanına yayılmış fiili savaş…
  • Rusya ile adı konulmamış bir savaşa girmek…
  • NATO ve Batı ittifakından kopmak…
  • Hukuk ve demokrasiyi askıya almak…
  • Ekonomiyi resmen iflas ettirmek…
  • Esad’ın kalıcı bir şekilde iktidarını sürdürmesine engel olamamak…

İslamcı-Türkçü kafanın Enver Paşa sendromuna girip kendisini bölgenin süper gücü sanması, başta Amerika olmak üzere bütün müttefikleriyle kavgaya tutuşması sonucu bugün Suriye politikasında Rusya ile karşı karşıya kalması gerçeğini doğurdu. O Rusya ki, Osmanlı’dan bu yana girdiği her savaşı Batılılar desteğe gelmediği sürece hep kazanmış, biri 1917’de olmak üzere iki kez İstanbul’un kapısına dayanmış bir ülke…

Taşra kafalı bir grup İslamcının eline düşmüş ülkede bu tehlikeli gidişata dur diyebilecek bir akıl da görünmüyor. Ulusolcusu, şovenisti ile bütün ülke hipnotize edilmiş gibi hamasete dalmış, gerçeklikten kopmuş durumda, Twitter üzerinden kahramanlık yapıyor.

Görülmesi gereken gerçek bu; Erdoğan ne kadar inkâr ederse etsin Esad’ın Suriye politikasını çizip yöneten akıl Moskova’dır. Bu Rusya, Sırplara verdiği söz uğruna Birinci Dünya Savaşı’nı başlatmaktan tereddüt etmemiş bir ülkedir, NATO ile bağı zayıflamış Türkiye karşısında geri adım atmasını beklemek safdilliktir.

Kendi inatçı politikalarıyla Suriye’de batağa sürüklenen, Rusya ile eşit ve uzun zamana dayalı bir dostluk ve ittifak kurduğuna inanan Ankara’nın şimdi dönüp NATO’dan yardım ve destek beklemesi de ham hayalden ibarettir. NATO Sözleşmesi’nin beşinci maddesi bir yana, Amerika’nın Rusya ile İdlib yüzünden karşı karşıya gelme riskinden kaçınması bir yana, Ege yüzünden çoğuyla sorun yaşadığın bir ittifaktan böyle bir karar çıkması imkânsızdır. Hele mülteci kararıyla olabilecek her türlü sempatiyi sıfırlamışken…

Trump-Putin ilişkisini doğru okumaktan aciz bir diplomasi ve yönetim anlayışı, Amerika’nın mevcut yönetiminin Rusya’yı rahatsız etmekten nasıl özenle kaçındığını görmekten bile acizken tehlikenin gerçek boyutu daha da büyümektedir.

İlk günden beri söylediğimiz gibi, Kürt düşmanlığına dayanan bu İttihatçı kafanın koca ülkeyi bu noktaya getirmesi kaçınılmazdı. Suriye’de inatlaşılan her gün ülkenin karşı karşıya olduğu tehlikeyi daha da büyütmek dışında sonuç vermeyecektir.

Libya’da kimsenin ciddiye almadığı Sarrac yönetimini Birleşmiş Milletler nezdinde meşru yönetim diye göklere çıkaran bir zihniyetin, aynı Birleşmiş Milletler’de temsilcisi bulunan, her türlü kötülüğüne rağmen uluslararası toplum tarafından meşru kabul edilen Esad yönetimini kendince yok sayması içler acısı bir durumdur.

Ankara’nın elindeki seçenekler çok kısıtlıdır. Erdoğan, Putin ile her gün telefon görüşmesi yapsa da, Rusya ve Esad İdlib’te hedeflerine ilerlemekten vazgeçmeyecektir. Özellikle Rus güçlerini hedef alan girişimlere şiddetle karşılık verecektir. Ancak Putin, Ankara’yı tamamen karşısına almamak için Erdoğan’a durumu kurtaracağı bir formül sunabilir.

Erdoğan rejimi bu gerçeği görüp Rusya ile bir anlaşmaya varmaz ise olayların tırmanması ve askeri can kayıplarının artması kaçınılmazdır. Türkiye kendi politikalarının sonucu dünyada yapayalnız kalmış durumdadır ve siyasetini değiştirmediği sürece bu yalnızlıktan kurtulması mümkün değildir.

Ankara için gerçekçi politika, başta Amerika olmak üzere NATO’nun İdlib için Rusya ile karşı karşıya gelmeyeceğini görmesidir. Bu gerçeğe dayalı bir anlayıştan yola çıkarak Moskova ile bir anlaşma kotarıp siyasi hedeflerini sınırlandırmalı ve İhvan Sultanlığı fikrinden bir an önce vazgeçmelidir.

Böyle bir tabloda Rusya ile çıkar çatışmasının sadece Suriye ile sınırlı kalmayacağını fark edip tarihsel bloğuna dönmenin yollarını aramak en doğru tercihtir. Ama bunun için demokrasi ve hukuk devleti olmanın gereğini yerine getirmesi de şarttır. Mevcut yönetim anlayışı gerçeklikten kopmuş, baskı ve zulme dayalı idare anlayışıyla bunu yapacak kabiliyetten yoksundur. Muhalefette de farklı bir siyaset anlayışı geliştirme çapı maalesef yoktur. Devlet partisi sisteminin ülkeyi götürdüğü yer vahimdir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums