- 15.07.2016 00:00
Bu ülke yaptığı yanına kâr kalanların ülkesi. İster yolsuzluk yap, ister işkencede adam öldür, ister yalan haber yap… Hepsi iki günde unutulur, yapan yaptığıyla kalır.
Şu anda ülkenin gidişatı karanlık görünüyor. Kısır döngüden çıkış kolay görünmüyor. Dünyada ucuz para bolluğu sürmesine rağmen, Türkiye'ye akan para azaldı. O yüzden büyük kamu yatırımlarına girişmek kolay değil.
Kürt meselesinde sahne silahlara kalmış durumda. Her gün bir kentten sokağa çıkma yasağı veya yasak bölge ilanı haberleri geliyor. Türkiye, bölgede işgal gücü görüntüsü veriyor. Maalesef uygulamaları da bir işgal gücününkine benzer halde.
Bu tabloda Rusya ile yapılan barışa rağmen turizmde patlama gerçekleşmesi ve özellikle İstanbul'un bir cazibe merkezi haline gelmesi kolay değil. Yabancı bir turistin İstanbul ile Diyarbakır'ı ayırt etmesi ve tatile gideceği ülkede risk alması kolay değil.
Suriye'deki yanlış politikaların yansımaları devam edecek. Türkiye'nin sırt çevirdiği radikal İslamcı örgütler birer ikişer bu topraklarda intikam eylemine girişecek. New York Times'ta önceki gün okuduğum bir makalenin yazarı 2014 yılında IŞİD'in Türkiye'deki istihbarat faaliyetlerinin lideriyle Urfa'daki görüşmesini anlatıyordu.
Makalenin yazarı Hassan Hassan, karşısındaki kişinin Türkiye'deki uyuyan hücreler ve casusluk faaliyetinden sorumlu olduğunu belirtip muhatabının örgütlenme anlayışını şöyle özetliyordu:
‘‘Düşmanlarımız akıllı ve kararlı. O nedenle, İslam Devleti'nin temel yapısını çok sağlam tutmamız gerekiyor. Ne kadar zayıflarsa zayıflasın, hızla iyileşecek şekilde olması lazım. O nedenle bizi bir bölgede yok etseler bile, hala varlığımızı sürdüreceğimizden emin olmamız gerekir.''
Hassan Hassan ile konuşan kişi Türkiye'deki bombalama eylemlerinin sorumlularından. Yakın zamana kadar topraklarımızda serbestçe faaliyet gösteren, hücreler organize eden bu kişilerin geride bıraktığı büyük bir terör ağı var. Sadece IŞİD değil, Suriye'deki tüm radikal İslamcı örgütler, AKP'nin bu terör gruplarına müsamahalı yaklaşımından faydalandı.
Bugün vatandaşlığa alınacağı açıklanan 3 milyonu aşkın Suriyeli arasında ne kadar rejim ajanı ne kadar kökten dinci terörist var bilgimiz dışında. Ayağına bastığımız her örgüt, bedelini ödetmeye hazır. Onun için IŞİD'liler mahkemelerce salıveriliyor, asker katilleri duruşmaya çıkarılmadan mahkûm ediliyor.
Pakistanlaşma dediğimiz olay tam da budur. Topraklarınızın farklı terör gruplarının üssü haline gelmesi ve sizinle ters düştüğü anda size karşı harekete geçmesi.
İstikrar için AKP'ye oy veren orta üst ve orta sınıf kesimler, kendilerini içinden çıkamayacakları bir durumla karşı karşıya bıraktı. Ekonomik olarak kazanç sağlama peşindeyken can güvenliğini bile riske atmış oldu.
Günü kurtarmak için dünkü düşmanlarıyla barışmaya çalışan AKP'nin ülkeyi içinde bulunduğu durumdan çıkaracak aklı ve hali yok. Gemi batana kadar kaptanlığa devam edecekler.
Yorum Yap