Her mesleğin toplumsal yaşamda bir önemi, bir değeri vardır. Gazeteciliğin önem ve değeri, demokrasinin ayrılmaz bir parçası olmasından kaynaklanır. Ancak demokratik toplumlarda halk, birden fazla kaynaktan haber alıp hem yöneticilerini denetler, hem de seçimde oyunu bu bilgiye göre kullanır.

Türkiye bir süredir tek yönden, tamamen yalan ve iftiraya dayalı iktidar gazeteciliği örneklerine tanıklık ediyor. Farklı bir sese, görüşe tahammül edilmiyor. Gazete veya televizyonun büyüklüğüne bakılmadan üzerine gidilip susturulmaya çalışılıyor. Bu gazetenin okurları, İpek Grubu'nun başına gelenleri çok iyi biliyor. Şimdi tekçi zihniyet Can Erzincan'a saldırıp karartma çabasında bulunuyor.

Çünkü Can Erzincan, gerçek haberciliğe susamış halkın haber ve yorum ihtiyacını karşılıyor, beklentilerine cevap veriyor. İzlenme oranının hızla yükselmesi Saray ve avanesini rahatsız ediyor.

Benzer bir durum Kürt medyası için de geçerli. Kürt coğrafyasında olup biteni yansıtmaya çalışan gazete, televizyon ve ajanslar devletin topyekûn saldırısına maruz kalıyor, muhabirleri tutuklanıyor, çalıştırılmıyor.

Özgür Gündem gazetesi, yayıncılık anlayışı nedeniyle AKP zihniyetinin oklarını üzerine çekmiş durumda. Hakkında açılmış davanın haddi hesabı yok…

İnadına gazetecilik yapmaya çalışıyorlar ve bu mücadelelerinde gerçek gazeteciler tarafından destekleniyorlar.

Gazeteciliğe, halkın bilgi alma hakkına saygımdan dolayı dün Özgür Gündem'in Nöbetçi Yayın Yönetmenliği görevini üstlendim. Sabah haber toplantısına, öğlen manşet toplantısına katıldım. Özel işlerim nedeniyle sonrasına kalamadım ama gazetenin biçimini alma çalışmalarında yer aldım.

Türkiye normalleşince eksiklerimizi, yanlışlarımızı tartışabiliriz ama bugün omuz omuza olma, özgürlükleri savunma, demokrasiye sahip çıkma günü.

Bu bir araya gelme hali korkutuyor zaten muktedirleri. Oyun planlarında olmayan bir gelişme bu. Böl ve yönet yöntemlerinin işlemediğini görünce panikliyor, daha saldırgan hale geliyorlar.

Biz sadece mesleğimize sahip çıkmanın, özgürlükleri savunmanın ve haklı olduğunu bilmenin rahatlığı içindeyiz. Korkacak, endişe edecek bir şeyimiz yok.

Onlar, içeride ve dışarıda giderek yalnızlaşıyor; çıkmaz yollara sapıyor. Rıza Sarraf davasıyla birlikte bu biçare ruh halinin tavan yaptığını göreceğiz. Avrupa Birliği'ne blöfleri, Amerika'ya kof restler izleyecek. Rıza'nın anlattıklarının geniş kamuoyuna yansımaması veya yansıyanlara inanılmaması için ellerinden geleni yapacaklar.

Nafile…

Tarih onlar için hükmünü verdi. Yerleri artık gerçekten tarihin çöp tenekesi.