- 9.02.2016 00:00
En iyi yalan haberi yapan, reis adına en çok küfreden, gazete basan, siyasi parti liderlerine, farklı düşünen köşe yazarlarına hakaret edenler baş tacı... Seviyeyi en alta çeken en üste yükseliyor hızla. Akademi dünyasından siyasete, medyadan din âlemine kadar ortak özellik bu.
Ağaçla röportaj yapan, PKK liderinin canlı bomba ekibine mükemmel bir Türkçe ile talimat verebileceğine inanan, PKK'lıların sünnetsiz Ermeniler olduğuna, Rus uçağını hükümet emriyle düşüren pilotun Cemaatçi olduğuna iknaya hazır bir kitle de var karşılarında, rahatlar.
Üstü çıplak, deri pantolonlu 50 erkeğin Kabataş'ta başörtülü bir kadına saldırıp üzerine işediği yalanını rahatlıkla atabildiler, çünkü bu iddiaya mantıklı mı, İstanbul'un göbeğinde böyle 50 adam Amerika'dan mı geldi diye bakmadan satın alan kitle mevcut.
Din ve düşman kavramlarıyla yoğrulan bu kitleye artık “Türkiye bölgenin süper gücü”, “Ortadoğu'da bizden habersiz kuş uçamaz”, “Ekonomimiz uçuyor” masalları anlatılmıyor. Çünkü hepsinin palavra olduğu ortaya çıktı. Şimdi moda komplo ve korku…
Kürtler, Ermeniler, Çinliler, Ruslar ve Amerikalılar bir olmuş Türkiye'yi bölmeye çalışıyor masalı dönemi. “Yemeğini yemezsen öcü gelir” kültürüyle çocukluk geçiren insanlar, “AKP ve Erdoğan giderse, Türkiye bölünür” söylemine kundaktan itibaren hazırlanmış durumda.
Tepeden başlayıp aşağıya yayılan bir lümpenleşme, kof kabadayılık ve temelsiz bir narsisizm halinden muzdarip ülke.
O kadar duble yol yapmakla, havaalanı ile övünen iktidarın bunca yıl içinde dünya çapında bir akademisyen, yazar, sinemacı çıkaramamış olması tesadüf değil elbette.
Kitleleri bilerek cahilleştirme politikası yürütülüyor resmen. 4 yıl temel eğitim, ardından Ensar Vakfı'nda Kur'an Kursu'yla tamamlanan bir eğitim sistemine gururla sahip çıkıyorlar. Kızları çocuk doğurma makinesi, erkekleri ölü yıkayıcısı olarak görüyorlar çünkü.
Dünyada eğitim ve bilimin öne çıktığı bir dönemde hurafelere sahip çıkarken, sınırların kalkmaya yöneldiği bir dönemde duvarlar örüyorlar.
Burada yetişen, eğitim gören, bu kültür atmosferinde yaşayan insanlardan dünya vatandaşı da çıkmaz, dünyada ses getirecek bir meslek sahibi de. Devlete yaslanıp zengin olmanın temel değer olduğu bir ülke burası. İster Ulusalcı, ister İslamcı olsun insanların mutluluğu lüks arabada, markada bulduğu topraklar burası.
Lüksü yerinde ise rejim faşizm olmuş, demokrasi olmuş; devlet kendi topraklarını bombalayıp insanlara zulüm ediyormuş buna aldırmayan, vicdan acısı duymayan insanların toprağı.
Maalesef giderek de kötüleşecek. Nefretin böldüğü, cehaletin beslediği toplumların sağlıklı biçimde gelişmesi, dünya sisteminin parçası olması mümkün değil çünkü.
Çocuklarınıza kitap okumayı, araştırma yapmayı öğretmeyin. Utanma duygusunu nasıl kaybedeceklerini, nasıl rezillik duygusundan uzak durabileceklerini öğretin. Burada o çok prim yapıyor. Kesin bilgi…
Yorum Yap