- 15.12.2015 00:00
Türt meselesine Türk gözlüğüyle bakanlar PKK’nın hendek stratejisini eleştiriyor ve HDP üzerinden demokrasi mücadelesine dönme çağrısı yapıyor. Gerçekçi mi? Bugünün Türkiye’si koşullarında değil.
Türkiye buram buram faşizm kokan bir atmosferde yaşıyor. Siyasal İslamcı söylemin cesaretlendirdiği lümpen Müslümanlar, eline pompalı tüfek alıp Rakı Festivali’ni basma cesareti bile buluyor. Yargının hali ortada, Meclis’in esamesi okunmuyor.
AKP kendinden olmayan, kendi gibi düşünmeyen, yaşamayanlara hayat hakkı tanımıyor.
AKP’nin PKK ile barış masasına otururken aklında ne vardı bilemiyorum ama Kürtlerin aklında bugüne kadar 30 bin ölü verdikleri bir savaşın somut sonuçlarını almak vardı. Anadilde eğitim, bölgesel yönetim gibi.
Barış masasının yıkılması bu talepleri ortadan kaldırmadı ama bu hakların Türkiye’nin bugünkü koşullarında demokratik mücadele sonucu elde edilebileceğine ilişkin umudu tuzla buz etti.
7 Haziran’dan sonra Kürtlere ve partisi HDP’ye yönelik hakaret ve saldırıların devlet merkezli olarak yönetilmesi, hendek kazılan yerleşim merkezlerinde polislerin duvarlara yazdığı ırkî sloganlar, Kürtlere devletin bakışının dışa vurumu oldu.
Bölgedeki altüst oluş, Kürt hareketinin Suriye’de elde ettiği kazanımlar ve bunun sonucu uluslararası alanda artan saygınlığı, Kandil’i yeni bir aşamaya getirdi. Türkiye, geçmişte dağda yürütülen gerilla savaşını köy yakarak veya boşaltarak yenilgiye uğratmıştı.
Örgüt bugün tek başına dağda verilecek gerilla savaşının artık fayda getirmeyeceği sonucuna vardığı için, çatışmayı bir ileri aşamaya taşıdı ve kentlerde gerilla savaşı başlattı.
Buradan galip çıkma şansı olmadığını biliyor ama burada yaşananların Kürtleri, Türkiye’den daha fazla koparacağını, Türkiye’nin enerjisini tüketeceğini ve nihai bir kopuşu hızlandıracağını düşünüyor.
Bölge insanıyla yaptığımız konuşmalar, zihinlerdeki kopuşun çoktan gerçekleşmiş olduğunu ortaya koyuyor. Bu yıkıcı iktidarın baskın tavrı, üslubu halklar arasındaki yarılmayı daha da büyütüyor.
AKP’nin baskıcı politikalarına teslim olmuş, sokağa çıkmaktan korkar hâle gelmiş seküler Batı, Kürtlerin bu mücadelesinden belki de biraz utanç duyuyor çünkü Kürtler teslim olmuyorlar.
AKP’nin yolsuzluk ve hukuksuzluk sarmalından çıkış umuduyla başlattığı bu savaşın kısa vadede sonuçlanması mümkün değil.
Ülkelerine dönmeleri artık imkânsız hâle gelmiş 3 milyon Suriyeli’nin sahipsizlik sonucu yaşayacağı savrulmaları da göz önüne aldığınızda Türkiye’yi çok ama çok sıkıntılı bir dönemin beklediği gerçeğiyle yüz yüze kalırsınız.
Kürt meselesini demokratik yollardan çözemeyen bir Türkiye’nin bölgede etkin olması bir yana, kendi varlığını sağlıklı sürdürmesi mümkün değildir.
Çatışma bölgelerinden gerçekleşen göçler, yeni sorunların göstergesi.
2023 Türkiye’si gerçekten görülmeye değer olacak. Bakalım nasıl bir toplumsal yapıyla varacağız 100’üncü yıla.
Yorum Yap