Etrafımda kiminle konuşsam bir karamsarlık, bir umutsuzluk, bir bıkkınlık. Oysa her şey planlandığı gibi, tıkırında gidiyor! Suriye’de destan yazan AKP dış politikası yıllardır kimilerinin içini yakan Musul-Kerkük meselesini kökten çözüyor!

Zamanında başımıza çuval geçirilmesine neden olan Musul’da şimdi Türk Bayrağı dalgalanıyor. Bugün askerimiz 600, tankımız 25 tane olabilir ama bir yıla kalmaz 3. Ordu’yu oraya taşırız. Enver, Sarıkamış’ta nasıl Rusları perişan ettiyse küçük Enver de Şiileri, kötü Kürtleri, Amerikalıları, İngilizleri falan perişan edip Kerkük-Musul petrollerindeki tarihi hakkımızı alır elbette. 

Musul ve Kerkük’ten sağlanacak petrol cari açığımızı düşürür, enerjide dışa bağımlılığımızı azaltır. Exxon ile falan ortaklıkları kurmuşuz bile. Boşuna mı enerji işlerini aile içinde tuttuk. Bunlar milli ve ailevi meseleler, öyle ulu orta tartışmamak lazım tabii. 

Diyelim ki işler kötü gitti. Kötü Kürtlerin refakatinde geri döneriz. Süleyman Şah’ta olduğu gibi can kaybımız olursa, ancak kazayla olur. Bu sefer de Musul-Kerkük ruhu girer devreye. 

İyi Kürt petrolü olan, petrolünü bizim damat üzerinden İsrail’e pazarlayan, petrolün oğlanın tankerleriyle taşınmasına onay veren Kürtler biliyorsunuz. Kötü Kürt, petrolü olmayan fakirler. Fakir Kürt’le ne işimiz olur ki. Biz Kürt’ün de Arap’ın da zenginini severiz. Ne Şam’ın şekeri, ne fakir Arap’ın yüzü yani. 

Ama Katar öyle mi? Orada her türlü ırkçı söylemi reddederiz. Ne diyordum, 100 yıla yaklaşan Cumhuriyet’in Musul-Kerkük sorununu da çözmek AKP’ye nasip oldu sonunda. Tam hâkimiyet sağlayalım oralarda, kuyuları açalım, çok değil, seneye benzinin litresi 75 kuruş, bilemedin bir lira olacak. Benim vatandaşım da bol bol arabaya binip gezebilecek. İşadamları, gazeteciler, kötü Kürtler bu gerçeği göremiyor. Maceracı dış politika falan diyor. Oysa Musul ve Kerkük’te acayip kupon arazi fırsatları da çıkacak. Müteahhitlerimiz de kazanacak. Ruslar gelmiyormuş. Gelmesin. Domates almıyormuş. Almasın. Dünyada bizim ülkemize gelmeye, domatesimizi yemeye can atan 8 milyar insan var. Tam 8 milyar.

Turizmciler alışmış rahata. Ruslara pahalı pahalı satıyorlar odaları, yattıkları yerden para kazanıyorlar. Öyle avanta olmaz. Biraz çalışsınlar. Kongo’ya, Nijerya’ya, Yemen’e gidip turist getirsinler, domates falan da satsınlar. 

Hem yeni yerler görmüş olurlar, hem de ülkeye döviz kazandırırlar. Ama onlar alışmış Tayyip Erdoğan koşsun, Ahmet Davutoğlu koşsun. Yok öyle 25 kuruşa simit, biraz da siz koşun. Bak, bizim damat bile nasıl koşuyor. Saç kalmadı koşmaktan başında. 

Enerji sorununu Musul’la, pazar sorununu Yemen, Somali ile çözüyoruz. Seneye de Avrupa’ya vize kalkıyor. Para da bol, atla uçağa yarın Paris öbür gün Londra. Vize olmadan ister Almanya’ya git, ister Katar’a kardeşim. 

Yüzünüz gülsün biraz, umutlu olun. Bak her şey yolunda gidiyor.