- 14.10.2015 00:00
Devlet dediğiniz; aynı hikayeye inanmış insanlar topluluğudur. Geçmişten başlayan ortak bir hikaye onları bir arada tutar. Her gün yeniden tekrarlanması gereken bir hikayedir ve bayrak, marş gibi simgelerle desteklenmesi gerekir. Geçmişten gelip geleceğe uzanacağına inanılan bir hikayedir bu.
"Kederde, tasada ve sevinçte bir olmak" duygusuyla dile getirilen budur. Belirli bir sınır içinde yaşayan insan gruplarının aynı duyguları paylaşması ile ayakta kalır devlet dediğimiz organizasyon...
Bu ortaklık duygusu ve inancı ortadan kalkar, devlet organizasyonu polis, ordu, cezaevinden ibaret bir zor olgusuna dönüşürse, o toplumun bir arada yaşama ihtimali ortadan kalkar. Suriye’de, Irak’ta tanıklık ettiğimiz budur.
Türkiye’de de kaybetmek üzere olduğumuz bu ‘ortaklık’ duygusudur. Türk’ün Kürt’le, Sünni’nin Alevi’yle, Seküler olanın dinci olanla aynı alanı paylaşmaktan kaçınmasına doğru yol açabilecek bir sürecin başlangıcı...
Ankara bombası sonrası ortaya çıkan tepkiler, Mısır’da ölen Esma için günlerce gözyaşı dökenlerin, Yasin Börü için haklı olarak tepki koyanların 100’den fazla insan için aynı duyguları paylaşmadığını gösteriyor maalesef.
ÖLÜ SAYISIYLA OY HESABI...
Aralarında 9 yaşında bir çocuğun da bulunduğu kurbanlara sadece AKP’ye neden oy kaybettirir, HDP’ye ne kadar oy kazandırır mantığıyla bakıyorlar.
İktidarın Havuz Medyası’na baktığımızda, saldırı kurbanlarının insan hikayelerine rastlamamamız, saldırıyı sadece HDP’ye nasıl darbe vurur, AKP’yi nasıl kollarız diye bakmaları, bu parçalanmışlığın AKP’nin ruh hali olduğunu ortaya koyuyor.
Sadece kendi yandaşına dertlenen, kendinden olmayanı dert edinmeyen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Soma’da 301 işçimizi kaybettiğimizde bu yaklaşımı bütün çıplaklığıyla görmüştük. AKP’ye yakın bir şirketin işlettiği ve yeterli güvenlik önlemleri alınmadığı için 301 kişiye mezar olan maden kazası, mesleğin fıtratı olarak geçiştirilmişti.
Bugün Diyarbakır’da, Cizre’de, Yüksekova’da dürbünlü tüfeklerle öldürülen çocuk, kadın ve yaşlılara da aynı şekilde yaklaşıyorlar.
'ÖTEKİ'LERİN HEPSİ DÜŞMAN
Bir devletin yönetimi toplumu bölücü bir yaklaşım içinde olursa, o toplumun Suriyelileşme riski artar. Hele o toplumun 100 yıla yakın zamandır çözemediği Kürt sorunu gibi yakıcı
bir sorunu varsa.
Türkiye, Kürt sorunu gibi yıkıcı ve yakıcı bir sorun olan muhafazakarlar sorununu demokrasi içinde çözmeyi başardı ama Milli Görüş damarına yapışıp kalan AKP, Kürt sorununu demokrasi içinde çözmek istemedi.
Kendi gibi olmayan herkesi düşman gören, düşman ilan eden, Öteki’nin acısını paylaşmaktan aciz bu siyaset Türkiye’yi bölüyor.
Hâlâ alış-veriş merkezlerinde vakit geçiriyor, tatile çıkıyor veya günlük rutininizi sürdürüyor olmanız nedeniyle, kozanızdan çıkıp gerçeği bütün çıplaklığıyla göremiyor olmanız, bu gerçeği değiştirmiyor.
Türkiye’nin birlik ve beraberliğine asıl tehdit, AKP zihniyetinin hızla tahrip ettiği ortak hikayenin ortadan kalkıyor olmasıdır. Ortak hikaye biterse, en güçlü ordular bile toplumu bir arada tutamaz.
Yorum Yap