- 15.09.2015 00:00
Şu anda söylem kardeşlik üzerine kurulu. Oysa demokratik hukuk devletinde barış ve huzur kardeşlik veya ümmet söylemi üzerine değil, adalet, eşitlik ve hak kavramları üzerine kurulur. Türkiye’nin Türkleri, Kürt kardeşlerini eşit birer yurttaş kabul etmediği sürece bu sorun çözülmez. Burada abi-kardeş ilişkisi değil, eşit yurttaşlık hukuku işlemelidir.
Demokratik bir çözüm bulunmaz ve AKP hile hurda ile tek başına iktidarı elde ederse, Anadolu yine bir fetret devrine girecek ve uzun yıllar huzur bulamayacaktır. Böyle bir tabloda tüm kardeşler ağır bedel ödeyecektir.
Yapılması gereken önce ellerin tetikten çekilmesi, sonra demokratik bir anayasadır.
Mümkün mü?
Bu tabloda mümkün görülmüyor.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, NATO Askeri Komite Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Suriye’de IŞİD’e karşı koalisyon güçleriyle işbirliği yapan PYD’nin terör örgütü olduğunu belirtti. Akar, Suriye ve Irak'taki durumdan faydalanan PKK’nın uluslararası ölçekte meşruiyet kazanmaya çalıştığını söyledi. (Kaynak, Amerika’nın Sesi.)
ASKER İPLERİ ELİNE ALDI...
Bu ne demek? Şu demek: Türkiye’nin Kürt politikası artık AKP’den bağımsız olarak bir güvenlik politikasıdır. Yolsuzluk iddialarıyla yıpranmış Erdoğan’ın son kale olarak görüp sığındığı asker, ipleri yeniden ele almış ve AKP’ye istediği çizgiyi dayatarak kabul ettirmiştir.
Bu saatten sonra devletten ateşkes beklemek, müzakerelerin yeniden başlamasını ümit etmek gerçekçi değildir. Akar, HDP konuşmasına değinmemiş doğal olarak ama askerin bu konudaki düşüncesinin ne olduğunu anlamak için geçmişte Kürt partilerine yönelik devlet politikalarına bakmak yeterli olacaktır.
Türkiye bugün gelinen noktada Kürtleri kardeş değil, birliğine ve güvenliğine tehdit görmekte, HDP’ye oy verenleri PKK ile özdeş tutmaktadır.
Bu tehlikeli bir gelişmedir çünkü kendi halkının bir bölümüne savaş açmak durumunda kalan bir devletin sağlıklı bir biçimde yoluna devam etmesi mümkün değildir.
Üstelik savaş açılan o halka yönelik uluslararası destek her geçen gün artmakta, Kürt siyasi hareketinin dünya düzeyinde meşruiyet algısı kuvvetlenmekte ise...
BAŞINI KUMA GÖMENLER...
Evet, İsrail de Filistinlilere yönelik acımasız bir baskı ve şiddet politikası yürütüyor ama görülmesi gereken gerçek Türkiye’nin İsrail, Kürdistan coğrafyasının da Gazze olmadığıdır.
Akar’ın konuşma yaptığı NATO toplantısının en güçlü ülkesi Amerika Birleşik Devletleri’dir. O Amerika, Orgeneral Akar’ın terörist olarak nitelediği PYD’ye silah yardımı ve havadan destek sağlamaktadır. Türkiye’nin büyük bir ihtimalle savaşa hazırlandığı PYD, Amerika’nın IŞİD’e karşı en önemli kara gücü olmuştur.
Rusya’nın Esad’ın devrilmesine izin vermeyeceğini gösterdiği, İran’ın uluslararası arenaya döndüğü bugünlerde, Türkiye’nin uluslararası bir sorun haline gelmiş Kürt meselesini sadece güvenlik tedbirleri içinde düşünmesi çok tehlikeli bir gelişmedir. Kürt politikasının askerileşmesi, Türk-Kürt kardeştir söylemiyle düzeltilemez. Başını kuma gömenlerin görmesi gereken gerçek budur.
Yorum Yap