- 5.02.2015 00:00
Kürtlerin dağa çıkma koşulları ortadan kaldırılmadan PKK’nın Türkiye topraklarından çekilmesini beklemek AKP’nin yolsuzluk havuzuna su taşımaktan başka bir işe yaramaz.
Hükümetin moral üstünlüğü elde ettiğine inananlar herhalde ayda yaşıyorlar ve gerçekleri görmekten acizler. 40 yıla yaklaşan bu çatışmada gelinen nokta şudur:
Abdullah Öcalan’ın bir avuç arkadaşıyla başlattığı PKK, 40 yılda uluslararası bir güç haline gelmiştir.
Amerika ve Avrupa Birliği’nin ‘terörist örgüt’ ilan etmiş olmasına rağmen Washington’dan Berlin’e uzanan bir coğrafyada medyadan sivil toplum kuruluşlarına, temsilciliklerden derneklere uzanan bir yelpazede örgütlenmiştir.
Ankara’nın yanlış politikaları sonucu bölge halkının neredeyse tamamını temsil edecek güce ulaşmış bir siyasi partinin doğumunu sağlamış, bu parti Batı’da da çok ciddi destek elde etmiştir.
AKP'NİN DİLİ VE EYLEMLERi
Irak ve Suriye’nin içinde bulunduğu durumdan en iyi yararlanan organizasyon olmuş, Türkiye kaybederken o kazanmıştır. Bugün Suriye’de devlet kurup kurmayacağı tartışmasını AKP’liler yapıyor unutmayın.
Türkiye’nin ABD ile IŞİD’e karşı başlattığı yeni işbirliği Suriye’deki kantonların birleşmesini bir süre öteleyebilecek ama engelleyemeyecektir.
PKK, Kandil’den Güneydoğu Anadolu’ya, İran’dan Suriye’ye uzanan coğrafyada silahlı, organize bir örgüt haline gelmiştir.
IŞİD’le mücadele sonucu Batı toplumları nezdine ciddi bir itibar ve güvenilirlik sağlamıştır. AKP’nin anti-Batı ve İslamcı tutumu karşısında, bölgenin modern ve seküler temsilcisi olarak öne çıkmıştır.
AKP ve Erdoğan’ın dili ve eylemleri, Kürtleri HDP-PKK etrafında kopmamacasına birleştirmiştir.
Hakların uluslaşma tarihlerini okuyan herkes PKK’nın bu yolda çok önemli bir aşamayı gerçekleştirdiğinin farkındadır.
HERKESE EŞİT BİR DEVLET....
Bu tabloyu doğru okuyan siyasi bir akıl, PKK’nın en azından Türkiye topraklarında silah bırakmasının Kandil’i bombalayarak, Tunceli’yi yasak bölge ilan ederek gerçekleşmeyeceğini bilir. Bunun tek yolu, samimi ve şeffaf müzakereler ve Türkiye’nin tam demokratikleşmesinden geçer.
Türkiye’nin yüzde 60’ından fazlasının güven duymadığı bir hukuk düzenine 40 yıldır dağlarda çatışan PKK’nın güvenmesini beklemek safdilliktir.
Türkler ve Kürtler gelenek, görenek ve inanç açısından bir arada yaşamalarına imkân verecek birçok ortak noktaya sahiptir. Evlilikler, zorunlu ve gönüllü göçler sonucu kaynaşmışlardır. Ama bu hiçbir şekilde kopmayacakları anlamına gelmemelidir.
Bir arada yaşamanın koşullarını oluşturup tüm vatandaşlarına eşit şekilde kol kanat germesi gereken bir devlet aklına ihtiyaç vardır. Yolsuzluklar içinde debelenen, yakınlarını yargı elinden kurtarmaya çabalayan bir zihniyetin bu aklı gösterme kabiliyeti olmayacağı açıktır.
PKK silahı bırakacaktır. Siz, insanları işinize geldiği gibi etiketleyip cezaevine atmaktan vazgeçtiğiniz ve gerçek bir hukuk devleti yolunda adım attığınız gün olacaktır bu.
Yorum Yap