Hepimiz demokrattık Demirel mi faşoydu!

  • 19.06.2015 00:00

 Süleyman Demirel, selefi askerler tarafından asılmış bir başbakandı. Makamına her oturduğunda Adnan Menderes’in idam sehpasındaki son hali gözlerinin önüne geliyordu mutlaka. Ölüm tehdidini ensesinde hissederek siyaset yaptı hep. 12 Eylül sabahı, bu korkuyu en ciddi yaşadığı andı muhtemelen.

 Deniz Gezmiş’lerin idamını hararetle savunması, iktidarını sarsan gençlere öfke kadar darbeci generalleri memnun etme amacı da taşıyordu elbette. “Siz el koymadan, ben sizin isteklerinizi yaparım” mesajı.

 En çok önem verdiği konu, Meclis’in açık kalmasıydı. Açık Meclis’te sorunların üstesinden gelineceğine inanıyordu.

 Son döneminde, duvarları camdan karakol da önerdi, insan haklarını da savundu. Ama devletin zirvesine çıkınca hepsini unuttu, dün dündü, bugün bugün. O zaman mottosu, “Devlet gerektiğinde rutin dışına çıkar” olmuştu. Rutin dışı; Kürt işadamlarının infazı, gözaltında kayıplardı…

 HERKESİN HAYALİ DEVRİMDİ...

 Evet, Demirel Batılılar’ın anladığı anlamda demokrat bir siyasetçi değildi, olamadı. Sandık ve sandıktan çıkan sonuçtan ibaretti demokrasi anlayışı. İnsan hakları, etnik haklar listesinde yer almıyordu. En büyük endişesi hep Türkiye’nin bölünmesi oldu.

Tamam, Demirel mükemmel bir demokrat değildi de, hangimiz öyleydik…

 Hasan Cemal askeri darbeyle Demirel’i devirmeyi amaçlayan bir cuntanın üyesiydi, bizim yaştakiler devrim hayali peşindeydi, İslamcılar İslam Devrimi hayali kuruyordu. Konuşmuyor, birbirimizi vuruyorduk.

 Demirel bu ortamın ürünü bir siyasetçiydi…

 İbrahim Tatlıses’in “Oxford vardı da gitmedik mi?” demesi gibi, “Bu ülkede Magna Carta var da, uygulamadık mı?” diyebilirdi. İttihat ve Terakki’den başlayan süreçte, demokratik ilkeyi yukarıda tutması beklenen Türkiye eliti, demokrasiyi halkın eğitim seviyesi yükselince gerçekleşecek bir hayal olarak gördü.

 HEM KORKTU HEM KORKUTTU

 Bu proje içinde hukukun üstünlüğü, birey hakları, ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü yoktu. Din özgürlüğü gericiliği simgesi olarak, ifade özgürlüğü komünizmin gücü olarak görülüp sınırlanmıştı. Devletin ideal vatandaş hedefi vardı. O güne kadar vatandaşa düşen, seçimden seçime gidip oyunu kullanmaktı ama yanlış yaparsa bedeli de vardı: Darbe.

 Böyle bir siyasi atmosferin ürünü ve sonucuydu Süleyman Demirel. Devletin bekaası ve iktidarın kendisinde olması, olmazsa olmazıydı. Bugün inanmadığı gazetelerde sadece gelirini ve konumunu korumak amacıyla inanmadığı şeyler yazan gazetecilerden çok farklı değildi özetle.

 Siyasetçiler, içinden çıktıkları toplumu etkiledikleri kadar o toplum tarafından belirlenir. Demirel, kanlı bir darbenin ardından başbakan olmuş bir siyasetçiydi. Asker korkusunu hem yaşadı, hem de kendi lehine kullanmaya çalıştı. Ardından ülke kanlı bir çatışma ortamı içine girdi. Silahların konuştuğu bir ortamda hukuk ve demokrasi ortadan kalkmıştı zaten.

 Özetle, Demirel biraz da hepimizdik. Suçu sadece ona yıkmak kolaycılık olur.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums