- 12.06.2015 00:00
Kaç paraya mal olduğu devlet sırrı... Altın varaklı bardaklar, milyon liralık ithal çiçekler, lüks halılarla süslü... Türkiye’nin Lale Devri’nin bir yansıması.
Başkan olma hayaliyle yanıp tutuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hedefine uygun bir saray da yaptırdı kendisine. 1150 odalı sarayda danışmanları ile birlikte çalışıyor. Ama o saray bugün Türkiye’nin yakın geçmişinin haksızlıklarını, hukuksuzluklarını, israfını, kibirini yansıtan bir simge haline geldi. “Ben yaptım, oldu” anlayışın açık bir dışa vurumu…
AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da normalleşme şartını açıkladı; herkesin Anayasa’da çizilen görev alanına dönmesi... Ani bir çıkışla Deniz Baykal ile görüşüp koalisyon pazarlığına giren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a net bir mesajdı bu: Başkanlık hayalin bitti, artık cumhurbaşkanı ol…
HALKIN TALEBİ ÇOK AÇIK!
Eğer Erdoğan Süleyman Demirel, Abdullah Gül gibi bir cumhurbaşkanlığı yapacak, icraatın dışında kalacaksa ki yeni Meclis tablosu bunu gerektiriyor, o saray her şeyden önce Cumhurbaşkanlığı için aşırı büyüktür. Aylık elektrik, su gideri milyonlarla ifade edilen saray, bir kişi mutlu olsun diye Cumhurbaşkanlığının kullanımında kalamaz.
Meclis açılır açılmaz yapılacak iş bellidir; özel bir yasa ile Cumhurbaşkanlığını yeniden Çankaya’ya taşımak ve Başbakanlık ile bakanların çoğunu saraya nakletmek...
Aklın da, adaletin de gereği budur.
Sarayın Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kalmasına göz yuman partiler, iktidar pazarlığı uğruna seçim meydanlarında verdikleri sözü unutmuş, halkın taleplerine kulak tıkamış, haksız bir uygulamayı kabullenmiş olur ve bunun bedelini ağır bir biçimde öder.
Seçim meydanlarında rakip parti liderlerine, halka, kendisi gibi düşünmeyen herkese hakaret yağdıran Erdoğan, seçimi başkanlık referandumuna dönüştürdü ve ağır bir yenilgi aldı. “Gönlündeki parti”, bırakın anayasayı değiştirecek sayıya ulaşmayı, Meclis’teki çoğunluğunu kaybetti.
Bunun öncelikli bir bedeli olmalıdır.
HUKUKSUZLUĞUN SİMGESİ
Bu bedel, asgari ücrete zammın ülkeyi batıracağını iddia edenlerin şatafat içindeki yaşamının son bulmasıdır öncelikle.
Sonra, torbalarla çıkarılan yasaların hızla anayasal düzene uygun hale getirilmesi, yargının yürütmenin tahakkümünden kurtarılması ve yolsuzlukların hesabının sorulması gelecektir.
Ama AKP’nin son dönem hukuksuzluklarının simgesi o saraydır.
Gezi Parkı kadar simgesel bir konumu vardır o sarayın. Erdoğan’ın o sarayda oturmaya devam etmesi, seçim sonucuna, milletin iradesine saygı gösterilmemesi anlamına gelecektir.
AKP ile koalisyona hazırlanan partilerin ilk önceliği restorasyona simgesel bir adımla başlamak olmalıdır. Bu adım da saraydır.
Cumhur’un reisinin adresi Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte belirlenmiştir: Çankaya. Bütün partiler bu konunun takipçisi olmalı ve milletin vergilerinin keyif için israfına karşı koymalıdır.
Yorum Yap