Evet, yolsuzluklar, hukuksuzluklar ve ekonomideki gidişat nedeniyle ciddi bir oy kaybı var. Kamuoyu araştırmaları doğru çıkarsa, Cumhurbaşkanlığı seçimine göre daha az oy alacak AKP.

 Evet, arkasında inanılmaz bir medya gücü, polis, yargı, valiler, jandarma, silahlı ve silahsız güçler var.

 Başta TÜSİAD bütün sivil toplum kuruluşlarını süt dökmüş kediye çevirdiği, en küçük eleştiri getirenin Maliye denetçilerinin hışmına uğradığı, anasından emdiği sütün burnundan getirildiği de doğru.

 Ama her şeye rağmen sahip olduğu oy sayısı, ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Saray’ında yalnız kalmaya mahkum etmeye ne de yolsuzluk ve hukuksuzluklardan hesap sormayı mümkün kılacak düzeye düşmüş değil.

 Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra oy patlaması yapan DSP’nin de, Özal’dan sonra eriye eriye tükenen ANAP’ın da pozisyonunda değil AKP. Bu tablodan çıkacak sonuç Türkiye’yi ne Avrupa Birliği’ne yakınlaştırır ne de yolsuzluk yapanların hesap vermesini sağlar.

 ŞAPKADA DAHA ÇOK TAVŞAN VAR!

 Kimse kendisini kandırmasın, Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 52 oy alarak seçildi. Oy oranını her şeyin üzerinde gören ve yargıdan bürokrasiye, medyadan sivil toplum kuruluşlarına kadar geniş bir alanda son derece etkin olan Erdoğan ile görev süresinin bitimine kadar birlikte yaşamaya alışın.

 Her gün televizyonlarda görmeye, açılış yapmasına, bir çeşit vaaz vermesine hazır olun.

 Kişisel olarak kendi arkasında yüzde 52, meydanlarda destek verdiği partisinin birinci durumda olduğu ve karşı karşıya olduğu duruma göre yeni stratejileri geliştirmekte başarılı olan Erdoğan’ın şapkasında daha çok tavşan vardır.

 CHP ile MHP’nin alacağı oyun toplamı bile hala AKP’ye yetişmiyorsa, ya muhalefette ya da seçmende ciddi bir sorun var demektir.

 Önümüzdeki dört yılda da AKP’nin tek başınaveya koalisyonla iktidarda olacağı bir dönemden geçeceğiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tercihi elbette tek başına AKP iktidarıdır ama AKP’nin çoğunluk olduğu bir koalisyon onu ne kadar rahatsız eder kuşkularım var.

 YENİ BİR DİL, TOPLUMSAL BARIŞ...

 Başbakanın, Ulaştırma, Maliye, Enerji ve Adalet Bakanlıkları’nın AKP’de olacağı bir koalisyon hükümetinde de Erdoğan, Anayasa’nın verdiği veya vermediği yetkileri sonuna kadar kullanarak gerçek etkin yönetici konumunu sürdürecektir.

 AKP’nin birinci parti olması halinde Erdoğan, medya gücünü de kullanarak muhaliflere ayar vermeye, yargıya talimat vermeye devam edecektir.

 Desteği yüzde 30’ların altına düşmemiş bir AKP’nin eridiğini iddia etmek ve bunun Erdoğan’ı yalnızlaştıracağını söylemek gerçekçi değildir.

 HDP’nin barajı aşması, Türkiye siyasetinde yeni bir dilin gelişmesi ve toplumsal barış için önemlidir ama demokrasinin önündeki engelleri aşmak için yeterli değildir. Oy kaybı belki AKP içindeki sorgulamayı artırır, o kadar.