- 21.04.2015 00:00
AKP, eskiyi başarılı bir biçimde yıktı ama yerine yeniyi sağlıklı bir biçimde oturtamadı. Bugün Gazetesi yazarı Gökhan Bacık’ın tesbitinde olduğu gibi, yağmacı, endişeli, özgürlükten korkan kasaba kültürü rüzgarına teslim oldu ve Türkiye yerine kendi istikbalinin derdine düştü.
Yolsuzluk, hukuksuzluk, haksızlık sarmalında ortaya kaotik bir tablo çıktı. Bugün Türkiye’de Saray’ı, ailesini eleştiremiyor, yolsuzlukları gündeme getiremiyorsunuz ama Ermeni Soykırımı inkarında uzlaşan partiler bile listelerinde Ermeni yurttaşlarımıza yer vermek durumunda kalıyor.
İstenildiği kadar inkar edilsin, “Soykırım” bugün Türkiye’de tabu veya öldürülmenize neden olacak bir sözcük değil. Hrant Dink’in bu noktada duruşu nedeniyle vahşi bir suikaste kurban gittiğini düşündüğümüzde, anormal giden Türkiye’nin normalleşen bir yüzü bu.
SÜREÇ YOLDA KAYBOLDU!
Evet, AKP barış sürecine ilişkin önerilerini matbaaya götürürken kaybetti ama bugün Kürt realitesi, özerklik dahil Kürtler’in talepleri, Kürt dili, Kürt kültürü bu toprağın inkar dahi edilemez bir parçası. Türkiyelileşme iddiasında olan HDP’nin yüzde 10 barajını aşıyor olması, anormalleşen ülkenin normal giden bir başka yüzü.
Başörtüsü deyince öfkeyle kızaran, genç kızları giysileri nedeniyle üniversite kapısında bekleten zihniyet bir daha geri dönmemek için gitmiş durumda. Toplum, bu noktadaki duruşuyla değişimi gerçekleştirmiş bulunuyor. Kürt meselesinde, Ermeni meselesinde, yolsuzluklarda, işçi katliamlarına sessiz kalışındaki anormalliği içindeki Türkiye toplumunun normalleşen bir başka yüzü daha.
Değişmeyen tek yer, Aleviler. AKP’nin mezhepçi politikaları burada normalleşmenin önünde dağ gibi dikiliyor. AKP, Kürt meselesinde göstermediği katılığı Alevilik konusunda gösteriyor ne yazık ki.
YAĞMA VE ÇIKAR TABUSU!
Bir yanıyla dökülen, diğer yanıyla yeniden ayakları üzerinde dikilmeye çalışan bir toplum var karşımızda. Sosyalist jargonla bir devrimci durumla karşı karşıyayız. Yıkıcı, yakıcı, tahrip edici bir yöne de gidebiliriz, demokratik olgunluk, uzlaşma yöntemiyle yepyeni bir toplumsal mukavele de yazabiliriz.
Bu açıdan CHP’nin anormallikler içinde normali bulmaya doğru evrilmesi önemli bir aşama. Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı değişim rüzgarı, ‘anti’ cephesini ciddi olarak geriletti.
CHP’nin önünde Batılı bir sosyal-demokrat parti olma şansı bulunuyor. Toplumla barışık böyle bir parti, bu seçimde değilse önümüzdeki ilk seçimde iktidar veya iktidar olmaya ciddi adaydır.
90 yıllık Cumhuriyet’in tabuları birer birer yıkılırken karşımızda konjonktürel olan, çıkara ve yağmaya dayanan yeni tabular dikiliyor. İskambil kağıdından kuleler gibi bunlar. Çıkar ortaklığı bitip, Anonim Şirket kazanç dağıtamaz hale gelince kendiliğinden yok olacak bu yasaklar.
Gidişat bu yönde. Bu değişimin çatışmalı mı yoksa demokrasinin kuralları içinde mi gerçekleşeceğini bu seçim belirleyecek. Onun için sandığa sahip çıkmak önemli.
Yorum Yap