- 28.02.2015 00:00
Hazine Bakanı Ali Babacan genç yaşta atıldığı siyaset hayatında çok az kişiye nasip olacak bir kariyer yaşadı. Hazine Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı görevlerinde bulundu; Türkiye’yi Avrupa Birliği standartlarında bir ülke yapabilmek için samimi çaba sarf etti.
Kemal Derviş’ten sağlam bir ekonomi politikası devralmıştı, bozmadı ve Türkiye’nin düze çıkması için ciddi mesai harcadı. Bu duruşu uluslararası çevrelerce de görüldü, gittiği her yerde itibar edildi, ödüllere layık görüldü.
Ama sonunda yılların emeği, bu kabinede aynı göreve devam etme kararıyla yerle bir oldu. Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saray’da oturup kabineyi rahat bırakacağına inandı. Tıpkı Başbakan Davutoğlu gibi. Çok zaman geçmeden Erdoğan’ın öğretmen atamasından AKP ilçe teşkilatı yönetimine kadar her alana müdahale ettiğini gördüler.
BASIN YOLLU SALDIRI
Babacan için alarm, Yiğit Bulut’un Erdoğan’ın danışmanlık görevine getirilmesi ve SABAH Gazetesi’nin ekonomi sayfalarında kendisi ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yöneltilen ağır eleştirilerdi. Babacan ve onun gibi düşünenler, bu haber ve yorumların Erdoğan’ın izni ve onayı olmadan yayınlanamayacağını doğru okuyamadı.
Erdoğan, ekonomi politikasında ikna edemediği Babacan ve ekibini gazete ve televizyon haberleriyle yıpratmaya, başarısız göstermeye başlamıştı. Ardından Merkez Bankası Başkanı’na yönelik hakarete varan salvolar gündeme geldi. Para piyasalarını alt üst eden bu açıklamalara Babacan, Erdoğan ancak yurt dışına gittiğinde ve dolaylı olarak cevap verebildi.
Erdoğan artık Ali Babacan’ı değil, damadını dinliyordu. Damadı da Babacan’ın politikalarına kökten karşıydı.
Tek adamlık rejiminde liderin yakın çevresi dışındaki herkes harcanabilinir. Akşam Stalin’in içki masasına oturup sabah infaz edilen çok insan vardır mesela.
Üçüncü dönem kuralı, kendilerini güçlü gören bu isimlerin bir kısmının tasfiyesini sağlayacağından kesinlikle değişmeyecektir. Erdoğan ilk tökezlediğinde parti içi muhalefetin sesi olacağını düşündüğü bu ekibi gönderecek ve devşirmelerden kurulu bir ekip oluşturacaktır.
DOSTA BUNU YAPAN
Devşirme kültürü bu topraklarda yaygındır çünkü kök salmamış bu insanların güçleri ne olursa olsun kolay harcanması mümkündür.
Böyle bir yapıda dışarıdan gelen Bulut, Babacan’dan daha önem ve değer kazanır çünkü hiçbir zaman lidere tehdit teşkil etmez, tek gücü lidere sadakatı olduğu için sorgulamaz, biat eder.
Babacan bunu doğru okuyamadı ve kendisini içinden çıkılmaz bir pozisyona soktu. Bugün istifa etse “Korktu, yapamadı ve kaçtı. Ekonomiyi kötüye getirdi ve başarısızlığını fark edip gemiyi terk etti” yorumlarına muhatap olacak. Hiçbir şey olmamış gibi davransa, koltukta oturduğu her gün itibarından yiyecek. Sonunda Erdoğan’dan her gün dayak yiyenler kendi ekibi.
Babacan örneği, Erdoğan’ın dost gördüklerine muamelesinin bir örneği. Düşmanlarına ne yapacağını siz düşünün artık…
Yorum Yap