- 17.01.2015 00:00
Hrant Dink’in bir yazısından yola çıkarak hayatını kararttılar. Yazının anlamını bilerek çarpıtıp mahkum ettirdikleri genç adamı manşetlerden hedef gösterdiler. Köşe yazılarında hakaret, valilik binalarında tehdit ettiler. Bir korku filmi ortamında adım adım öldürülmesine zemin hazırladılar.
Yetmedi, cinayeti kararttılar, 3-5 okey oynayan çocuğun üzerine yıkmaya çabaladılar. Şimdi göstermelik tutuklamalarla davanın üzerine gittiklerini göstermeye çalışıyorlar ama dönemin İstanbul Valisi’nin yolsuzluk dosyasını bile açtırmıyorlar.
Dönemle birlikte devletin temel ideolojisi de değişmiş oldu. Sessiz bir devrim sonucu iktidarı ve devleti ele geçiren AKP, Kemalizm ile İslam’ı yer değiştirdi. Şimdi yasak ve baskılar İslam adına uygulanıyor, hedefler buna göre seçiliyor.
YAZARLARI HEDEF ALDILAR
Cumhuriyet Gazetesi’nin sıkı bir inceleme sonucu Charlie Hebdo seçkilerini dünyanın bir çok yayın organıyla birlikte yayınlaması, Hrant Dink’e gösterilen tepkinin benzeri tepkilere yol açtı.
Paris’te ifade özgürlüğü için yürüdüğünü zanneden, üyesi olmak istediğini iddia ettiği Avrupa Birliği değerlerine Fransız kalan Başbakan Davutoğlu bizzat gazeteyi tehdit etti.
AKP’ye yakın gazeteler, Cumhuriyet Gazetesi’ni ve derginin kapağını köşelerinde basan Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan’ı açıkça hedef gösterdi. IŞİD’cilerin İstanbul sokaklarında ellerini kollarını allayarak eylem yapabildiğini düşündüğümüzde, tehlikeli bir oyun oynandığını söylemek yanlış olmaz.
Demokratik bir ülkenin başbakanından beklenen, karikatür kararını eleştirirken ifade özgürlüğüne sahip çıkmak olmalıydı. AKP’nin bu siyasi İslamcı politikaları Türkiye kamuoyunu hızla Batı düşmanı haline getirip uzun vadede büyük sıkıntılara zemin hazırlıyor.
ÇATIŞMAYA TUĞLA KOYMAK
Amerikan araştırma kuruluşu PEW’in araştırmaları, Türkiye’de Hristiyan ve Yahudi düşmanlığının alarm verici boyutlara geldiğini gösteriyor. Amerikan ve Batı karşıtlığı da bu doğrultuda çıkıyor. AKP, Batı’yı ve tüm değerlerini düşman gören bir kuşak yetiştirerek Medeniyetler Çatışması’nın duvarına yeni tuğlalar ekliyor.
Bütün konuşmasını ‘‘Biz ve onlar’’ üzerine kuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hristiyan Batı ile Müslüman dünyası arasındaki çatışma ateşine körükle gidiyor.
Radikal İslami grupların Türkiye’yi mesken tuttuğu böyle bir dönemde kullanılan bu siyasi dil, ılımlı İslama değil ama çatışmacı, kökten dinci İslama yarıyor. Türkiye’den IŞİD’e katılımların yüksekliğine bu gözle de bakmak lazım.
Mısır darbesi ve Suriye iç savaşından sonra tüm dengesini yitiren Erdoğan ve AKP, NATO üyesi Türkiye’yi en anti- Batı ve anti-Hristiyan ülke haline getirdi. Bunun orta ve uzun vadeli ağır bedellerine hazır olmamız lazım maalesef.
Yorum Yap