30 yılı aşkın zamandır çatışan, yürütülmekte olan politikalar yüzünden birbirine güven duymayan tarafların müzakere yürütmeleri zor iştir. İktidarın anti-demokratik uygulamalarının başını alıp gittiği bir ülkede daha da zordur. Aynı masada konuşan insanlar, mutabık kaldıkları metinleri bile farklı yorumlayabilir.

Onun için bu görüşmelerde iki tarafa da eşit uzaklıkta, üçüncü bir gözlemcinin varlığı önem taşır. Tarafların uzlaştıkları ve uzlaşamadıkları konuları kayıt altına alıp kamuyla paylaşan tarafsız bir göz.

Şimdi, HDP heyeti Abdullah Öcalan’ın İmralı’da hazırladığı müzakere taslağını önce hükümetle paylaştı, ardından da Kandil’le. Bu gelişmenin ardından şöyle bir süreç yaşandı:

KANDİL DE ONAY VERDİ

İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder, taslağın içeriğini paylaşırken, Öcalan’ın metninde bu memlekette temel haklar meselesinde bozucu olan neler varsa, onların olduğunu söyledi. Yasal ve anayasal değişikliklerin hepsinin olduğunu dile getiren Önder, özerklik de olduğunu vurguladı.

Bunun üzerine Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan dün sabah Twitter üzerinden, ‘‘HDP'lilerle görüşmede sürecin genel değerlendirmesi yapılmış; özerklik, genel af, İmralı'nın Taslağı gibi konular kesinlikle konuşulmamıştır’’ açıklaması yaptı.

Sırrı Süreya Önder de, Meclis’te yaptığı açıklamada ‘‘Taslakta özerklik de var’’ sözlerini, akşam saatlerinde düzeltti. Bu arada, HDP Heyeti ile görüşmenin ardından KCK, Kandil’den şu açıklamayı yaptı:

‘‘Barış ve Demokratik Müzakere Süreci Taslağı’nı, Özgürlük Hareketimizin tüm bileşenleri tartışmış, demokratik zihniyetle müzakere edilip hayata geçirildiğinde Türkiye ve Ortadoğu’yu köklü bir demokratik dönüşüme uğratacak içerikte hazırlanmış bir demokratikleşme projesi olarak değerlendirip tam bir görüş birliği içinde kabul edilmesine ve uygulanmasına karar vermiştir. Bu kararını Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a iletilmek üzere 9 Aralık günü yaptığı görüşmede HDP Heyeti’ne bildirmiştir. AKP Hükümeti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de kabul etmesi ve uygulaması durumunda söz konusu Taslağın üzerine yüklediği görevleri yerine getirmeye hazırdır. İçinde bulunulan ağır siyasal süreç nedeniyle söz konusu Taslağın eylem planının günü gününe uygulanmasını önemli ve gerekli görmekte, bu yönlü tutumu AKP Hükümeti’nden de istemektedir”

AKP DÖNÜŞÜME HAZIR MI?

Şimdi, bütün bu gelişmelerin ışığında bakarsak, müzakerenin hükümetin HDP’ye verdiği taslak üzerinden yürütüldüğü iddialarının doğru olmadığı sonucuna varmamız mümkün. KCK’nın sadece belediye yönetimlerinde reform yapmayı amaçlayan bir paketi, Türkiye ve Ortadaoğu’da köklü bir demokratik dönüşüm olarak görmesi mantık çerçevesi içinde düşünülemez.

AKP, taslağın kapsamını alabildiğince daraltmak, HDP ve KCK ise seçim öncesi geniş kapsamlı bir uzlaşıyla silahlı mücadeleyi kapatmaya hazır görünüyor. Sorun, AKP’nin Türkiye ve Ortadoğu’da demokratik bir dönüşüme hazır olup olmadığında. PKK, İhvancı olsa belki mümkün olurdu da, bu şartlarda zor.