Stratejik kıvırmanın acı sonu!

  • 25.09.2014 00:00

 Amerika Birleşik Devletleri’ne ait savaş uçakları Kobane’de Kürtleri imhaya hazırlanan İŞİD mevzilerini de vurdu. Bu bombardımanın ne kadar etkili olduğu bilinmiyor. AncakRakka’daki bombardımanın ardından gelen bu harekâtın, İŞİD’in hem moral gücüne, hem de lojistik kaynaklarına darbe indirmiş olması kaçınılmaz.

Amerika’ya giderken Türkiye’nin hiçbir askeri hiçbir harekâtın içinde olmayacağını açıklayan Recep Tayyip Erdoğan, Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry’nin sert açıklamalarından ve kapalı kapılar ardında gerçekleşen görüşmelerin ardından İŞİD’e karşı‘askeri ve siyasi’ mücadelenin içinde yer alacaklarını açıkladı.

Ancak, dün Thomas Friedman’ın New York Times’taki köşesinde yazdığı gibi, Suriye’de Müslüman Kardeşler iktidarı oluşturabilmek için İŞİD dahil her türlü köktendinci Sünni akımı desteklediği dünya kamuoyu tarafından kabul görmüş bulunan Ankara bu işin içinden nasıl çıkacağını bilmiyor.

Şimdi elinde tek koz var: Rojava’da bir tampon bölge oluşturup bu bölgede bağımsız bir Kürt oluşumunu engellemek. Bunun için Birleşmiş Milletler kararı gerekiyor ve uzmanların belirttiği gibi, böyle bir kararın çıkması çok mümkün görünmüyor.

Zaten Amerikan bombardımanının sürmesi halinde YPG güçlerinin İŞİD’i tehdit olmaktan çıkarması muhtemel bir gelişme. İŞİD tehdidin kalkması halinde, Suriye’nin Kürt bölgesinden Türkiye’ye yönelik bir göç dalgası olmayacağı için, bu talebin ciddi bir zemini de bulunmuyor.

Daha önce de yazmıştım, hakkındaki yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkan, bu konudaki dinleme kayıtları New York Times’tan Guardian’a kadar dünyanın önde gelen tüm gazetelerinde yayınlanmış bulunan, baskıcı rejimiyle uluslararası tüm sivil toplum kuruluşlarının tepkisine maruz kalan, Batılı müttefiklerini Sünni siyaseti sayesinde kandırabileceğini  sanan bir liderin uluslararası arenada bir pazarlık gücü olmaz.

Son 5 yılda yaşananlar nedeniyle Erdoğan, Amerika için ideal bir yöneticidir. Obama’nın doğrudan muhatap almaktan kaçındığı Erdoğan, Kerry’nin belirlediği ev ödevini yerine getirecektir. Bunu yaparken de, gerçeği kendi tabanından olabildiğince gizlemeye çalışacaktır.

Bu işin Amerika’yı ve uluslararası koalisyonu ilgilendiren bölümü…

Bakmayın siz, hükümet yetkililerinin ve Bakanlar Kurulu Başkanı’nın Türklere ve Sünnilere yaptığı propagandaya, Ankara, Washington’ın verdiği ev ödevini noktası, virgülüne kadar yerine getirecektir.

Ama bu hengâmede, Türkiye medyasının pek gündeme getirmediği bir başka gelişme yaşanıyor. KCK Yürütme Konseyi dün toplandı ve barış sürecinin resmen sona erdiğini ilan etti.

Beşir Atalay’ın 30 Eylül’de ilan edileceğini söylediği paketten önce, hükümetin Türkiye sınırları içindeki gerillanın tamamının Irak’a çekilmesi şartı koştuğu anlaşılıyor. KCK, Kobane’deki koşullar nedeniyle bu talebi şiddetle ret ediyor. KCK, AKP iktidarının sadece oyalama politikası izlediğini savunup şu konulara dikkat çekti:

‘‘Ancak AKP hükümetinin amacı çözüm değil, sadece çatışmasızlık ortamında toplumsal desteği alıp iktidarını sürdürmek olduğundan, gerillanın geri çekilmesinin durdurulması biçimindeki uyarımız karşısında da ciddi bir yaklaşım içine girmemiştir. Çatışmasızlığın devamını sağlayacak psikolojik savaş yol ve yöntemlerine başvurma dışında hiçbir şey yapmamıştır. Sürekli çözüm sürecinden söz edip bir şeyler olacak algısını yaratarak zaman kazanma ve oyalamayı esas almıştır.”

Fakat KCK bölge halkını ve kendilerini asıl rahatsız eden gerçeğin Kobane’deki gelişmeler olduğunu savunup şu tezleri ileri sürdü:

‘‘Kürt Özgürlük Hareketi'ni tasfiye etme saldırısını Rojava’da tırmandıran ve Kobanê’de olduğu gibi Kürtlere karşı savaşı her türlü askeri, siyasi, lojistik destekle IŞİD’e ihale eden AKP hükümetinin bu politikasına karşı sessiz kalınmayacaktır.Bakurda çatışmasızlık, Rojavada ve Başurda savaş politikası kabul edilmeyecektir. Kaldı ki Bakurda sağlanan çatışmasızlık özel savaş ve psikolojik harekât zemini olarak kullanılmaktadır.Böyle bir özel savaş ve toplumları aldatma politikasına son verilecektir.’’

Elbette, bu 30 Eylül’de açıklanması beklenen paketin içeriğine, Kobane’deki politikaların değişmesine yönelik taktik bir hamle olarak da görülebilir. Sonuçta bu konudaki son kararı Murat Karayılan’ın da söylediği gibi Abdullah Öcalan verecektir ve o da ipleri tamamen koparmak istemeyecektir.

Burada görülmesi gereken gerçek, AKP’nin Sünni mezhepçi politikaları, herkesi kandırmaya yönelik tutumuyla, uluslararası kamuoyunun alay konusu olmakla kalmayıp başta Barzani olmak üzere Kürt liderleri ve toplumunun güvenini kaybettiğidir. Bu ciddi bir kopuştur ve tamiri kolay olamayacaktır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums