Sana düşman, bana düşman bağımsız kurula da düşman

  • 8.04.2014 00:00

 AKP devlet oldukça kendi yarattığı kurumları düşman görmeye başlıyor. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda gerçekleştirdiği değişimle yargıyı, meteoroloji dairesi gibi kendine bağlayan, her davaya müdahale etmeye başlayan AKP, Anayasa Mahkemesi’nin kendini bu denetimin dışında bırakmasından rahatsız.

Twitter yasağının kaldırılmasıyla ortaya çıkan bu rahatsızlık, doğrudan kendi denetimlerinde olmayan her kuruma yansıtılıyor. Fenerbahçe’ye Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yapıldığı belirtilen operasyonlar bunun bir başka göstergesi.

Erdoğan, daha kolay yönetebilmek için Türkiye’yi daha fazla içine kapatmaya çalışıyor ama Anayasa Mahkemesi, Merkez Bankası gibi bağımsız kurumlar, uluslararası bir ortamda içinde değerlendiriliyor.

Merkez Bankası Başkanı’nın performansını Erdoğan’ın talimatıyla faizleri düşürmesi değil, dünya merkez bankaları başkanlarının ona bakışı belirliyor. Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına yaklaştığı ölçüde başarılı kabul ediliyor.

Ancak, uluslararası standart AKP’nin başarı ölçüsüyle uyuşmuyor. Çünkü, Erdoğan ekonomiden hukuka kadar her alanda başarı çıtasını kendi görüşü olarak belirlemiş bulunuyor.

ABD Başkanı gibi parlak bir eğitim geçmişi olsa, insan belki buna razı olabilir ama Erdoğan ne olduğu belirsiz bir ekonomi eğitimi, bisküvi bayiliği geçmişinden geliyor. Dünyayı tanımıyor, tanıdığı kadarıyla da dünyanın Batısından çok hoşlanmıyor.

Bugün baktığımızda, Anayasa Mahkemesi’nin çoğunluk üyeleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanmış, muhafazakar isimler oluşturuyor. Geri kalan üyeler ise devletin Kemalist kanadını temsil ediyor. Yani, Turgut Özal’ın çalışmaktan çok memnun olacağı bir Anayasa Mahkemesi yapısı bu.

Kararlarında toplumun değerlerini gözardı edemeyecek bu insanlar, verdikleri kararlarla giderek uluslararası normları daha çok çıta olarak belirlediklerini ortaya koyuyorlar. Bu gelişme ise, uluslararası normlardan haz etmeyen Erdoğan’ı çok rahatsız ediyor.

Erdoğan, Twitter’ı diz çökerten adam olarak bilinmek istiyor, Anayasa Mahkemesi kararı önünde diz çöken adam olarak değil.

Ancak görünen o ki, Erdoğan ve AKP’nin bağımsız olması gereken yargıya aşırı müdahalesi, giderek yargı kararlarını yok sayması, her türlü kuralı çoğunluk oyuna bağlı zannetmesi, Anayasa Mahkemesi’nde bir ittifak yaratmış bulunuyor.

Anayasa Mahkemesi, AKP’nin ifade ve haber alma özgürlüğünü kısıtlayan yasakları kaldırdığında, bu partinin hukuk eğitim temelinden gelen, hak ve özgürlüklere saygılı ismi olarak bilinen Bülent Arınç bile bu karara karşı çıkabiliyor.

Mikrofonlar önüne çıkan her AKP’linin Anayasa Mahkemesi kararını eleştirmek için kendince farklı bir neden ifade ediyor olması, asıl rahatsızlığın temel hak ve özgürlüklerin Erdoğan’ın çizdiği sınırlar dışına çıkmasından olduğunu gösteriyor. Ne yazık ki, başta Bülent Arınç olmak üzere AKP sözcüleri bu fikirleri Erdoğan’a yaranmak ve hoş görünmek için dile getiriyor.

Böyle bir tabloda Akil Adamlar’ın açıkladığı rapor, Türkiye’nin Avrupa Birliği değerlerinden giderek uzaklaştığını gösteriyor. Batı’ya doğru gitmekte olan bir gemide Doğu’ya doğru yürüyen bir ülke olan Türkiye, artık geminin rotasını da Doğu’ya çevirmeye başlıyor.

Erdoğan, yeni bir Kızıl Sultan olmaya soyunmuş durumda…

Peki becerebilir mi?

Ağustos’a kadar yaşanacak süreçte başarılı olacağından hiç kuşku yok. Çankaya’ya çıktıktan sonra da önümüzdeki Haziran’a kadar olan dönemde bu stratejisi uygulamada olacak ve Türkiye büyük gerilim yaşamaya devam edecektir.

Ancak, yeni başbakanın sandıkta belirlenmesi bu planda ilk çatlağı oluşturacaktır. AKP Genel Başkanlığı koltuğuna oturtulan isim kim olursa olsun, bu saatten sonra gerilimler ortaya çıkmaya başlayacaktır.

Başbakan olacak kişi, beklenmedik şekilde dirayetli bir isim olursa, bir süre sonra işin muhalefetle işbirliği içinde cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlama ve cumhurbaşkanının yeniden Meclis tarafından seçilmesi yöntemine dönülmesi bile gündeme gelebilir.

Bu denklemi bozacak bir başka gelişme, MHP tarafından giderek daha fazla kuşatıldığını gören CHP’nin daha demokratik ve özgürlükçü bir Türkiye için BDP ile işbirliği içine gitmesi olabilir.

Partinin Kemalist kanadının kopmasına yolaçacak böyle bir gelişme, bugün için ne yazık ki gerçekçi görünmüyor.

Sonuç, yaşanan süreç içinde Türkiye’nin seçim haritasında farklı renklerle ortaya çıkan ayrışmanın giderek daha da sertleşmesi, çatışma aşamasına gelecek olmasıdır. Fenerbahçe-Galatasaray maçında ortaya çıkan düşmanlık tablosu, aslında toplumda birbirinden nefrete varmış duyguların futbol topu üzerinden ortaya çıkmasından başka bir şey değildir.

Bu tablonun her geçen gün daha da kötüye gideceğini görmek için sosyal bilimci olmak gerekmiyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums