Suçsuz yere mahkûmiyet

  • 18.02.2014 00:00

 Birkaç ay önce KCK davasından cezaevinde yatan ve aynı zamanda bir dönem BDP il yöneticisi olan arkadaşımı ziyarete gitmiştim. Görüşme sırasında, parti il binasına girerken gizlice çekilmiş bir fotoğrafının suç delili olarak dava dosyasına konduğunu söylemişti. Anlayacağınız yöneticisi olduğu partinin il merkezine gitmesi suç olarak kabul edilmişti. KCK davalarında benzeri pek çok örnek bulmak mümkündür.

Bir avukat arkadaşım özellikle 2008 yılından sonra “örgüt üyeliği” davalarından yargılanan hemen herkese hapis cezalarının verildiğini belirtmişti.

Avukat arkadaşımın sözlerine kulak verelim: Siirt’te bir protesto gösteri yapılır. Uzun sürmez, polisler kalabalığa müdahale ederler. Çok sayıda kişi gözaltına alınmıştır. İçlerinde orada tesadüfen bulunanlar da vardır. Öyle ki daha o gün Siirt’e misafirliğe gelen Karabüklü bir kişi gözaltına alınmaktan kurtulamaz. Mahkemeye çıkarılır ve pek çok gösterici ile birlikte tutuklanır. Tam üç yıl sonra tahliye edilir. Karabüklü talihsiz bir daha Siirt’e gider mi bilemem. Ancak bugün çok sayıda insan “uydurma delillerle” haksız yere cezaevlerinde yatmaktadır.

Bunlar mağdur edildiler, haksızlığa uğradılar.

Geride bıraktıkları yakınları acılar çektiler...


Cafer Aykaç
 çocukluğundan beri çobanlık yapmaktadır. Altı kız ve bir erkek çocuk babasıdır. Sekizinci çocuğunun dünyaya gelmesi an meselesidir. Beş yıl önce yolu Beşiri İlçesi’nin Rıdvan Köyü’ne düşer. Tek erkek çocuğu olan Orhan’la birlikte sabah erkenden yola çıkar, dağları, tepeleri aşar, gün boyu koyunları otlatırdı. Bu böyle bir yıl devam eder. Dört yıl önce sabaha doğru jandarmalar evlerini basarlar.

Kardeşi ve on altı yaşındaki oğlu ile birlikte gözaltına alınır. Tamamı tutuklanır. Orhan Aykaç üç ay cezaevinde kalır. Daha sonra kamuoyunda “Taş Atan Çocuklar Yasası” olarak bilinen TMK ve bazı kanunlarda yapılan değişikliklerden yararlanarak serbest kalır.

Baba Cafer Aykaç oğlu gibi şanslı(!) değildir. Kendisi ve kardeşi Ali Aykaç hakkında “terör örgütü üyesi” olmaktan dolayı dava açılır.

Mahkeme heyetinin elinde her hangi bir “suç unsuru” bulunmamaktadır.

Ancak onlar ceza vermeye kararlıdırlar.

İddianame bütünüyle telefon görüşmelerine dayandırılır.

Genellikle Kürtçe yapılmış olan konuşmalar önce Türkçeye çevrilir.

Bunlar her insanın hemen her gün yapabileceği konuşmalardır aslında.

Ancak neredeyse her bir sözcüğe farklı anlamlar yüklenmiştir.

Örneğin, “yuvarlak” kelimesi “bomba” olarak kabul edilmiştir.

Keçiler doğurdu” yönündeki ifade “örgüte mesaj” olarak yorumlanmıştır.

Bir başka örnek: “Arı kovanlarını yoldan uzak yere taşıyın” biçimindeki konuşma, “örgüt üyelerinin” askerlerden uzak durmaları için iletilmiş bir uyarı olarak algılanmıştır.

Suç delilleri(?) hazırdır. Sıra cezalandırmaya gelir.

Cafer ve kardeşi Ali, onar yıl hapis cezası alırlar. Cafer bir süre Batman Cezaevi’nde kalır. Daha sonra Tekirdağ Cezaevi’ne sürgün edilir.


Cafer Aykaç
 evinden tam 1693 km. uzakta bir cezaevinde yatmaktadır. Her mahkûm gibi ailesini özler. En çok ta yüzünü hiç görmediği küçük çocuğu Muhammet Yusuf’u merak etmektedir.

Böbreklerinden rahatsızdır ve ameliyat olması gerekmektedir.

Özel Yetkili Mahkemeler kalkıyor. Tutukluluk süresi beş yıla indiriliyor. Ancak Terörle Mücadele Kanunu (TMK) yerli yerinde duruyor.

Bu, Cafer Aykaç ve onun durumunda olan pek çok insanın hapishanede yatmaya devam etmesi anlamına geliyor.

Adalet yerini bulmuyor...


enversezgin54@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums