Sason’da Ermeni olmak

  • 13.08.2013 00:00

 Kadim yerleşim yerlerinden biri olan Sason (Sasun) tarihte birçok uygarlığa evsahipliği yapmıştır. Geçmişte farklı isimler almış, Cumhuriyet sonrasında ise buraya Sason adı verilmiştir.


Yüzyıllarca Ermeniler; Kürtler, Araplar vb. burada birlikte yaşamışlardır.

Geçen yüzyılın başı itibariyle, Ermeniler orada önemli bir nüfusu teşkil etmekteydiler.

Eskiden buralarda “zanaatkârlık” denince akla Ermeni ustalar gelirdi.

Bu ustalardan biri de Demirci Sako’dur. Hikâyemiz de onun hikâyesidir.

Sako, Sason’un Herend (Acar) köyünde yaşar, işini en iyi şekilde yapmaya çalışırmış.

Gün gelmiş buralarda acı ve ölüm kol gezmeye başlamış.

Herend Köyü sakinleri, çevre köylerde Ermenilere ait evlerin yakıldığını duyarlar.

Sonra ölüm haberleri gelir.

Bunca yılın bazı tanıdıkları “düşman” olmuştur.

Sonra jandarmalar ortaya çıkar. Köyler basılır. Ermenilerin topluca “belirsiz” bir yere götürüldüğü söylenir. Sako ve yakınları endişelidirler.

Çok geçmez sıra Herend’de yaşayan Ermenilere gelir. Sako’yu da alıp götürmek isterler.

“Şansı yaver gitmiştir” Sako’nun.

Komşu köylerin “ileri gelenleri” resmî görevlilere Sako ve yakınları için ricada bulunurlar. Civarda neredeyse demirci ustası kalmamıştır. Öyle ya köylülerin ihtiyacını kim karşılayacaktır?

“Rica” yerini bulmuş. Sako ve bazı akrabaları “kıyımdan” kurtulmuştur. İşlerine devam ederler. Oğlu Murat çocuk yaşta babasının yanında çalışmaya başlar.

Murat on yedisine geldiğinde kendi rızası dışında yaşı büyütülerek askere gönderilir.

Asker dönüşü işine devam eder.

Murat bir yandan da tarımla uğraşmaktadır. Ancak işler o kadar rahat yürümemektedir.

Komşu köylülerle arazi anlaşmazlığı ortaya çıkar. Her iki taraftan da insanlar ölür. Bu olaylardan sonra Ermenilerin hayatı daha da zorlaşmıştır.

Ancak dayanmaktan başka çare yoktur.

Buraları bırakıp nereye gideceklerdir?

Bir yandan da sürekli olarak, Müslümanlığı seçmeleri için “telkinlerde” bulunurlar. Din değiştirmeleri hâlinde “cennete gidecekleri” söylenir.

Aradan yıllar geçer bu kez başları Köy Korucuları ile beladadır.

Ölümle tehdit edilirler.

“Ermeni öldürmek günahtan sayılmaz” ne de olsa.

Baskılar ve ölüm tehditleri karşısında daha fazla dayanmak mümkün değildir.

Murat eşi ve çocuklarıyla birlikte İstanbul’a göç eder.

Sorunlar burada da peşlerini bırakmaz.

Sekiz ay bir kilisede yaşadıktan sonra kiralık bir eve taşınırlar.

Ailenin en büyük çocuğu on iki yaşındadır.

“Büyük kız”, İstanbul’a geldiklerinin ikinci günü bir tekstil atölyesinde çalışmaya başlar. Artık okula gitmek onun için imkânsızdır.

Murat Usta şu anda seksen üç yaşındadır.

Devletin verdiği aylık ikiyiz elli lira ile yetinir.

Ya çocuklarının eve getirdikleri birkaç kuruş para olmasaydı...

Murat Usta yirmi yedi yıl önce terk ettiği baba toprağına bir daha dönmemiştir.

Esasen köyü gözünde tütmektedir.

Doğup büyüdüğü toprakları özlemiştir.

Ancak asla köye gitmeyi düşünmemektedir.

Kaldı ki Herend, komşu köylerde yaşayan bazı köylüler tarafından “sahiplenilmiş” durumdadır.

Artık bir köyleri de yoktur.

“Ben Herend’i rüyalarımda yaşıyorum,” diyor. Ve ekliyor: “Köy anılarımdaki gibi kalsın istiyorum.”

Salt Ermeni oldukları için yaşadıkları sıkıntılar İstanbul’da da devam eder.

Bir yandan yoksulluk, öte yandan sürüp giden baskılar.

Ermenilere yönelik tehditler Murat Usta’nın çocuklarına kadar ulaşır.

Tehditler karşısında pek çok Ermeni gibi bir süre “görünmez” olmuşlardır.

Bunca acıdan sonra Murat Usta’nın çocukları soruyor: Bu zulüm niye?



enversezgin54@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums