Demek ki…

  • 31.07.2015 00:00

 Demek ki “Seni Başkan Yaptırmayacağız” dediğinin yarısı kadar PKK'ya silah bıraktırmak için çağrı yapamayınca ne barışın tarafında ne de sivil siyasetin tarafında olunuyormuş.

Demek ki Nişantaşı'nın, Etiler'in birer pop ikonu haline gelmekle Türkiye partisi olunmuyor, Türkiyelileşmek için bu ülkede yaşayan her bir insanın acılarının yanında olmak gerekiyormuş.

Demek ki Meclis kürsüsünden “Erdoğan'ın gizli örgütü var” deyip ertesi gün “Ben kimseye ithamda bulunmadım” demekle gülünç duruma düşmekten öte halka ayaküstü yalan söylemekle iktidar olmuşçasına temcit pilavı gibi sunulan %13'e en başta dürüst olmak gerekiyormuş.

Demek ki bundan birkaç ay önce “PKK'ya silahı ancak HDP bıraktırır” deyip birkaç hafta önce “Bizim silah bırak dememizin bir anlamı yok” demekle insanların aklıyla alay eden bir siyaset tarzı Türkiyelileşmek için yeterli olmuyormuş.

Demek ki Şafak Pavey'in “birlikte iyi salladık” demesine kahkahalarla cevap verip nazikçe teşekkür ederek seçim dönemi boyunca HDP'nin kimlerle ittifak içinde olduğu bir bir gözler önüne seriliyormuş.

Demek ki baraj yapımlarını savaş bahanesi sunan PKK'ya destek “askeri baraj” sözüyle gelince barışı bozup savaşın yanında olabilmek için böylesine sudan sebeplere savunma yapmak işten bile olmuyormuş.

Demek ki PKK'nın eylemlerine, öldürmelerine tek söz edemeyen, etseler de PKK'nın adını geçirmeyen aydınları arkana almakla Türkiye'deki tüm halkları arkana almak arasında mesafesi hiç kapanmayacak bir uçurum ufukta beliriyormuş.

Demek ki post-modern Gezi darbesindeki ruhun yolundan gitmekle barışın tarafında olunmuyor tam aksi savaşın yanında olunuyormuş.

Demek ki yıllar boyu insanlık dışı cinayetlere imza atan JİTEM'in yerini sofra başında, uykuda, pusuda insanları savaş kanunlarına dahi uymayacak şekilde vurarak sırtını dayadıkların alıyormuş.

Demek ki partinden bir milletvekili “HDP barajı geçemezse iç savaş çıkar” tehdidinin barajı geçip geçmemesiyle alakası yokmuş.

Demek ki 80 milletvekili Meclis'e sokarak özgürlükten bahsedip eli silahlıların gölgesinde siyaset yapıp özgür iradenin ö'sünü bile yansıtamamakla sivil siyasetten bahsetmek trajikomik duruma düşmek için yeterliymiş.

Demek ki bazen “provokasyon çıkmayacağını bilsem o polislerin cenazesine giderim” demekten ziyade o polisleri acımadan vuran eli silahlılara iki çift laf edip silah bıraktırmaya davet etmek o cenazelerin olmaması adına şovdan öte bir şeyler yapmak demekmiş.

Demek ki elinde bağlamayla Nişantaşı'nın sakinlerinin programına çıkıp bir yandan da elini silahlılara sırt dayayarak barıştan söz etmek çelişki dışında başka bir şey ifade etmiyormuş.

Demek ki seçime girdiğin ülkedeki tüm yurttaşlara sırt dayamak eli silahlılara sırt dayamaktan daha önemli olduğu an demokrasiden söz etmenin bir anlamı olmuyormuş.

Demek ki yalanlar üreterek bir ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına “yargılanacaksınız” demekle almış olduğun oyun meşruiyetinin bir kıymeti harbiyesi kalmıyormuş.

Demek ki özgür basından söz ederken bir gazetenin bahçesine bomba koyan terör örgütünü lanetlemek aklına gelmiyorsa özgür basın adına da sarf edilen sözler suya yazı yazmaktan öteye gitmiyormuş.

Demek ki mevcut hükümetin eli silahlı bir terör örgütü IŞİD'e destek verdiğini hiçbir ispat sunmadan söyleyerek hükümetin ilgisizliğini ispatlamasını beklemekle çamur at izi kalsından başka bir niyet taşımadığın çok bariz bir şekilde gözler önüne seriliyormuş.

Demek ki kendisinden olmayan düşünceleri “benim Kürdüm senin Kürdün” diye ayırıp mevcut hükümete karşı “kutuplaşma” politikası yaptığını iddia etmekle boy aynasına hiç bakmadığın gün yüzü gibi ortaya çıkıyormuş.

Demek ki 13 sene boyunca barış için yaptıkları ortada olan bir siyasal iktidarla konuşacak hiçbir şeyinin olmadığını ifade edip “MHP'yle konuşabiliriz” noktasına gelindiyse barışın değil de savaşın tarafında yer aldığın bu diyarlardan çok net bir şekilde görülebiliyormuş.

Demek ki belki de milyonların kahramanı olabilmek için PKK'ya silah bırakma çağrısını sonunda Don Kişot olacağını bilerek yapmak her şeye bedel olacaksa da bunu yapmayıp lafı bin bir dereden dolandırmakla “Meclis'e neden girdiniz?” sorusunu sormak pek de haksız bir soru olmuyormuş.

Demek ki koskoca Meclis oturumunda konuşulanların hiçbirinden bir ders çıkarmayıp bir milletvekilinin “bir kadın olarak sus” demesi insanların öldüğü bir dönemde daha mühimlik arz ediyorsa PKK'nın eylemlerini hiç görmeyip yere sigara izmariti atmadıklarını manşetten görenlerle aynı kefeye koyulmak da sizi hiç rahatsız etmiyormuş.

Demek ki seçim barajını geçmek vicdanların barajını geçmek için o kadar da yeterli olan bir şey değilmiş.

Demek ki…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums